"Elimizde operasyona yetecek bilgi yoktu, Dink her koşulda korunmalıydı"

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin yeniden görülen davanın bugünkü duruşmasında cinayet öncesinde Trabzon İstihbarat Şube Müdürü olan, İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç ilk defa hakim karşısına çıktı.

UYGAR GÜLTEKİN
GÖZDE KAZAZ

Engin Dinç, aradan önceki duruşmadaki savunmasının ardından Mahkeme Heyeti ve Dink ailesi avukatlarının çapraz sorgusunda soruları cevapladı. 

Dink cinayetiyle ilgili hazırlanan F4 raporunda ‘Dink öldürülecek’ yazısının ‘ses getirici eylem’ olarak değiştirilip İstanbul’a gönderilmesine ilişkin soruya cevap veren Engin Dinç, yazıda ses getirici eylem ifadesini değiştirmediğini iddia etti, yazıda ‘öldürülecek ifadesinin yer almadığını savundu ve ‘bazı yerleri değiştirdiğimi hatırlıyorum’ dedi. 

Mahkeme Heyeti’nin Erhan Tuncel’in suça karışmasıyla ilgili bilgiye sahip olup olmadıklarına yönelik soruya Dinç, McDonalds bombalamasında Tuncel’in yer aldığını, Tuncel’in sonraki yıllarda savcı Muammer Akkaş’a verdiği yazılı dilekçeyle haberdar olduklarını söyledi. 

“Tuncel’le cinayet tasarısını konuşmadık”

Dinç, Tuncel’i makamına çağırarak yaptığı görüşmeye ilişkin, “Tuncel’le hayatımda bir sefer görüştüm. İletişim kopukluğunun giderilmesi noktasında çağırdık. Para ve dersler gündeme geldi. Bundan sonra görüşmelere iki kişi gidecek, biri rütbeli olacak’ dedi. Bir daha görüşmem olmadı” dedi. Dinç, görüşmeden Dink cinayetine ilişkin herhangi bir konunun konuşulmadığını savundu.  

Dinç, Yasin Hayal ve çevresine ilişkin fiziki ve teknik takip yapıldığını savundu, “Bu takiplere ilişkin takip tarassut raporları düzenleniyordu. Belgelerin imha edildiğine yönelik bilgiler var” ifadelerini kullandı.  

Çapraz sorguda, Reşat Altay’ın Trabzon Emniyet Müdürü olmasının ardından Altay’a verilen brifing de soruldu. Mahkeme Heyeti ve Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, Reşat Altay’a Dink cinayeti konusunda Altay’a bilgi verilip verilmediği sordu. Engin Dinç, brifinge önemli konuların kısaca değerlendirildiğini, büro amirlerinin de yer aldığını söyledi. Altay’a bilgi aktırılıp aktarılmadığına ilişkin soruya Dinç, “Şube olarak İstanbul’a yazmışız. F4 olarak Bakanlığa yazmışız. Saklama gibi bir niyetimiz olsa onları da yazmayız” dedi. Mahkeme Başkanı’nın, “Çalıştığınız dönemdeki il emniyet müdürünün bu kadar önemli bir konuda bilgi sahibi olmadığını söylemesine ne diyorsunuz?” sorusuna cevaben Dinç, “Altay’la en fazla bir buçuk ay birlikte çalıştık. Yardımcı istihbarat elemanı o dönemde çıkarılmış, kendisinin de imzası var. Ben bilgi vermesem bile bizden sonraki arkadaşlarımızın hepsi bu durumu biliyor. Bilgi saklamamız gibi bir şey söz konusu değil” dedi. 

“Elemanla yapılan tüm görüşmeler rapor edilir" 

Hakim, Yasin Hayal’le ilgili Tuncel’le yapılan görüşme sonrası hazırlanan 8 no’lu F4 raporunda, Hayal’in TNT patlayıcı arayışında olduğunun yazıldığını belirterek, ‘bununla ilgili çalışmanız oldu mu?’ diye sordu. Dinç,  kendilerine her gün bu tip bilgiler geldiğini, henüz niyet aşamasında olduğunu savundu; “Raporu kim hazırladıysa o değerlendirmiştir. Onlara sormak lazım” dedi.  

Bakırcıoğlu da TNT bilgi raporunu gündeme getirdi. “Neden TNT bulmaya çalıştığına yönelik çalışmanız oldu mu? Somut bilgileri var mıydı?’ sorusuna Dinç, elemanların TNT’ye dair net bir bilgisi olmadığını söyledi. Dinç, elemanla yapılan tüm görüşmelerin rapora geçtiğini, rapora geçtikten sonra teyidinin yapıldığını söyledi.  

Mahkeme heyetinin “Hayal ve çevresindekilerin bu işi yapabilecek kapasiteleri var mıydı? Birileri mi organize etti?’ sorusuna cevaben, “2015’te istihbarat Daire Başkanlığında ciddi verilere ulaşıldı. Savcıya ifade edildi. 2. Boyut, jandarma boyutu değerlendirildiğinde daha sağlıklı bilgi edinebilir. Çok ciddi bulgulara ulaştık” dedi.  

“Şahsi kusurlar olabilir” 

Dinç’e, Trabzon İstihbarat tarafından Hrant Dink’in korunmasına ilişkin İstanbul’a yazı yazılıp yazılmadığı da soruldu. Dinç, “kişisel yoruma girecek ama mevzu Dink olunca o dönemde bunların yapılması gerekir diye düşünüyorum. Arkadaşlarımızın şahsi kusurları da olabilir” dedi. 

Mahkeme, Trabzon’dan İstanbul’a Dink’in hedef şahıs olduğuna yönelik yazı yazdıktan sonra Dinç’in konuyu takip edip etmediğini sordu. Dinç, “Hem yazıyı yazdım hem telefon açtım. İstanbul istihbarat Şubeye “şunu yapın” deme yetkim ve sorumluluğum yok. Ama görevimi yaptığım kanaatindeyim. Uyarı yazısının değerli bulunması gerekirdi” diyor.

 Avukat Bakırcıoğlu, Dinç’e Yasin Hayal’in dinlenen telefonlarının çözümlenip çözümlenmediğini, kendisinin görüp görmediğini sordu. Dinç, hatırlamadığını söyledi. 

Dinç, sorgusunda, ellerindeki bilgilerin adli operasyon yapılması aşamasına gelinmediğini söyledi. Dinç, “Dink’in her koşulda korunması gerekiyordu” dedi. 

Kategoriler

Güncel Dink Davası