Dink davasında Cerrah ve Güler savunma yapacak

Hrant Dink cinayetinde kamu görevlilerinin yargılandığı davaya 7 -8, 10-11 Kasım tarihlerinde devam edilecek.

Cinayet döneminde İstanbul Emniyet Müdürü olan Celalettin Cerrah, İstanbul İstihbarat Şubesi eski Müdürü Ahmet İlhan Güler ve Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi eski  Başkanı Sabri Uzun savunma yapacak. 

Dink cinayetinde kamu görevlilerinin yargılandığı 35 sanıklı davaya 7 -8, 10-11 Kasım tarihlerinde devam edilecek. Çağlayan Adliyesinde bulunan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek olan duruşmalarda cinayet döneminde İstanbul Emniyet Müdürü olan Celalettin Cerrah, İstanbul  Emniyeti İstihbarat Şubesi eski Müdürü Ahmet İlhan Güler ve Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi eski  Başkanı Sabri Uzun savunma yapacak.

Davanın iddianamesinde, İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlileri hakkında, Hrant Dink’e yönelik açık ölüm tehditlerine rağmen koruma tedbiri alınmadığı için ceza verilmesi isteniyor.

Toplantıda konuşulmuş

Cerrah, Dink cinayeti öncesinde ve cinayetin gerçekleştiği 19 Ocak 2007’de İstanbul’da İl Emniyet Müdürü olarak görev yapıyordu. Cinayetten sonra terfi ederek Osmaniye’ye vali olarak atandı.  Dink’in öldürüleceğine dair istihbarat raporları İstanbul’a gönderildiğinde Cerrah Emniyet Müdürüydü. Hrant Dink’in hedef haline gelmesine neden olan Şişli Adliyesi yargılamaları, Agos gazetesi önünde Dink’e yönelik ölüm tehditleri içeren eylemler başladığında, Ermeni toplumunun kurumları ve kiliselerinin korunması için Patrik II. Merob Mutafyan Valiliğe dilekçe verdiğinde de Cerrah görev başındaydı. 

Cerrah, 15 Aralık 2014’te savcılığa ifade verdi. Cerrah ifadesinde, Hrant Dink ve Ermeni toplumuna dönük olumsuz gelişmelerin ve yapılan eylemlerin, il emniyet ve asayiş toplantılarında gündeme geldiğini söyledi.

Cerrah ifadesinde, “Her ay İstanbul’da, Vali’nin başkanlığında, İl Cumhuriyet Başsavcısı, İl Emniyet Müdürü, İl Jandarma Komutanı, Birinci Ordu Temsilcisi, Merkez Komutanı, MİT, Emniyet’ten terör, güvenlik, istihbarat şube müdürleri ve Jandarma’nın aynı ekipleri toplantıya katılır; o ay içerisinde olan olaylar ve olması muhtemel olaylar, masaya yatırılır ve değerlendirilir. Hrant Dink’e yönelik yapılan protestolardan dolayı gündeme gelmiştir. Ayrıca Ermeni toplumuna yönelik tehditlerden dolayı, Mesrop Mutafyan’ın şikâyet dilekçesi de gündeme gelmiştir” beyanında bulundu.

Yazı üstüne yazı gelmişti

Cerrah, İstanbul’da Emniyet Müdürü olarak görev yaptığı dönemde, 5 Şubat 2006’da, Trabzon’da Rahip Santoro öldürülmüştü. 17 Şubat 2006’da, Yasin Hayal tarafından Hrant Dink’e yönelik eylem yapılacağı bilgisini içeren yazı yazılmıştı. 1 Mayıs 2006’da, neredeyse her duruşmada Hrant Dink’in saldırıya uğradığı 301 davasında, Yargıtay kararı onaylamıştı. Türkiye Ermenileri Patriği Mesrop Mutafyan tarafından 11 Ekim 2006 tarihinde, İstanbul Valiliği’ne dilekçe verilmiş ve ayrıca Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından, Ermenilere yönelik olası saldırılara karşı dikkatli olunması gerektiği ifade edilen 12 Ekim 2006 tarihli yazı da yayınlanmıştı.

Toplantılara Güler de katılmıştı

Ahmet İlhan Güler, Mart 2003’te İstanbul İl Emniyet İstihbarat Şube Müdürü olarak atandı ve Dink’in öldürülmesinden kısa bir süre sonra görev yeri değiştirildi.

İstanbul Emniyet İstihbaratı’nın başında olan Güler, cinayetle ilgili olarak verdiği ifadede, Dink hakkında açılan Türklüğe hakaret davasıyla ilgili, genel bilgi mahiyetinde haberdar olduğunu söylemişti. Oysa, soruşturma kapsamında, Güler’in Dink hakkında hazırlanan pek çok evrakta imzası olduğu ortaya çıkmıştı.

Cerrah’ın ifadesinde sözünü ettiği, Dink’e yönelik eylemlerin konuşulduğu ‘il asayiş toplantıları’na, Ahmet İlhan Güler de katılmıştı.

17 Şubat 2006 tarihinde, Trabzon’dan Yasin Hayal’in Ermenilere dönük kin beslediği ve Hrant Dink’e yönelik eylem yapmayı planladığına ilişkin yazı da Ahmet İlhan Güler’in başında olduğu İstanbul İstihbarat Daire Başkanlığı’na gönderilmişti.  Soruşturma sürecinde, dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç’in İstanbul’a yazı gönderilmeden hemen önce Ahmet İlhan Güler’i telefonla aradığı ortaya çıktı.  

İddianamede, Dink’e yönelik gelen tehditlerden Ahmet İlhan Güler’in haberdar olduğu ve bazı tehditlerin ise koruma tedbirlerinin alınmasını zorunlu kıldığı belirtildi.  Güler, savcılık ifadesinde Hrant Dink’in TCK 301 yani Türklüğe hakaretten dolayı hakkında yürütülen davadan dolayı genel bilgi mahiyetinde haberi olduğunu savunmuştu. İddianamede Güler’in Hrant Dink’in korunması için gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamak amacıyla yazışma yapmasının zorunlu olduğu ancak Güler’in bu yükümlülüğünü yerine getirmediği belirtildi. İddianamede Güler hakkında, “Hrant Dink cinayetinde kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçundan sorumlu olan kamu görevlisidir” ifadelerine yer verildi.

“Haberdar değilim” demişti

Sabri Uzun 2003-2006 yılları arasında Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanı olarak görev yaptı. Dink’e yönelik ölüm tehditleri gelmeye başladığında görevdeydi. Dink’in öldürüleceğine dair raporlar, müdürü olduğu istihbarat daire başkanlığına gönderilmişti. Uzun, savcılık ifadesinde bu raporlardan haberdar olmadığını söylemişti. Ancak savcılık, görevi gereği bu raporları görememesinin mümkün olmadığını belirtti. İddianamede, Uzun’un görevi gereği harekete geçerek gerekli koruma tedbirlerinin alınmasını sağlaması gerektiği ifade edildi.

İddianamede, Uzun hakkında, “İstihbarat Daire Başkanı olarak görev yapan, F/4 gizli haber raporlarını inceleme gereği duymayan Sabri Uzun, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek kişilerin mağduriyetine sebep olması nedeniyle görevi kötüye kullanma suçunu işlediği anlaşılmıştır” ifadelerine yer verilerek cezalandırılması istendi. 

Kategoriler

Güncel Dink Davası



Yazar Hakkında

1985 doğumlu. Güncel politika, insan hakları, azınlık mülkleri ve Kürt meselesi üzerine haberler yapıyor. Musa Anter Gazetecilik Ödülleri 2008 yılı en iyi haber ödülü sahibi.