Uluslararası Af Örgütü: Yüz binlerce insan evini terk etmek zorunda kaldı

Uluslararası Af Örgütü tarafından yayımlanan yeni raporda, "UNESCO dünya mirası statüsüne sahip olan Sur'un on binlerce sakininin de aralarında bulunduğu tahmini yarım milyon insan, son bir yılda Türkiye yetkililerinin toplu cezalandırmaya varabilen acımasız baskıları sonucu evlerinden çıkarıldı" denildi.


Rapora dair bir açıklama yapan Uluslararası Af Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü John Dalhuisen, "Sur'da kesintisiz sokağa çıkma yasaklarının uygulanmasından bir yıl sonra, evlerinden edilmiş binlerce insan kıt kanaat geçinmeye çalışıyor ve giderek artan baskı ortamında belirsiz bir gelecekle karşı karşıya bulunuyor" dedi.
 
Dalhuisen sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye'nin güneydoğusundaki sivil toplum üzerindeki baskı yaygın bir şekilde haberleştirilirken, güvenlik bahanesiyle sıradan insanların hayatlarını harap eden zorla yerinden edilmelere çok az yer verildi" dedi.
 

Raporda "Temmuz 2015'te ateşkesin sona ermesinin ardından, silahlı Kürdistan İşçi Partisi'ne (PKK) bağlı kişiler ve Türkiye güvenlik güçleri arasında çatışmalar başladı. Sur'da ve güneydoğudaki diğer illerde 'öz yönetim' ilan edilmesine, barikatların kurulmasına ve hendeklerin kazılmasına karşılık olarak, yetkililer kesintisiz sokağa çıkma yasakları uygulamaya ve ağır askeri güvenlik operasyonları gerçekleştirmeye başladı.11 Aralık 2015'te, Sur'un 15 mahallesinin altısında ilan edilen kesintisiz sokağa çıkma yasağı, insanların temel gıda veya tıbbi malzemelere erişmek için dahi evlerinden dışarıya çıkmasına engel oldu. Mahalle sakinleri polisin hoparlörden anons yaparak insanlara bulundukları yerden ayrılma emri verdiğini bildirdi. Evler askeri top atışlarıyla sarsılırken ve mermilerle delik deşik edilirken, uzun süreli su ve elektrik kesintileri yaşandı." ifadesine yer verildi.
 
Evinde kalmaya çalışan bir kadın Uluslararası Af Örgütü'ne şöyle konuştu: “İki çocukla evdeydim, bir haftadır su içmemiştik. Bir gün eve [biber] gaz[ı] kapsülü atıldı. 20 gündür elektriğimiz de yoktu. Çıkıp gitmek istedim fakat gidebilecek bir yerim yoktu.” 
 
Bir erkek Sur sakini yerinden edildikten sekiz ay sonra geri döndüğünde evinin bütün duvarlarının çöktüğünü gördü. Uluslararası Af Örgütü'ne, "Evimi kaybettiğim için o kadar çok ağladım ki artık gözümden yaş bile gelmiyor" dedi.
 
Babası ve kardeşi ile birlikte polis tarafından gözaltına alınmadan önce, evini terk etmeye zorlanan başka bir erkek Sur sakini Uluslararası Af Örgütü'ne konuştu ve "Başımıza silah dayayarak evden çıkmaya zorladılar" dedi. Rapora göre bu kişilerin üçü de önce terör iddiasıyla suçlandı, ancak bu suçlamalar daha sonra düşürüldü. Eve geri döndüğünde eşyalarının yakıldığını gördü.
 
Uluslararası Af Örgütü'ne konuşan bir kadın, zorla çıkarıldıktan altı ay sonra evini ziyaret edince polis tarafından taciz edildiğini ve geri dönmeyi düşünmediğini söyledi. Kadın, "Eve geri geldiğimizde, tüm eşyalarımız parçalanmış ve bahçeye yığılmıştı." dedi. Ailesine kaybettikleri ya da zarar gören eşya ve malların tazmini için kayıplarının bedelinin sadece bir kısmına tekabül eden, 3,000TL (yaklaşık 800 Avro) tazminat teklif edildi. Kadının gelini ise "İtiraz edecektik ama bundan daha fazlasını alamazsınız dediler, biz de imzayı attık” dedi. 
 
Raporda "Yerlerinden edilen sakinler alternatif olarak bütçelerine uygun, yeterli konut bulamadılar ve temel hizmetlere erişebilmekte zorluk yaşadılar. Birçoğu yerinden edildiğinde işini kaybetti, çocukların eğitimleri ciddi derecede sekteye uğradı ya da tamamen okulu bıraktılar. Tazminatların çok yetersiz olarak karşılanması ve yetkililerin yeterli –hatta bazı durumlarda hiç bir- kira yardımı sağlamıyor olması zaten hali hazırda yoksul olan aileleri daha da büyük zorluklara itti." görüşüne yer verildi. 
 

Rapora göre Sur sakinleri, hükümet tarafından yürütülmekte olan sokağa çıkma yasağı ve ev yıkımlarının güvenlik gerekçesiyle yapıldığı iddiasını, çatışmalar sekiz aydan fazla zaman önce bittiği gerekçesiyle reddediyor. Bunun yerine, uygulamaları, mahallelerinin yenilenmesi ve söz konusu yerlerde yaşayan kişilerin yeniden yerleştirilmesi için önceden tasarlanmış bir planın bir parçası olarak görüyor. 
 
Konuyla ilgili konuşan John Dalhuisen, "Sur'daki sokağa çıkma yasağının acı verici yıldönümünde, dünya mirası olan bu bölgenin nüfusunun büyük kısmı, kendi miraslarına yıkılmış bir şekilde bakmak zorunda bırakıldı" dedi. 
 
Dalhuisen sözlerine şöyle devam etti: "Şok edici bir şekilde Sur'ın yerinden edilen sakinlerinin karşılaştığı bu umutsuz durum, Türkiye'nin güneydoğusundaki düzinelerce diğer bölgenin de bir yansıması gibi. Hükümet sokağa çıkma yasağını kaldırmak için acilen harekete geçmeli, etkilenen ilçe sakinleri ile tam istişare yapılmasını güvence altına almalı ve insanların geriye kalan evlerine veya en azından, mahallelerine geri dönmelerine yardımcı olunmasını sağlamalı."