En iyi düşünülmüş planları boşa çıkanlar

John Steinbeck’in sevilen romanı ‘Fareler ve İnsanlar’, Onur Atacan’ın uyarlamasıyla, İstanbul Temaşa Tiyatrosu tarafından saheneye taşındı. Hikâyenin başkarakterleri George ve Lennie’ye can veren Murat Ilgar ve Murat Makar’ın performansları, uzun süre akıllardan silinmeyecek gibi görünüyor.

“Ağır ağır ölür işlerinde ve sevdalarında mutsuz olup da bu durumu tersine çevirmeyenler, bir düşü gerçekleştirmek adına kesinlik yerine belirsizliğe kalkışmayanlar, hayatlarında bir kez bile mantıklı bir öğüde aldırış etmeyenler.” (Pablo Neruda, ‘Ağır Ölüm’)

Dünyanın birçok çiftliğinde olduğu gibi, Curly ve babasının Soledad kasabası yakınlarındaki çiftliğinde de mevsimlik işçiler ağır ağır ölüyordu. Sistem, umutsuzluktan bir duvar örmüştü işçilerin çevresine. Bu duvar, onların içinde bulundukları zamanın ötesini görmelerini engelliyordu. Günü kurtarmaktan başka bir amaç edinmeyi imkânsız kılan sistemin kıskacında, giderek yalnızlaşıyordu işçiler. Hayatlarının değişebileceğine ihtimal vermiyor, hayal kurmaya cesaret edemiyorlardı. Bu yalnızlık muktedirleri besliyor, sistemi kemikleştiriyordu.

John Steinbeck’in romanından uyarlanan ‘Fareler ve İnsanlar’ oyununun başkarakterleri George ve Lennie, kendi yalnızlıklarında ve umutsuzluklarında boğularak ağır ağır ölenler arasında varoluş mücadelesi veren iki dosttu. George gibi zeki ve kurnaz biri ile Lennie gibi akli dengesi bozuk bir adamın kurduğu dostluğun temelinde, geleceğe dair ortak umutları vardı. Bir gün kurtulacaklardı bu sömürü düzeninden. Bir gün parayı denkleştirip küçük bir ev, birkaç dönüm dev tarla alacaklardı. İnekleri, domuzları, tavukları ve elbette tavşanları olacaktı. Ne var ki, ünlü romanın adına ilham veren Robert Burns şiirindeki gibi, farelerin ve insanların en iyi düşünülmüş planları genellikle boşa çıkardı.

Birlikte kurulan hayallere dair

Gala gösterimi 28 Kasım’da yapılan, İstanbul Temaşa Tiyatrosu’nun sahnelediği, John Steinbeck’in aynı adlı eserinden Onur Atacan tarafından uyarlanarak sahneye konan ‘Fareler ve İnsanlar’, izleyicileri, birlikte kurulan hayallerin güzel şeyler getireceğini anlatan bir masalın parçası olmaya davet ediyor.

Hikâye Amerika’nın Büyük Bunalım döneminde geçse de, temaları itibariyle kendi zamanının ve coğrafyasının ötesine geçiyor. İlişkilerini ve zamanını tükettikçe tükenen, tükendikçe yalnızlaşan, hayallerini emeklilik sonrasına sıkıştıran, saklandığı etiketlerin altında derinliğini yitiren modern insanın da çığlığı olarak görülebilecek olan oyun, hikâye ile izleyici arasında güçlü bir bağ kuruyor. Bu bağ, Nazmi Karabacak imzalı dekorun, Yücel Arzen’in yaptığı müziğin, Mustafa Algül’ün yönettiği ışığın ve Güner Eskun’un tasarladığı kostümlerin etkisiyle oyun boyunca güçleniyor. Başrolleri paylaşan Murat Ilgar ve Murat Makar’ın sergilediği inandırıcı ve sarsıcı performans, izleyiciyi, kendini hikâyenin parçası olarak hayal etmeye itiyor. George ve Lennie’yle açılan perdeler, yine onların baş başa olduğu sahneyle kapanıyor. Kitabı okumuş, oyunu daha önce farklı yerlerde seyretmiş olan izleyiciler dahi, hikâyenin finalinin yarattığı şaşkınlıktan ve oyunun yaşattığı duygusal yoğunluktan, salonu terk ederken de sıyrılamıyor.

‘Fareler ve İnsanlar’ 23 Aralık’ta Moi Sahne’de izlenebilir. 

Kategoriler

Kültür Sanat Tiyatro



Yazar Hakkında