LEVON BAĞIŞ

Levon Bağış

OBUR

Yeni yıl sofrası

Yılbaşı yaklaşıyor. Herkes program peşinde. Tartışmasız, en iyi yılbaşı sofrası evde kurulandır. Kendisini eğlenmeye şartlamış koca bir şehirle beraber eğlenmeye çalışmak beyhude bir çabanın önüne geçemez bence. Bu nedenle, evde olmak en iyisi. 

Sadece ben değil, birçok kişi yılbaşını evinde geçirecek yine. Kurtuluş civarında yılbaşında misafir ağırlayacak tantiklerin telaşı başlamıştır şimdilerde. Çünkü mezecilere siparişler erkenden verilmelidir; geç kalırsan sipariş verecek mezeci bulamayabilirsin. Ne de olsa, yılbaşı sofrası dediğinde masaya gelecek yemek bol olmalı. Taramasından lakerdasına, pastırmasından turşusuna kadar, dışarıdan alınacak ürünler de bol olunca, yılbaşı sofrası kurmak epey yorucu bir hal alıyor. Bir de bunlara topik, dolma, pilaki, aşureyi eklersen, büyük mesai... Bunun için biraz mezeci desteği almak hiç fena fikir değil. Kurtuluş Caddesi’ndeki Tuana gerçekten iyi mezeler yapıyor; tavsiye ederim. Bizim mahalle için tavsiyelerimi geçen sene yazmıştım. Onlara yeni bir yer eklenmediyse de, çok şükür diyorum, en azından geçen senekilerin hepsi hâlâ hayatta.

Ama her zaman, sipariş vermekte geç kalmış birileri olur. İşte o zaman, son kalan ‘midya’ dolmayı, taramayı alıp evine götürmek için cansiperane mücadele eden, yeni kuaförden çıkmış, kuş yuvalı saçlı tantikler ve eve gitmeden son siparişleri toplamaya çalışan daydayların telaşı gözle görülür bir hale gelir, yılbaşı gecesi öncesi. Ayaklarında terlikler, üzerinde pardösü, o saçlar, kuaför ile mezeci arasında koşturan orta yaş üstü kadınların görüntüsü gerçekten izlemeye değerdir.

Yılbaşı sofrasının vazgeçilmezlerini toplamak bazen yorucu olabiliyor ama ben teknolojiye en çok böyle zamanlarda şükrediyorum. Benim için yemekten çok tek başına bir ziyafet olan pastırmanın, yediklerim arasında en iyisi olan Kastamonu pastırmasını bile evime getirtebiliyorum. Kastamonu’daki üretici Tabakoğlu pastırmayı, üç gün kaya tuzuyla kanını akıtıp, 40-45 gün, kendi tabiriyle ‘hava kurusu’ yaparak, yani açık havada kurutarak hazırlıyor. Kuruttuktan sonra Taşköprü sarımsağıyla yaptığı çemene buluyor. Bir de zar gibi kesiyor ki, gerçekten açtınız mı kutunun dibi geliyor. Sonrasını artık yanınızdakiler düşünsün.

Yılbaşı sofrasını pastırmasız düşünemiyorum. Bunun gibi olmazsa olmaz çok şey sayabilirim ama şu hindi merakını bir türlü anlayamıyorum. Benim ideal yılbaşı soframda, dil, beyin gibi bol bol sakatat, pastırma ve yağın ağırlığından bir yana devrilmiş dolma olmalı. Bir de, babamın doğru adıyla anılması için her “Amerikan salatası” diyeni düzeltip “onun adı Rus salatasıdır” dediği, ev yapımı bir Rus salatası varsa, sofra tamamdır. Gerisini teferruat sayarım.

Tabii ki, bunların yanında olmasa bile sonrasında –ki aslında şampanya ile pastırma, tarama ve tüm zeytinyağlılar iyi uyum sağlar– yılbaşının resmî içkisi şampanyayı bir tadın derim. Alırken dikkat edin; ya Champagne bölgesinde üretilmiş bir köpüklü, ya da ‘doğal köpüren’ ifadesi taşıyan bir köpüklü olsun. Mesela Prosecco’lar ve hatta doğal yollarla köpüklü hale getirilmiş yerli köpüklüler... Ama sadece patlatmak yerine içmeyi deneyin. İyi bir köpüklü şarabın, patlatarak ziyan edilmeyecek kadar güzel bir şey olduğunu göreceksiniz.