Eren Keskin: Suçluyuz, Sadece Bu!

EREN KESKİN

Ermenileri tanıdığımda henüz 12 yaşındaydım. 

Babamın ikizi olan amcam, çocuklarını bırakıp giden eşinin ardından, Ermeni olan yengem Jozefin’le evlenmişti. Sonra da bizim hayatımızın ‘en güzel günleri’ başladı.

Jozefin yengem, hayatta tanıdığım en iyi insanlardan biriydi. Evine giden herkese, her seferinde bir hediye verirdi.

Onunla birlikte ailece gittiğimiz tiyatrolar, sinemalar, konserlerin sayısı arttı.

Yengemin iki yeğeni vardı: Aleks ve Arthur abi. İkisi de bizi hep güldürür, bize ‘Zati Sungur’ bilmeceleri öğretirlerdi.

Onlarla geçen zaman hep çok güzel olurdu. Ve ben, Ermenilerin dünyanın en iyi insanları olduğuna inanırdım.

O zamanlar büyük suçumuzu bilmiyordum daha.

Lise 1. sınıfa geldiğimde solcu olmuştum. Kürt bir abinin önerisiyle bir kitap okudum. Ve ilk kez Ermeni Soykırımı gerçeğini duydum.

Günlerce, bu konuyu sorup sormamayı düşündüm.

Yaz günleriydi. Jozefin yengemle Sedef Adası’na gitmiştik. Kıyıda otururken, birden, “Yenge, sizin aileniz de soykırımdan çok etkilendi mi?” diye soruverdim.

Yengem, çok tedirgin biçimde “Gel, denize girelim” dedi. Dubalara kadar yüzdük. Ve orada gözleri dolu dolu bir şeyler anlattı. Ve ardından, “Sen yine de bu konuyu çok konuşma” diyerek beni uyardı.

Çok etkilenmiştim.

Sonra yıllarca, bu konuda elime ne geçerse okudum.

Büyük suçumuzu öğrendim. Ama gördüm ki, bu büyük suçu işleyen zihniyet, sağcısıyla, solcusuyla, tüm toplumu şekillendirmiş.

Yıllar sonra yengemin naifliğinde bir insan daha tanıdım.

Hrant Dink!

Bu sert ve acımasız gerçeği, yumuşak ve naif bir dille tüm topluma anlatmaya çalışan, Hrant Dink!

Ardında bıraktığı acılı yıllara ve SOYKIRIM gerçekliğine karşın, karşısındakini, ‘sevmeyi isteyen’, ‘soru soran’, ‘cevap bekleyen’ ve tüm bunları olağanüstü insani bir tavırla yapan...

İHD Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon olarak, bizlere her zaman yardımcı oldu. Hatta bazen, ‘yavaş’ diyerek bizi, ‘frenlemeye’ çalıştı.

Ve ama bu devlet, ‘gerçek devlet’, Hrant Dink gibi bir insana katlanamadı.

Ve bu büyük suçu yüzüne vuran bu insanı, acımasızca katletti.

Ve bugün, bu katliamı, herkes birbirinin üstüne yıkmaya çalışıyor.

Suçluyuz çok suçluyuz, Hrant Dink!

Ben sadece ve sadece her 19 Ocak’ta, sadece bu duyguyu hissediyor ve acı duyuyorum.