Agos manşet: Referandumu beklemeye gerek yok

VADİP Başkanı Bedros Şirinoğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Ankara’da yaptığı görüşmenin bir neticesi olarak Patriklik seçiminin Nisan ayında yapılacak Anayasa değişikliği referandumu sonrasında iktidarın gündemine geleceğinin ortaya çıkması, Ermeni toplumunda tam bir belirsizlik havası yarattı. Ağırlıklı görüş, Patriklik seçimini konuyla hiçbir ilgisi olmayan referanduma endekslemenin süreci gereksiz yere geciktireceği yönünde. Seçim için zaten sekiz yıl beklenmişken topun yine taca atılmaya çalışıldığını düşünenler de var.

MİRAN MANUKYAN
RUPEN VARJABEDYAN  

Türkiye Ermeni toplumu, uzun bir süredir Patriklik seçiminin yapılabilmesi için yetkili mercilerin gerekli adımları atmasını bekliyor. Son olarak Başepiskopos Aram Ateşyan ve Episkopos Sahak Maşalyan bir dilekçe yazarak Valilik’ten seçim için randevu talep etmiş ancak bu talep karşılık bulmamıştı. Bunun üzerine Ateşyan, iki hafta önce yaptığı açıklamada, Valiliğin bir hafta içinde cevap vermemesi halinde dilekçeyi bizzat elden teslim edeceklerini belirtmişti. Ancak henüz bir hafta geçmeden, Vakıflar Arası Dayanışma ve İletişim Platformu (VADİP) Başkanı Bedros Şirinoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmek üzere Ankara’ya gitti, söz konusu görüşmede Patriklik seçiminden de bahsetti. Görüşmenin ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Patriklik seçimiyle ilgili gerekli adımların, Nisan ayında yapılması planlanan Anayasa değişikliği referandumunun ardından atılacağını belirtti. Dolayısıyla sekiz yıldır türlü gerekçelerle yapılamayan Patriklik seçimi, bu kez de referandum sonrası gibi Patriklik seçimiyle ilgisi olmayan siyasi bir gelişmeye bağlanmış oldu. Yaşanan tüm bu gelişmeleri Düşünce Platformu Sözcüsü Tatyos Bebek, Boyacıköy Kilisesi Vakfı Başkanı Nazaret Özsahakyan, Yeniköy Kilisesi Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Sevan Şeşetyan ve Malatya HayDer eski Başkanı Hosrof Köletavitoğlu Agos’a değerlendirdi. 

‘Çalışmalara şimdiden başlamalıyız’
Nazaret Özsahakyan, Boyacıköy Surp Yerits Mangants Kilisesi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı 

Bedros Bey’in Ankara ziyaretini sağda solda konuşulanlarla duydum, vakıf yöneticilerine ‘Ben Cumhurbaşkanı’yla görüşeceğim’ gibi bir bilgilendirmede bulunmadı. Ülkece olağanüstü bir haldeyiz, bu dönemde seçimlerin nasıl yapılacağı da bir soru işaretiydi. Görüşmede, Patriklik ve vakıf seçimlerinin Nisan ayında yapılması düşünülen referandum sonrasına ertelendi ama bu, vakıfların çalışmalarına başlamasına engel değil. Cumhurbaşkanı’nın sözünden döneceğini sanmıyorum, o yüzden vakıflarımız şimdiden nüfus kayıt çalışmalarına başlayabilir.  Zaten Nisan’dan sonra yapılacağı belli olan Patriklik seçimi için çalışmalara da o dönem başlarsak, süreci boşuna daha da uzatmış oluruz.

‘İyi niyetli bulmuyorum’
Tatyos Bebek, Düşünce Platformu Sözcüsü

Seçim başvurusu için İstanbul Valiliği’nden randevu geldi gelecek derken şimdi de referandum takvimi ortaya çıktı. Sürekli bahaneler bulunuyor ve seçim bir türlü yapılamıyor. Üstelik şimdi Cumhurbaşkanlığı makamını da sürece dahil ettik. Topu taca atmak için iyi bir bahane daha. Oysa baştan beri söylüyoruz, Valilik makamına seçim başvurusu yapılacak ve seçim süreci başlayacaktı. Ruhani Kurul da karar almıştı ve mektup da yazılmıştı üstelik. Ne oldu? Ne mektubun içeriğini bilen var ne de niçin randevu talep edildiğini. Toplumdan neyi, neden gizliyorlar? Devlet, Patrik seçimi yapılmasını ister mi istemez mi bilemem. Peki Türkiye Ermeni toplumu olarak biz istiyor muyuz? İstiyorsak bunun için sekiz senedir ne yaptık? Düşünce Platformu olarak, farklı bölgelerde halk toplantıları düzenlemenin yanısıra, çeşitli vakıf yöneticileriyle, ruhanilerle, hayırseverlerle ve dernek yönetimleriyle görüşmelerimiz oldu. Büyük çoğunluk, geleneklerimize göre seçilmiş bir Patriğimiz olması gerektiğine inanıyor ve bunu da ifade ediyorlar. Fakat düşüncelerin pratiğe dökülmesi aşamasında farklı saiklerle kimse tepki vermiyor, aktivite gösteremiyor, herkes pasif kalmayı tercih ediyor. Yöneticilerin de gelişmelerden memnun olduklarını sanmıyor ve iyi niyetlerine inanıyorum. Onlar, bu duruma bir çözüm bulabilirler, bulmalılar. Aksi takdirde topluma bunu layık görenler bunun vebalini taşımak zorunda kalacaklardır.

‘İtimat azalıyor’
Sevan Şeşetyan, Yeniköy Küd Dpo Surp Asdvadzadzin Kilisesi Yönetim Kurulu Üyesi

18 Ocak’ta Yedikule Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi ve VADİP Başkanı Sayın Bedros Şirinoğlu’nun, Cumhurbaşkanımız  Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile yapmış olduğu görüşme esnasında basın yoluyla öğrenmiş olduğumuz haliyle Patriklik seçiminin gündeme alınmış olması olağan bir gelişmedir. Devletin en üst makamının Bedros Şirinoğlu’nu çağırması sonucu, Şirinoğlu’nun bu davete icabet etmesi ve vakıf yöneticisi olarak Patriklik seçiminin yapılmaması problemini dile getirmesi bu sürece menfi bir etki sağlamamıştır. Sekiz yıldır seçimin yapılmamasına başta sebebiyet veren ve Patriklik makamını meşgul eden Aram Ateşyan’dır. Aram Ateşyan, boş  bulduğu makama oturmuş ve seçim yapmamak için elinden gelen oyalama taktiklerini yapmıştır. Valiliğe müracaat ettiği veya etmiş olduğunu iddia ettiği dilekçeyi bırakın kendi cemaati ile paylaşmayı, vakıf yöneticilerine dahi göstermemiştir. Bu dilekçenin varlığı da şüphelidir. Böylesi önemli bir dilekçeyi kendi halkından gizleyen bir kişinin inanılırlığı da halk gözünde sıfıra inmiştir. Bu süreçte mevcut statükolarını korumak isteyen maddi açıdan problemleri olmayan vakıf yöneticileri de bu çarpık sürece çanak tutarak kendi iktidarlarının bekasını pekiştirmek ve sürdürmek istemişlerdir. Maddi zorluklar içinde çırpınan vakıf yöneticileri ise kendi vakıflarının bütçe açıklarını kapatmak için çırpınmakta ve sürece dahil olamamaktadırlar. Süreç hakkında basın yoluyla haberdar olan halkın mağduriyeti ise artarak devam etmekte; başta ruhani sınıfa, ardından vakıf yöneticilerine olan itimat her geçen gün azalmaktadır.

‘Yöneticilerimiz disiplinsiz’
Hosrof Köletavitoğlu, Malatya HayDer eski Başkanı

Disiplini olmayan insanlar her an her yerde her türlü hareketi yapabilirler. Ne yazık ki Bedros Şirinoğlu da bu işi hiçbir zaman yönetemedi, daha doğrusu yapması gereken şeyleri, yapması gereken zamanda yapmadığı için, işin üstünü yanlışlarla kapatıyor. Cumhurbaşkanı’nın patriklik seçimi ile hiçbir ilgisi olmaması gerekiyor. Doğrudan seçim yapmak için başvuru yapılması gerekirken, süreç uzadı. Valilikten randevu beklendi, doğrudan valiyle görüşülmek istendi ama herkes süreci bir tarafa çekiyor. Bu kadar karmaşa olduktan, iş rayından çıktıktan sonra Şirinoğlu, Erdoğan görüşmesinin mantığını araştırmak yanlış bir şey. Şirinoğlu belli ki Garo Paylan’ı şikâyet etmek için Erdoğan’la görüşmeye gitmiş. Eğitim disiplini, yönetim disiplini olmayan insan nasıl hareket ediyorsa, bizim yöneticilerimiz de öyle hareket ediyorlar. Ortada basit bir şey var: Bir dilekçe yazılacak ve valiliğe teslim edilecek. Direkt valiyle görüşmeye gerek yok zaten.

Kategoriler

Toplum Kilise