LEVON BAĞIŞ

Levon Bağış

OBUR

Almanya tatlı vatan

Almanya dendiğinde aklınıza ne geliyor? Büyük fabrikalar, otomobil markaları, silah sanayisi falan, değil mi? Ülkeleri, ülkelerin insanlarını belirli kalıplara sokmaya bayılıyoruz. “Almanlar” dendiğinde de, çoğu insanın aklına ‘soğuk’ oldukları geliyor. 

Belki de öncelikle öğrenmemiz gerek en önemli kural şu: Genellemeler genelde yanlıştır!

Ben ancak Almanya’ya gidince bu önyargıların ne kadar yersiz olduğunu anlamıştım. Berlin’de Avrupa’nın belki de bazı en iyi restoranları bulunuyor ama o kadar kuvvetli önyargılarımız var ki, dışına çıkamıyoruz.

Geçen sene Hamburg’a giderken, hayalimizde bol domuz yemek ve bira içmek vardı. Hayatına midesinin yön verdiği bir grup olarak Hamburg’a vardığımızda, ne kadar yanıldığımız ortaya çıktı. Domuz ve bira için fazla kuzeydeydik ve Hamburg, şahane deniz mahsulleri (özellikle kabuklular) ve sek beyaz şarap cennetiydi.

Almanya’nın adının bira ile anılması çok normal. Bugün hâlâ her bira içicisinin saygı duyduğu biraların birçoğu Almanya’da üretiliyor. Dünyanın en büyük açık hava festivali olan Oktober Fest bir bira festivali ve Münih’te yapılıyor. Ülkede, 1514 yılından beri, biranın saflığıyla alakalı bir yasa var. Alman bira yasası ‘Reinheitsgebot’, “Bira sadece arpa, su ve şerbetçi otundan üretilecek” diyor ve hâlâ bu kurala uygun biralar üretiliyor.

Beni Almanya’da esas heyecanlandıran ise, ürettikleri müthiş şaraplar. Almanya şarap üretiminde, hacim olarak, dünya çapında ilk 10’da yer alan, çok büyük bir üretici.

Almanya’nın geneli üzüm üretimi için uygun olan iklimin dışında kalıyor. Üzüm yetişmesi için kuzey yarımküredeki ideal bölgeler 30 ile 50. paraleller arası. Fakat Almanya’nın büyük bölümü 50. paralelin yukarısında yer alıyor, yani Ekvator’dan çok kutuplara yakın. Genelde bu kadar soğuk iklimde yetiştirilen üzümler şarap için uygun değildir. 50. paralelin sınırında yer alan, Fransa’ya yakın olan bölgelerde, bu soğuk hava sayesinde çok özel beyaz şaraplar üretiliyor. Özellikle Riesling üzümü, canlı karakteri ve kendine has aromaları ile, bu bölgelerde müthiş sonuçlar veriyor.

Almanya şaraplarının en büyük özelliği, soğuk sayesinde sahip oldukları yüksek asit. Ama bu soğuk, yüzyıllardır başlarına bela da oluyor. Alkol elde etmek için gerekli olan şeker, üzüm olgunlaştıkça oluşuyor. Üzümün olgunlaşmasını sağlayan ise güneş yani sıcak hava. Bu nedenle eskiden düşük alkollü şaraplar üreten, hatta alkolü yükseltmek için şıraya şeker ilave etmeye bile izin veren bir ülkeyken, küresel iklim değişikliği sayesinde, artık daha olgun üzümlerden, daha yüksek alkollü şaraplar üretebiliyor Almanya. Eskiden yüksek asitliğin çok yakıştığı çivi gibi Rieslingler kırmızılarından bir adım önde gösterilirken, artık kırmızılar da çok iyi örnekler veriyor.

Bu şarapların güzelliğinden öte en etkileyici tarafları, son derece uygun fiyatlı olmaları. Aynı kalitedeki bir Alsace ya da Burgonya şarabından çok daha makul fiyatlara satılıyorlar. Yolunuz düşerse oralara, şişesine 20 Euro civarını gözden çıkarın; inanın, pişman olmazsınız. Çok daha uygun fiyatlara da iyi şaraplar var ama taşımanıza değsin.

Özel üretim yöntemleri ve kendine göre oluşturduğu şarap yasalarıyla, Almanya bir yazıya sığmayacak kadar önemli bir şarapçılık bölgesi. Önümüzdeki yazılarda devam edeceğim.