OHANNES KILIÇDAĞI

Ohannes Kılıçdağı

MUHALEFET ŞERHİ

Koyunların sonu çobanın da sonudur

Patrik seçim krizi süresince Düşünce Platformu’nun yaptığı halk toplantılarında din adamlarına karşı belli bir tepki olduğunu gördük. Söylenenleri burada tekrar etmeye gerek yok ama öyle anlaşılıyor ki halkın geniş bir kesiminin gözünde hayli yozlaşmış bir imajları var. Tabii ki, tepkilerini ortaya koyanlar genelleme yapıyorlar. Şüphesiz, genellemelere uymayan istisnai din adamları da vardır ama sosyolojinin temel önermelerinden biri, toplumsal algının gerçek sonuçları olduğudur. Yani, hepsi hatta belki çoğu öyle değil ama ‘yoz din adamı’ algısı çok yaygın ve o zümreye karşı gerçek bir tepki doğuruyor. Değabah seçimlerinde Ateşyan’ın seçilmesi bu tepkiyi artıracak, uçurumu daha da genişletecektir. Zaten olumsuz olan imaj, Ateşyan gibi ipliği pazara çıkmış bir figüre verilen destekle daha da pekişecektir. Fakat, bu seçim aynı zamanda bir fırsattır. Ruhaniler, faziletli ve basiretli davranarak bu olumsuz imajı bir hamlede tersine çevirebilirler. Bu hamle de, Ateşyan’ı değabah seçmemektir. O toplantıdan Ateşyan’ı değabah seçmeyerek, hele bir de istifasını sağlayarak çıkabilirlerse, toplumun gözünde bir anda prestijleri, saygınlıkları yükselecektir ve bunu sonuna kadar hak etmiş olacaklardır. Aksi takdirde, hepsi Ateşyan’ın işbirlikçileri olarak görülecektir. İşin ilginç yanı, oylama gizli olacağı, dolayısıyla kimlerin Ateşyan’a oy verdiği bilinemeyeceği için, bu leke Ruhani Meclis’in tümüne sürülecek. O meclisin üyeleri sonra o lekeyle nasıl insan içine çıkacaklar, nasıl kilisede, mezarlıkta işlerini yapacaklar, bilemiyorum. O durumda onların yerinde olmak istemezdim doğrusu. Herkes, semtinin ruhanisini bu konuda uyarmalı. 

Gizli oylama demişken, değabahın seçileceği toplantı konusunda da soru işaretleri var. Yirmi küsur kişi bir odaya kapanacaklar ve oradan hepimizi ilgilendiren, kritik bir seçim sonucuyla çıkacaklar. O odada neler olacak, nasıl olacak? Doğrudan oylamaya mı geçilecek, yoksa öncesinde ‘ikna konuşmaları’ olacak mı? Oylamanın gizliliği nasıl sağlanacak? Oylamada bulunamayacak kimi ruhanilerin yerine vekâletle oy kullanılacağı söyleniyor. Böyle bir şey mümkün mü, mümkünse nasıl? Oylamanın gizli olmasını anlaşılabilir (aslında bu da iki tarafı keskin bıçak) ama toplantının gizli olması biraz, tabiri caizse, mide bulandırıyor. Öyle ya, din adamlarının halklarından gizleyecek nesi olabilir? Nasıl olur tam olarak bilemiyorum ama bu toplantının şeffaflığının bir şekilde sağlanması gerekir. Bu, Ateşyan’a oy vermek istemeyip, kendini baskı altında hisseden ruhaniler için de iyi olacaktır.

Hepimiz faniyiz ama tarih bazen omuzlarımıza faniliğimizden ağır yükler bindirir. Türkiye Ermenileri Ruhani Meclisi üyeleri, değabah seçiminde böyle bir yükle karşı karşıya. Tarihin akışı içinde doğru yerde durmak gibi bir sorumlulukları var. Umarız adları, geleceğin tarih kitaplarında Ermeni toplumunun tabutuna son çiviyi çakanlar arasında anılmaz. Değabah seçiminde ayak oyunlarının, ‘köşe dönücülüğün’, ‘iş bitiriciliğin’, simsarlığın, entrikacılığın, maddiyatçılığın, çıkarcılığın, çapsızlığın, yalancılığın, hem ataların kemiklerini hem yaşayanların vicdanlarını sızlatan inkârcılığın kazanmasına izin vermez, toplumun onuruyla birlikte kendilerininkini de kurtarırlar. Patriklik makamının çoktandır yerlerde sürünen saygınlığını ayağa kaldırmak için değerli o ilk adımı atmak varken bu veballere ortak olmak niye? Evet, Ateşyan’ın değabah seçilmemesiyle her şey bitmeyecek ama bu ilk adımdır. Umarız, ruhaniler karakterlerini ortaya koyar, kendilerine olan güveni boşa çıkarmaz, umutları bir kere daha havada bırakmazlar. Zira, bu galiba onların da son şansı.

Hıristiyanlığın makbul metaforuyla söyleyecek olursak, koyunlarıyla kavgalı çobanlar, onları uçuruma sürer; koyunların sonu tabii ki çobanın da sonudur.