Rıfat Ilgaz yeniden…

BİLGEHAN UÇAK

Rıfat Ilgaz adı genç kuşak için her şeyden önce ‘Hababam Sınıfı’ demektir. Özellikle de filmlerden dolayı böyledir bu, sinema romanlardan çok daha geniş ir kitleye ulaştırmıştır yazarını. Bugün dahi izlenir, her sahnesi ezbere bilinse de aynı heyecanla izlenir. Samimidir her şeyden önce; sıcaktır, iyidir, kötülüğe pek de yer yoktur. ‘Hababam Sınıfı’ kadrosunda rol alanlar, çok kısa bir süre sonra Yeşilçam’ın en gözde aktörleri arasına adlarını yazdırdılar; kimler yoktu ki orada: Münir Özkul, Adile Naşit, Kemal Sunal, Ayşen Gruda, Halit Akçatepe, Tarık Akan… Tabii Tarık Akan ve Rıfat Ilgaz deyince bir başka filmi hatırlamamak imkânsız: Yusuf Kurçenli tarafından sinemaya uyarlanan ‘Karartma Geceleri’.

Türkiye’de birçok ödül alan film Venedik Film Festivali’ne gittiği gibi, ödül aldığı yerler arasına İspanya’daki San Sebastian Film Yarışması’nı da ekledi. Evet, filmi çok etkileyiciydi ama ‘Karartma Geceleri’ evvela Rıfat Ilgaz’ın romanı olarak dünyaya gelmişti. 1974’te yayımlanmış, filme çekilmek için onaltı sene beklemesi gerekmiş. Elimdeki nüsha, elbette Çınar Yayınları, yeni basım, Şubat 2017. Otuzbirinci baskıymış. MEB’in ‘100 Temel Eser’ listesinde.

Aydın Ilgaz’ın başında olduğu Çınar Yayınları, geçen senenin sonlarına doğru Kırmızı Kedi bünyesine katılmıştı. Şimdilerde, arka arkaya, birbirinden güzel kapaklarla yeniden okuyucularla buluşuyor Rıfat Ilgaz. Aydın Ilgaz ise artık yayın danışmanı. Yayınevinin gençleşmesi kitaplara da sirayet etmiş; ‘Hababam Sınıfı’nın yeni kapakları tam da o sınıfın ruhunu yansıtıyor. O sınıf; hepimizin kendini bir parçası hissettiği o sınıf…

Kitabın hikâyesi

‘Karartma Geceleri’nin kapağında yıldızların ışıldadığı bir gece var. Karanlık ama yıldızlar parlıyor işte, ortada kan kırmızısı kapaklı bir kitap -iç sayfaları ise bembeyaz- var, yazarın adının yazmasını beklediğimiz yerde demirparmaklıktan bir bölme. Müthiş bir kapak. Künyeye bakıyorum. Kapak tasarımını, Füsun Turcan Elmasoğlu; illüstrasyonu ise Zeynep Özatalay yapmış. Arka kapakta kitabın çok kısa bir özeti yer alıyor:

“Yıl 1944… İkinci Dünya Savaşı sınırlarımıza kadar dayanmıştır. Hitler faşizminin tüm Avrupa’yı ateşe attığı günler… Türkiye bu savaşa dâhil olmamak için dirense de etkileri tüm ülkede hissedilecektir. Ekmek, şeker, yakacak gibi temel ihtiyaç maddeleri karneye bağlanmış, dışarıdan gelebilecek ani baskınları önlemek amacıyla geceleri her yere karartma uygulaması başlamıştır. Ülkenin aydınlarına da baskı uygulanan bir dönemdir bu aynı zamanda.”

Romanın başkahramanı Mustafa Ural, bir şairdir ve her şair gibi maişet derdi onu edebiyat öğretmeni olmaya mecbur bırakmıştır. Şiir yazarak geçinmesi mümkün olmayan biridir Mustafa Ural. Hoş, kim geçinebildi ki? Bu ülkede sadece yazarak ya da resim çizerek, heykel yaparak, fotoğraf çekerek hayatını idame ettirebilen kaç kişi oldu? Koca Necatigil bile Kabataş Lisesi’nde edebiyat öğretmeni değil miydi? Mustafa Ural’ın şiir kitabı toplatılmıştır, sağlık sorunları vardır ve teslim olmak yerine kaçmaya çalışır. İnsanlardan yardım umar, onlara sığınır. Hiçbir şey değişmiyor; hâlâ kitaplar toplatılıyor, hâlâ yazarlar özgürce yazamıyorlar. Rıfat Ilgaz bu romanı yazalı kırk seneyi geçmiş, tamı tamına kırküç sene!

“Geldiği gibi, gene kalabalığa uyarak çıkmıştı sinemadan. Yürüyordu, önünde gidenlerin adımlarına uyarak. Bu adımlar, seyrekleşe seyrekleşe bir süre sonra önünde silinip yok olmuşlardı. Kılavuzsuz yabancı bir gezgin bir tek başına kalmıştı sokaklarda. Kendi yönetimini ele almalıydı artık. Saat daha on biri yeni geçmiş olmalıydı. Kahvelerin, meyhanelerin, sinemaların on birde kapanmaları gerekirdi, sıkıyönetim buyrultularına göre. Tam ik saat sonra dokunabilirdi evinin penceresine.”

Bir yandan Mustafa Ural gibi çaresiz hissediyorum, bir yandan enseyi karartma diye teskin ediyorum kendimi. Her şey bir yana, iyi ki Rıfat Ilgaz var, iyi ki ‘Karartma Geceleri’nin yeni baskıları, onu bekleyen okuyucuları var. Rıfat Ilgaz’ı Hababam Sınıfı’ndan ibaret zannetmemenin zamanı çoktan geldi de geçiyor bile…

Karartma Geceleri
Rıfat Ilgaz
Çınar Yayınları
264 sayfa.