LEVON BAĞIŞ

Levon Bağış

OBUR

Paskalya, Pesah, Passover...

Mutlu, huzurlu bir toplumun belki de en olmazsa olmaz özelliği, beraber üzülebilip beraber sevinebiliyor olmasıdır. Giderek kutuplaşıp sadece düşman karşısında birleşmeye başlayınca, dost ve düşman kavramları iyice muğlaklaşıyor. Dostun, düşmanın sadece menfaat çerçevesinde görüldüğü zamanımızda en zor şey bir duyguyu beraber yaşamak, paylaşmak herhalde. 

Oysa ne kadar farklı görünürsek görünelim, yaşadığımız coğrafya, kutladığımız bayramlar o kadar benzer ki birbirine, sadece onları keşfetmek, birbirimizi tanımak, beraber mutlu olmamızı sağlayabilir belki.

Yaşadığımız coğrafyanın kadim bayramları, âdetleri, bizleri ayrıştırmaya değil neşeyi paylaşmaya sevk edebilmeli.

16 Nisan dendiğinde herkesin aklına tüyleri diken diken eden referandum gelse de, aynı gün, yaşadığımız toprakların en kadim bayramlarından biri kutlanacak. Herhalde burada yaşayan biz azınlıkların pek bir önemi olmadığının göstergesi olarak, Paskalya Bayramı ile referandum aynı güne denk getirilmiş.

Üstelik binyıllardır bu topraklarda kutlanan, âdetlerine hemen herkesin bir yerinden aşina olduğu (mesela paskalya çöreğini bilmeyen azdır) bu bayram, bu sene Ortodokslar, Gregoryen Emeniler ve Katolikler tarafından aynı gün kutlanacak.

Bu kutlama Antik Çağ’dan günümüz Hıristiyanlığına geçiş yapmadan önce ise, İbrani dininde kendine bir yer bulmuştur. Pesah, Fısıh veya Hamursuz Bayramı (פסח, Pesah), bir Yahudi bayramı ve festivalidir. Mısır’da kölelikten kurtarılan Antik İsraillilerin göç hikâyesini anar. Pesah, Yahudi Takvimi’nde Nisan ayının 15. günü başlar.

Tevrat’taki anlatıma göre, İsrailoğullarının Mısır’dan çıkması için Tanrı Mısır’ın başına 10 bela getirir.

Son bela, belki de en acı olanıdır. Mısır’da doğan bütün erkek çocuklar bir gecede hayatını kaybeder. Bu felaketten kurtulmanın tek yolu, bir kuzuyu kurban edip kapı eşiklerine bu kuzunun kanının sürülmesidir. Ölüm, kapısında bu işaretin olduğu evlere dokunmadan geçer. Zaten, ‘Pesah’ da, dokunmadan geçen anlamına gelir.

Paskalya dediğimiz bu bayram, Hıristiyanlığın da en eski ve en önemli bayramdır. İsa Mesih’in çarmıha gerildikten sonraki üçüncü günde dirilişi kutlanır. İsa Mesih’in ölümünün ve dirilip göğe çıkışının yıldönümünün ne zaman kutlanacağı tartışmalarına 325 yılında, İznik Konsili’nde son verilmiş. Paskalya’nın bahar ekinoksundan (Newroz) sonraki ilk dolunayın ardından gelen pazar günü kutlanması kararı alınmış. Bu nedenle Paskalya, Gregoryen Takvimi’ne göre 22 Mart ile 25 Nisan arasındaki pazar günlerinden birine denk gelir. Tarih konusunda kiliseler arasında hâlâ farklılıklar olsa da, bu sene herkes beraber kutlayacak Paskalya’yı.

Belirlenen bu tarihler, tesadüfün böylesi, pagan tanrılarından Babilli İştar’ın, doğaya bereketi ve uyanışı getirdiği tarihlerle aynı zamana rastlıyor. Onun sembolü olan tavşan da bu dönemde yapılan kutlamaların önemli bir sembolü olarak kutsanıyor. Zira tavşan, doğurganlığı ve bereketi simgeliyordu.

Bu bayram Antik Anadolu’da, Fenikeliler tarafından da kutlanırdı. Fenikelilerde bereket tanrıçası Astarte’nin simgesi de tavşan ve yumurtaydı. Babil’e kadar uzanan geleneklerde yeni yaşamın ve bereketin simgesi olarak yumurta hediye edilmesi âdetinin olduğunu görüyoruz.

Binlerce yıldır devam eden bu bayramların ve kutlamaların yine binlerce yıldır devam eden âdetleri var. Paskalya öncesi tutulan oruçta hayvansal yiyeceklerin yenmesi yasaklanmıştır. Tüm Hıristiyan ülkelerde kutlanan karnavalların nedeni bu oruçtur. ‘Karnaval’ kelimesinin etimolojik kökeni de bu olayla alakalıdır. ‘Carne’ et, ‘aval’ ise önce anlamına gelir; yani ‘oruç öncesi et’ olarak çevrilebilir Türkçeye. Rio Karnavalı, Venedik Karnavalı, Paregentan ve Baklahorani kutlamaları hep bu bayramla alakalıdır.

Tabii ki, bu bayram, kutlama ve perhiz dönemlerinin kendine göre âdetleri var. Her toplumda, hatta o toplumun farklı coğrafyalarında bu âdetler nasılmış, neler yapılırmış, neler yenilirmişin peşinde, 8 Nisan Cumartesi günü Hrant Dink Vakfı’nda biraz sohbet edeceğiz.

‘Lezzetin Hafızası’ adını verdiğimiz sohbetlerin ilkinde, Takuhi Tovmasyan, Meri Çevik Simyonidis, Sibel Pinto ve Aynur Bitlisli, bizlere kendi Paskalyalarını anlatacaklar. Üstelik, çocuklar bize Paskalya yumurtaları boyayacaklar.

Bekleriz...