‘Kürt seçmen kıyamet tablosundan çıkmak istiyor’

Usulsüzlük iddialarını akılda tutmakla birlikte bölgeden çıkan sonuçları iki akademisyen, Vahap Coşkun ve Cuma Çiçek ile değerlendirdik.

16 Nisan referandumunda YSK’nın kararı tepki yaratır ve usulsüzlük tartışmaları sürerken bir yandan da Kürt illerindeki oy tercihi de mercek altında. Bölgeden büyük oranda ‘Hayır’ geldi ama sonuçlar bazı illerde ‘Hayır’ oylarının 1 Kasım 2015 seçimlerindeki HDP oylarının altında olduğunu gösteriyor. Bu tabloya karşılık OHAL koşullarında bölgede seçime katılımın bile önemli olduğunu ve asıl usulsüzlüğün bölgede gerçekleştiğini söyleyenler var. Usulsüzlük iddialarını akılda tutmakla birlikte bölgeden çıkan sonuçları iki akademisyen, Vahap Coşkun ve Cuma Çiçek ile değerlendirdik.

Referandum sonuçlarına ilişkin önemli tartışmalardan biri Kürt illerinden çıkan sonuçlar. Kürt illeri yaklaşık iki yıldır, hendekler, sokağa çıkma yasakları, kent merkezlerindeki çatışmalar, HDP’li  belediyelere kayyım atanması, HDP Eş Başkanları ve milletvekillerinin tutuklanması gibi yoğun bir gündemin ardından sandığa gitti. Böylesi bir atmosferde AKP-MHP koalisyonunun bölgeye nasıl yansıyacağı merak konusuydu. Referandum sonuçları bu nedenle daha da önem kazanmıştı. 

Eş Genel Başkanları tutuklu olan HDP, referandumda hayır oyu vereceğini açıklamıştı. Bölgede HDP’nin kaleleri durumunda olan illerde hayır oyları yüksek çıktı. Ancak bir yandan da  HDP’nin kalesi olan başta Diyarbakır, Mardin ve Van olmak üzere pek çok ilde ‘evet’ oylarının sayısı, AKP’nin 1 Kasım 2016’da aldığı oylardan daha yüksek. ‘Hayır’ oyları ile HDP’nin oyları karşılaştırıldığında ise az da olsa bir düşüş gözleniyor..

CHP ve MHP’nin kayda değer oy etkisinin olmadığı bölgede, HDP dışındaki Kürt siyasi çevreleri ‘evet’ yönünde oy kullanacağını açıklamıştı.  Evet oylarındaki artışın bir nedeni de bu olarak görülüyor. Kamuoyundaki tartışmaların aksine Kürt illerinin siyasi tercihlerinde kayda değer bir değişim olmadığı görülüyor. HDP, seçim sonuçlarının şaibeli olduğuna dair şerh koymakla beraber, ortaya çıkan tabloyu demokrasi güçlerinin zaferi olarak nitelendirdi.

Kürt siyasetini ve bölge dinamiklerini yakından takip eden Dicle Üniversitesinden Doç.Dr. Vahap Coşkun ve Kanun Hükmünde Kararnameyle kamu görevinden uzaklaştırılan Yar. Doç. Cuma Çiçek, Kürt illerindeki referandum sonuçlarını Agos’a değerlendirdi.

Vahap Coşkun

“Seçmeni Ak Parti’nin arkasında durdu”

Vahap Coşkun; bölgedeki tablonun sürpriz olmadığını Ak Parti'ye oy veren Kürt seçmenin, Ak Parti’nin arkasında durduğu görüşünde.  Coşkun, ‘evet’ oylarındaki artışa ilişkin faktörleri şöyle sıraladı,

 “Birincisi, Anaya değişikliği teklifinde bir takım eksiklikler görmüş olsalar bile Kürt sorunun çözümünü Ak Parti’de görüyorlar. Bu nedenle Ak Parti’yi ve Erdoğan’ı siyaseten güçlü kılacak bir tercihte bulunmanın doğru olacağını düşündüler ve Ak Parti’nin arkasında durdular. İkincisi, HDP ile kendi seçmeni ve genel olarak bölge halkı arasındaki mesafe devam ediyor. Hendekler, barikatlar ve şehir savaşlarının yarattığı trajedi, bundan dolayı halkın PKK’ye duyduğu tepki, bunu önleyemediği için HDP’ye koyduğu mesafe devam ediyor. 7 Haziran seçimlerinden bu yana HDP, bu mesafeyi kapatacak bir siyaset oluşturamadı. Bunda HDP’nin içinde bulunduğu ortamın doğrudan etkisi var. Eş Başkanları tutuklu, 12 milletvekili tutuklu, belediyelere kayyımlar atanmış, bölgedeki il teşkilatları ciddi oranda tasfiye edilmiş. HDP’nin bu soğukluğu giderecek, kırgınlığı onaracak ciddi bir politika üretme, siyasetine yeniden bir ivme kazandırma şansı olmadı. Üçüncü bir faktör daha var. HDP dışındaki seçmenler genel olarak ‘evet’ten yana tavır aldı. HÜDAPAR başından bu yana evetin yanında yer alacağını açıklamıştı. Bazı Kürt gruplar ve siyasi partiler de doğrudan olmasa bile evet demenin daha doğru olacağını düşündüler. Onlara göre, 1982 Anayasa’sının değişmesi nihayetinde önemli bir adım olacaktı. Onlara göre Kürt sorununu parlamenter sistem içinde çözmek güçtü. Bu sorunu yaratan unsurlardan biri parlamenter sistemin kendisiydi. Bu nedenle, başkanlık sistemine geçiş yeni bir kapı aralayabilirdi. Şu anda ortaya konan başkanlık sistemi onların arzularını karşılayan bir başkanlık sistemi değil ama bir değişiklik olsun, eksiklikler, hatalar sonradan giderilir diye düşüncesindeydi.”

Ak Partinin referandum kampanyasında MHP ile ittifak kurmasının ve milliyetçi dilin bölgedeki Ak Partili kanaat önderlerinde rahatsızlık yarattığını belirten Coşkun, “Anayasa değişiklik teklifinde genel olarak özgürlükçü, Kürt meselesinin çözümü kolaylaştıracak bir maddenin olmamasının verdiği bir rahatsızlık vardı. Bunu da dile getirdiler. Ancak buna rağmen, Ak Partili seçmende, Kürt meselesinin çözümü konusunda, şöyle bir faktör vardı, ‘Bu sorunu çözecekse yine Ak Parti ve Erdoğan çözecek.’ Diğer siyasi partiler bir alternatif oluşturmuyor.”

‘Ak Parti 2019’da zorlanabilir’

AKP MHP ittifakının çöktüğünü kaydeden Coşkun, AKP’nin bir yol ayrımında olduğu görüşünde.

“Milliyetçi dil, AK Parti tabanını oluşturan şehirli muhafazakar kesimde çok desteklenen bir tavır değil. Ak Parti’nin 17 büyükşehirde geride kalması bunu açıklıyor. Buralarda salt seküler, endişeli laikler yok. Oralarda ciddi bir muhafazakar kitle de var. Burada da geri düşüyorsa bu Ak Parti açısından bir alarm gibi. Bir yol ayrımındalar. Tekrar kapsayıcı kucaklayıcı diğer tarafların seslerine duyarlı bir siyaset mi kullanacak yoksa bu yüzde 51 rüzgarıyla hareket edip tekrar milliyetçi bir dil mi kullanacak? Bunu yaparsa 2019 seçimlerinde Ak Parti açısından daha zor bir tablo ortaya çıkacak.”

‘Siyasi müzakere zor’

Coşkun, referandum sonuçlarına göre tekrar bir çözüm ve siyasi müzakere sürecinin başlamasının zor olduğunu söyledi.

 “Salt bu sonuçlar bunu sağlamaz. Başka faktörler var. Biri Suriye meselesi. Suriye’de sular durulmadan, mutabakat zemini oluşmadan, içerdeki gerilim bir şekilde devam eder. Bir diğer mesele de PKK’nin silah meselesi. Erdoğan konuşmalarında, elde silah olmadıkça her türlü projeyi konuşmaya hazır olduklarını söyledi. Bu silah meselesi ve Suriye bir aydınlığa kavuşmadıkça siyasi müzakere zor görünüyor.”

‘HDP gücünü koruyor’

Kürt bölgesinin siyasal haritasında yapısal bir değişim olmadığını belirten Cuma Çiçek, HDP’nin güç kaybetmekle beraber büyük oranda gücünü koruduğunu söyledi. 

Çiçek,  “Hükümet tarafından (Kürt hareketi zayıfladı, güç kaybetti) gibi bir söylem vardı. Yapısal bir değişim olmadığını gördük. HDP hegemonik  gücünü koruyor. Bunu son iki seçim gibi değil de 91’den bu yana yapılan seçimler açısından okuduğunuzda, Kürt legal partileri yüzde 4 ile yüzde 7 arasında oy alıyordu. 2014’ten sonra ortaya çıkan yükselişin kalıcı olup olmadığını tartışıyorduk. HDP’nin artık yüzde 10-12 bandına oturduğunu, Kürt bölgesinde siyasi haritanın da bu yönde değiştiği görülüyor. Ciddi bir kesim şiddetin artık bitmesini istiyor. Son dönemde HDP’nin bu konuda net bir tutum alamaması oy kaybına neden oldu.”

Cuma Çiçek

‘Kürt bölgesinde de kutuplaşma var’

Türkiye genelinde olduğu gibi bölgede de siyasi bir kutuplaşmanın olduğunu ve bu kutuplaşmanın derinleştiğinin görüldüğünü belirten Çiçek, “AK Partinin bütün sert ve güvenlik eksenli politikalarına rağmen, Ak Partiye gönül veren Kürtler, Ak Parti’den vazgeçmedi. Kürt bölgesindeki iki ana blok daha bir konsolide oldu. Bu durum Kürt siyasetinin de görmesi gereken bir şey. Ak Parti etrafında, kolay kolay vazgeçmeyen ikinci bir Kürt kitlesi var.” 

‘Çatışmaların bir karşılığı yok’

Coşkun, iki yıldır yaşanan çatışmaların ne HDP’ye ne de Ak Parti’ye destek verenler açısından bir karşılığı olduğunu söyledi.  

“En temel sonuç şu, Siyasi çatışmalar yapısal bir dönüşüm yaratmadı. Seçmenler siyasi bir çözümden yana tavır aldılar. Siyaseten böyle bir yük var artık. HDP’yi siyasi çözüm etrafında daha net bir tutum almaya itiyor, Ak Partili Kürtler de Ak Parti’nin yanında durarak partiye  bu siyasi sorumluluğu yüklüyor. Ak Parti, Referandum sürecinde büyük oranda Kürt meselesi rafa kaldırılmış, MHP ittifakına yönelim ve milliyetçi bir söylemle yol amaya çalıştı. Kürt seçmen buna rağmen destek verdi. Bu seçmen de anadilde eğitimden, yerelleşmeden, Kürtlerin kendisini yönetmesi taleplerinden vazgeçmiş değil. Başka motivasyonlara oy verdi. Bu da Ak Parti üzerine Kürt meselesini çözme yönünde bir baskı oluşturuyor. Kürtler, benim kıyamet olarak tabir ettiğim, bir buçuk yıldır yaşanan bu tablodan çıkmak istiyor.” 

Kategoriler

Güncel Gündem



Yazar Hakkında

1985 doğumlu. Güncel politika, insan hakları, azınlık mülkleri ve Kürt meselesi üzerine haberler yapıyor. Musa Anter Gazetecilik Ödülleri 2008 yılı en iyi haber ödülü sahibi.