İstanbul'da '102 adım'

Ermeni Soykırımı'nın 102. yılı anısına düzenlen ‘102 Adım’ konserinde sahne alan Ermenistanlı sanatçı Hasmik Harutyunyan ve etkinliğin organizatörlerinden Hasmik Movsisian'la konuştuk.

Şarkı söylemeye ne zaman ve nasıl başladınız?

Hasmik Harutyunyan: Aile köklerim Muş’a dayanıyor. Atalarım, anayurtlarından beraberlerinde sadece türkülerini getirmişler. Çocukluğum o türkülerle geçti. Okulda müzikal yeteneklerimizi görebilmek için şarkı söylememiz gerektiğinde diğer çocuklar doğal olarak çocuk şarkıları söylerlerdi, sıra bana geldiğinde öğretmenlerin gözlerinin kocaman açıldığını hatırlıyorum. Bense Muş türküleri söylemiştim. Annemden, babamdan, dedemden, ninemden duyduğum türküleri... Buram buram memleket özlemi kokan türkülerdi bunlar. Sözleriyse okulda öğretilen temiz Ermeniceden farklı olarak Muş lehçesiyleydi. Belki de o yıllarda hayatımın ileriki yıllarda izleyeceği yolu bulmuştum. Fakat benim için en önemli kazanım, ağabeyimin elimden tutarak beni Hayrig Muradyan’ın evine götürmesi oldu.  

Muradyan’ın müzikal kariyerinizde ne gibi bir rolü var?

H.H.:Benim gözümde Muradyan, Ermeni halk müziğinin en önemli icracısı konumunda. Ermeni müziğinin dahi ismi Gomidas’ın ünlü bir sözü var: “En önemli yaratıcı, halktır. Gidin ve halktan öğrenin.” Muradyan, işte bu halktan öğrenme prensibinin en somut dışa vurumuydu. Çok engin bir repertuara sahipti, türküleri inanılmaz bir yalınlıkta söylerdi. Plak kayıtları yapılacağı zaman dahi arka planda bir enstrüman olsun istemezdi. Sanırım onun söyleme şeklinde en geleneksel halk sazı bile bir yabancılaştırma öğesi olabilirdi.

SÖYLEŞİNİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN 



Yazar Hakkında