“Sonra işte yaşlandım”

Mahmet Said Aydın'ın kaleme aldığı 'Define Tefrikası' - birinci bölüm.

“yok mu ruhun çeperinde bir mazi
yaşadım işte acı çektim yaşlandım
bu muydu herkesin benden beklediği”

Selim Temo

Bugünden dönüp baktığımda, o yıllar olduğundan daha güzelmiş gibi geliyor. Günlerdir adımımı atmadığım şu dışarısı, sanki o yıllarda daha güzeldi. Sanki o yıllar güneşin güneşe benzediği, mevsimlerin üçer ay sırayla birbirini efendi gibi beklediği, suyun kaynağından gürül gürül aktığı yıllardı da, sonra işte yaşlandım. Şimdi, adımımı atmadığım şu dışarılarda iki çocuğum yok. Annelerinin binbir tembihle uçağa bindirip gene binbir tehditle onları yolladığı paskalya tatilinin üzerinden aylar geçti. Bu geçen aylarda pasaportum kullanılmaz oldu, üç harfli bir şey hayatımın üzerine kâbus gibi çöktü. Pek arkadaşım da kalmadı. Bazen keşke arkadaşım olsaydı da ona bazı sorular sorsaydım diye düşünüyorum. Mesela, ben yaşlarda bir arkadaşım olsaydı, onun da saçları benimki kadar beyazlasaydı sorardım hevesle “Bugünden dönüp baktığında, o yıllar sana da daha güzelmiş gibi geliyor mu?”

Geniş arkadaş toplantıları, mezun olduğun okulun büyük buluşması, pilav günleri, o yıllardan beri cevvaliyetini kaybetmemiş bir arkadaşın onlarca kişilik doğum günü partisi... Bütün bunlar, kaybetmemiş kimselerin coşkuyla katıldığı organizasyonlardır. Bir kişi ki hayatını senin hatırladığın yerden çok yükseğe çıkarmış olsun, işte evler arabalar, yetmez bir de yazlık, o da yetmez büyük şirketin bilmem neyi olmanın maaşı, vızır vızır işleyen bir işletme, akademide bir koltuk cebinde çek defteri, müthiş yaratıcı işler, ne bileyim dizi filmler falan: Bunlardan birini başarmış arkadaş düzenler o geceleri, bunlardan birini başarmış öteki arkadaşlar da dışarıdan görünmeyen şu tuhaf çorapların üstüne bağcıksız parlak ayakkabılarını giyip oraya koşarlar. Koşarlar dediğim, demirden atlarını koştururlar gaza basıp. Başarısızlık övecek değilim, onu da zaten ancak sonradan başarmışlar anlatınca ilginç oluyor. Tek bir kimse duymadım ki halen garsonluk yapıyor olsun ve övdüğü garsonluk heyecan uyandırsın. Garsonluk, ancak şimdi başarılıysak geçmişte kalan bir iş olarak ilginçtir. Filmin ödül almış, herkesin bedeni sana dönük, kulaklar can kulağı, önünde henüz kapanmamış birkaç televizyonun mikrofonu, “Bu ödülü gençlik yıllarımda garsonluk yapıp bulaşıkhanelerde uyuduğum bu memleketin anısına alıyorum,” dersin. Sonra işte alkışlar. 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN  

Kategoriler

Dosya

Etiketler

Define Tefrikası