Nuriye Gülmen'den mesaj var

OHAL KHK’sıyla işlerinden atılan ve işe iade için başlattıkları açlık grevi 89. gününe ulaşan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça 13 gündür tutuklu.

4 Haziran’da Nuriye Gülmen’in sosyal medyada Nuriye Gülmen’in sağlık durumuna ilişkin yeni bilgiler paylaşıldı. 

Dün yapılan görüş sonrası Gülmen'in Twitter hesabından paylaşılan mesajlarda "Nuriye'nin bugünkü görüşünden: sırtındaki sızı devam ediyor, kas ağrıları daha şiddetli, oturduğu yerde dahi ayağını basamıyor. Işığa hassasiyeti artmış. İnternette ve görsel basında çıkan haberlerin mektuplarda yazılmasını istiyor. Hepinizi çok sevdiğini söylüyor" ifadeleri kullanıldı. 

Semih Özakça’nın eşi Esra Özakça’ysa bugün açık görüş için gittiği Sincan Cezaevi’nden ‘görüş haftayaymış’ diyerek geri gönderildiklerini belirtti. 

Başsavcılık: Gülmen ve Özakça'nın terörist olarak gösterilmesi kötü niyet değil  

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça, hükümete yakınlığıyla bilinen Akşam, Sabah, Star ve Takvim gazetesi ile internethaber.com gibi mecralarda haklarında ‘terörist’ ifadesinin kullanılmasıyla ilgili olarak suç duyurusunda bulunmuştu.  

Gülmen ve Özakça’nın yaptığı suç duyurularına takipsizlik kararı veren Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, haberlerin "ülkede yaşanan sürece uygun düştüğü, kötü niyetle hareket edilmediğini” savundu. 

Gülmen ve Özakça ile Acun Karadağ’ı hedef alan ve “terörist” gibi gösteren haberler çıktı. Cumhuriyet gazetesinden Alican Uludağ'ın haberine göre, üç ismin avukatları, bu yayınlar hakkında hakaret, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs, iftira, halkı kin ve düşmanlığı tahrik iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Ankara Basın Savcılığı, suç duyurusuna takipsizlik kararı verdi.

"Yalan suç değil"

Bir haberin gerçeğe aykırı olması, suç olarak nitelendirilmesi için tek başına yeterli sebep olmadığı belirtilen kararda, bir haber suç olması için bunun kanunda açıkça suç olarak düzenlenmesi gerektiği öne sürüldü. Hakaret, iftira gibi atılı suçların ancak kasten işlenebilen suçlardan olduğu, taksirle işlenmesinin mümkün olmadığı belirtilen kararda, söz konusu haberlerde hakaret olduğu dolaylı olarak kabul edilirken, şu yorum yapıldı: 

"Anayasanın 2, 12, 25, 26 maddelerinde belirtildiği üzere, Türkiye Cumhuriyetinin ruhu, insan haklarına saygılı, hukukun üstünlüğüne bağlı, demokrasi ile beslenen çok sesliliktir. Bunun vücut bulması ise birden çok düşüncenin varlığı ve bunların açıklanması ile mümkündür. Basını, kamunun bekçisi olarak görüp, cezai mahkumiyet ve hapis cezasını ifade özgürlüğü bakımından en tehlikeli kabul eden AİHM’e göre, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı halinde yalanlama, cevap ve düzeltme, tazminat gibi hukuk yollarının kullanılmasına ağırlık verilmesi gerekmektedir. Ceza davasına ancak istisnai hallerde ve ağırlığı itibariyle diğer çözüm yollarıyla halli mümkün olmayan zorunlu durumlarda başvurulabilir."

"Kötü niyetleri yok" 

Gülmen, Özakça ve Karadağ hakkında "Terör örgütü üyesi olmak" iddiasıyla dava açıldığı anımsatılan kararda, üç isim hakkında çıkan haberlerin “kötü niyetli” olmadığı öne sürüldü; “Haberlerde, söz konusu açlık grevini yapan müştekilerin yasa dışı terör örgütü DHKP-C üyesi oldukları yönünde haber yaptıkları, söz konusu haberlerde ortak illiyet kurulmasının ülkede yaşanan sürece uygun düştüğünden, kötü niyetle ve suç işleme kastıyla hareket edildiği iddiası soyut kalmaktadır” ifadesi kullanıldı.




Yazar Hakkında