YETVART DANZİKYAN

Yetvart Danzikyan

KARDEŞÇESİNE

Tutuklama furyası sürüyor

14 Haziran’da iki kritik dava vardı. Bunların ilkinde Nedim Türfent yargılanacaktı. Türfent Hakkari Yüksekova’da sokağa çıkma yasakları döneminde yaptığı haberler nedeniyle 13 ay önce 20 tanığın ifadesine dayanılarak tutuklanmıştı. Türfent bu kadar uzun süren tutukluluk döneminin ardından ilk kez hakim karşısına çıktı. Eklemek gerekir ki Türfent bu tutukluluk döneminin son derece zor hapis koşulları altında geçirmişti. Ve yine eklemek gerekir ki Türfent aslında tam olarak hakim karşısına çıkmadı. Duruşmaya  Van F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nden SEBGİS aracılığıyla katıldı. Bu ilk duruşmayı izlemek izin “Ben Gazeteciyim” inisiyatifinden bir grup gazeteci arkadaşın yanısıra  Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Özgür Gazeteciler İnisiyatifi üyelerinin aralarında olduğu çok gazeteci ile  Uluslararası Af Örgütü temsilcileri de Hakkari’ye gitti

Gazeteci arkadaşlar gün boyunca duruşmada yaşananları sosyal medyadan paylaştılar. İyi de ettiler. Yoksa o davada olanları bu derece yakından bilme imkanımız nereden olacaktı? Böyle gelişmeleri haberleştirecek gazeteler televizyonlar kapatıldı zaten biliyorsunuz. Gelen haberler gerçekten irkilticiydi. Davada ifade veren 13 tanıktan 12’si ifadelerini işkence altında verdiklerini söylediler. Mahkeme ise tüm bu tanık ifadelerine rağmen Türfent’in tutukluluğuna karar verdi. Yeni celse 9 Ağustos’ta görülecek.

Nedim Türfent’in ifadesinde söylediklerini de burada anmak gerek. Şunları söyledi Türfent:

“Yıllarca gazetecilik yaptım, burada konuşmam gazeteciliği savunmaktır. Aklım almıyor nasıl terör suçu ile suçlanıyorum. Sizin burada hakimlik yapmanız ne kadar meşru ise, benim habercilik yapmam da o kadar doğaldır. Benim burada olmamın sebebi gazetecilik faaliyetleridir, hak ihlallerini Türkiye’ye duyurmuş olmamdır. Haberleri yaptıktan sonra emniyetten arandım, ‘Gelmezsen senin için kötü olur’ şeklinde tehditlerde bulunuldu. Öldürülen insanların fotoğraflarının paylaşıldığı JİTEM isimli Twitter hesabından fotoğrafım yayımlanarak ölümle tehdit edildim. Kaçma şüphesi dile getiriliyor sürekli, bizim de sabit ikametimiz var. Ben ölümle tehdit edildiğim zaman bile kaçmadım..”  Türfent ayrıca gözaltına alındığında işkence gördüğünü ve bir güvenlik görevlisinin ayağıyla kafasına basıp selfie çektiğini söyledi.

Tüm bunlara rağmen savcının talebi doğrultusunda Nedim Türfent’in tutukluluk halinin devamına karar verildi. Gelinen durumda iktidar artık tutuklamayı keyfi bir ceza haline getirmiş durumda. Savcılar ve hakimler muhtemelen tahliye kararı verirlerse kendilerinin de okka altına gideceklerini düşünüyor olsalar gerek. Bu, totaliter bir rejimin en önemli göstergesidir. Ne yaşadığımızı tarif etmek için daha uzağa gitmeye gerek yoktur.

14 Haziran’ın diğer önemli duruşması ise MİT Tırları davası idi. Hatırlanacaktır birkaç yıl önce Suriye’ye giden MİT TIR’ları durdurulmuş ve çok sayıda silah taşındığı ortaya çıkmıştı. Konuyla ilgili Cumhuriyet gazetesinde kapsamlı bir haber çıkması üzerine Can Dündar ve Erdem Gül bir süre hapis yatmıştı. İddia makamı bu görüntüleri Cumhuriyet gazetesine CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun verdiğini iddia ediyor. Karar duruşmasında mahkeme Berberoğlu’nu “Siyasi ve askeri casusluk maksadıyla devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri açıklama” suçundan 25 yıla mahkum etti ve Berberoğlu tutuklanarak cezaevine gönderildi.

HDP’li vekillerin teker teker tutuklanmasına tanık olmuştuk. Şimdi sorulan soru şu: aynı süreç CHP’li vekiller için de mi başlıyor? Bu gelişmede hiç şüphesiz milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının payı büyük. Ama şimdi yeni bir süreçle karşı karşıyayız. CHP, HDP ve diğer demokrasi güçlerinin ne tür bir muhalefet geliştireceği kritik önemde. Öyle görünüyor ki, bugüne kadarkinden de zor bir dönem bekliyor ülkeyi.