LEVON BAĞIŞ

Levon Bağış

Obur

Yazın gül renkli şarapları

‘’Bulut geçti, gözyaşları kaldı çimende 
Gül rengi şarap içilmez mi böyle günde? 
Bugün bu çimen bizim, yarın kim bilir kim 
Gezecek bizim toprağın yeşilliğinde’’

Ömer Hayyam  

Yaz şaraplarından bahsediyoruz madem iki haftadır, yazın olmazsa olmaz şarabı rozeleri yani pembe şarapları anlatmadan bu mevzu kapanmaz. Her şeyi cinsiyetle anlatmaya çok meraklı olan, memleketimin gastronomi dünyasının en manasız tabirlerinden biriyle, ‘bayan şarapları’nın şahı rozelerden bahsedeceğim bu hafta.

Nedendir bilinmez, renge takıklıktan herhalde, roze şaraplarının ‘bayan şarabı’ olduğu söylenir. Bunda, roze şarapları süper seksi pozlarla bütün dünyada moda eden Bridget Bardot’nun etkisi yadsınamaz elbette.

Bizim sert delikanlı, ağır abilerimiz, sırf pembe olduğu için, roze şaraplardan biraz uzak dururlar. Erkek adam sert şeyler sever ya...

Aynı tabir bazen beyaz şaraplar için, bazen rahat içimli bütün şaraplar için kullanılır. Ben hem tatlı şarapları, hem rozeleri, hem de zarif olan bütün şarapları severim. Bu sevgim cinsel yönelimimde bir değişikliğe neden olmadı şimdiye kadar.

Rozeler için sıkça ‘basit şarap’ dense de, ben ‘naif şarap’ demeyi tercih ederim.

‘Bayan şarabı’ tabirinde bir aşağılama, bu aşağılamanın altında da bir cehalet vardır. Pek çokları rozelerin kırmızı ile beyazın karıştırılmasından üretildiğini zanneder. Gerçekten de, çeşitli mekânlarda, roze bittiğinde barmen tarafından beyaz şaraba bir-iki damla kırmızı şarap damlatılarak yaratılan rozelere çok denk gelmişimdir. Ama rozeler böyle üretilmez.

Roze şaraplar da kırmızı şaraplık üzümlerden üretilirler. Kırmızı üzümler çatlatılıp kabuklarındaki renk maddelerinin tamamı şaraba geçmeden yani en geç 8-12 saat içinde kabuklarla şıranın temasını kestiğinizde, şarabınız kırmızı değil roze olur.

Bazen kırmızı üzümü tıpkı beyaz işler gibi direkt presleyip, kabuğuyla hiç temas ettirmeden de şarap üretebilirsiniz. Bu durumda çok ama çok açık renkli, neredeyse beyaz şaraplar çıkar ki memleketimizde Kalecik Karası üzümünden bu şekilde üretilen, kırmızıdan yapma, çok lezzetli roze şaraplarımız var.

2000’li yıllarda roze şaraplar pek çok yerde moda oldu. Herkes gelip geçici zannederken, hâlâ kendini hissettiren bu modanın ihtiyaçlarını karşılamak için bazen kaliteden taviz verildiği oluyor.

Örneğin, 2009 yılında, şarap konusundaki tutuculuğuyla ünlü Fransa’da bile, kırmızı ile beyazı karıştırarak roze şarap üretimine kısıtlı da olsa serbestlik geldi. Ancak bu şekilde üretilen şarapların kaliteli olması ve böyle algılanması çok zor görünüyor.

Gerçi bunun tam tersi örnekler de var: Çok iyi yetiştirilmiş üzümlerden, çok uzun yıllardır çok iyi şaraplar olarak adlandırılan ve yüksek meblağlara alıcı bulan Tavel bölgesi şarapları hiç popüler olmadıkları kadar popüler oluyorlar. Bazı üreticiler afili etiketlerle, bazen fıçıda yıllandırma gibi alışılmadık usullerle pahalı ve takdire şayan rozeler de piyasa sürüyorlar.

Tabii, bir de, son yıllarda çok popülerleşen ‘blush’ şaraplar var ki, ayrı bir dünya. Beyaz şarap gibi, kabukla hiç temas edilmeden üretilen, çok asitli ve çok açık renkli, kolay içimli olan bu şaraplar, günün her saati için çok iyi bir serinletici tercihi olabilir. Bu zarif ve canlı şaraplar, özellikle yaz aylarında zevkle tüketiliyor. 

Dünyada değişen ve popülerleşen mutfak akımları da son zamanlarda roze şarapların sevilmesinde önemli bir rol oynuyor. Özellikle bol baharatlı Uzakdoğu mutfağı, roze şaraplarla mükemmel bir uyum sağlıyor. 
Ülkemizin en iyi ressamlarından İbrahim Çallı’yı yetiştiren, Denizli’nin Çal ilçesinin Çal Karası üzümlerinden olağanüstü roze şaraplar üretiliyor. Ufak taneli, koyu renkli bir üzüm olan Çal Karası, asitli yapısı ve dengeli gövdesiyle ilgi çekiyor.

Ben roze şarapları özellikle kızartmalara çok yakıştırıyorum. Sarmısaklı yoğurda benzemeyen namuslu bir taratorla servis edilen bir midye tava ya da bol sarmısaklı, domates soslu patlıcan kızartmanın yanında roze şahane oluyor. Bazıları o soslu patlıcan kızartmaya ‘çıltik’ diyorlar; benim gibi bazı oburlar da hiç sorgulamadan mideye indiriyor bu yemeği.
Ama rozelerin belki de en önemli özelliği, tek başlarına, yanlarına bir eşlikçi istemeden, keyifle içilebiliyor olmaları. Yazın, deniz kıyısında, sıcak bir öğleden sonra biraz serinlemek ve lezzetli bir şeyler tüketmek istiyorsanız, sizi roze şarap kadar tatmin edecek bir lezzet bulmanız zor...