Ermeniler, Kürtler, Türkler bir hafta boyunca birbirlerini dinlerse

İsviçre’de, Caux Sarayı’nda bir grup Ermeni, Türk ve Kürt üçüncü kez diyalog, barış kurmak, uzlaşmaya varmak için buluştu. Ermeni-Türk-Kürt Diyaloğu adı altında yapılan panellerde Lübnan, Hollanda, Türkiye ve Ermenistan’dan gelen katılımcılar iki ülkenin halkları ve diasporaları arasında oluşan sessizliğin, güvensizliğin ve nefretin tarihini, nedenlerini konuştu, bunların ortadan kaldırılması için ortak yollar arayışına girdi.

4-10 Temmuz tarihleri arasında İsviçre’nin Caux kasabasında bir grup Ermeni, Kürt, Türk ve Laz ortak tarihlerini, günümüze kadar halkların ilişkilerinin normalleşmesine engel olan tarihsel gerçekleri, paneller dizisi sayesinde katılımcılarla paylaşma fırsatı buldu. “İnitiative of Change” (Değişim Girişimi) adlı sivil toplum kuruluşu, her yaz Caux Sarayı’nda azınlık hakları, çatışma çözümü ve benzer birçok konuda konferanslar düzenliyor. Bu konferanslardan biri olan “İnsan Güvenliği için Adil Yönetim” kapsamında dünyanın her yanından gelen yüzlerce kişi hayatlarını günümüze kadar etkileyen geçmişte yaşanmış veya halen devam eden çatışmaları, insan hakları ihlallerini paylaşıyor, birbirlerini dinleyip ortak çözümler arıyor. Kendi oturumlarda kişisel deneyimlerini paylaşmanın yanı sıra katılımcılar diğerlerinin de dışlanma, ötekileşme hikayelerini dinliyorlar, dünyayı küçük adımlarla değiştirmeye çalışan insanlardan ilham alıyorlar. Bu diyalog programı sayesinde yüzyıllar boyunca yan yana yaşamış Ermeniler, Kürtler, Türkler ve Lazlar da birbirlerini dinleme imkanı buldu.  

Üç oturumdan oluşan program boyunca Lübnanlı Ermeniler ilk kez karşılaştıkları ve “bütün hayatları boyunca düşman olarak gördükleri” Türklerle Ermeni Soykırımı’nı konuşma, yıllar boyunca içlerinde saklı kalan travmayı paylaşma, sonra diğer katılımcıların da deneyimlerine kulak olma, başka halkların da baskılara uğradığını öğrenme imkanı buldu. Barışın, diyaloğun, insan haklarının konuşulması için özgür bir alana bu kadar ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde Caux’nun çok önemli olduğu konusunda herkes hemfikir, fakat herkesin programdan aldıkları farklı. Yıllar boyunca barış arayışında olan veya barışı ilk defa konuşan, çok farklı geçmişe ve deneyimlere sahip olan katılımcılar Caux deneyimlerini Agos’la paylaştı. 

‘Diaspora’yı tanımak

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Sosyal Projeler ve STK Yönetimi bölümünde yüksek lisans yapan Begüm Özcan, ilk defa diasporalı Ermenilerle konuşma, onların hassasiyetlerini dinleme imkanı bulmuş. Özcan daha önce kendisini tanımayan insanların kendisi hakkında önyargılı olabileceğini, kendisinden nefret edebileceğini düşünmediğini söylüyor.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN 

Kategoriler

Dosya Orta Sayfa


Yazar Hakkında