‘Hakikate bağlı gazetecilik yapmakla hukuk devleti istemek arasında fark yok’

Gazeteci yazar ve tasarımcı Ümit Kıvanç’ın ‘O Meslek Bunalımda: Gazeteciliğin Kendine, Neoliberalizm ve Sanal Alemin Basına Ettikleri’ başlıklı çalışması P24 Medya Kitaplığı tarafından yayınlandı. Gazeteciliğin son dönemde dünyada ve Türkiye’de yaşadığı sorunları ele alan kitapta, basının geleceğine yönelik öngörüler de yer alıyor. Kıvanç’la kitabından yola çıkarak gazeteciliğin dününü ve bugününü konuştuk.

Türkiye’de AKP döneminde özellikle son yıllarda yaşananlarla ‘eski rejim’ olarak tanımladığın AKP öncesi dönemi karşılaştırıyorsun ve durumun günümüzde geçmişe göre daha kötü olduğunu belirtiyorsun. Bunu açar mısın?  

AKP öncesinde de aslında gazeteciliğe ait olmayan bir arka plan vardı. Birileri tarafından yönlendirilerek ya da gönüllü olarak kendini bir şeylerin hizmetine koşmuş olma durumu geçmişte de yaşanıyordu. Ama bunu meşru kılabilmek için bile gazeteciliğin belli bir standartta yapılması gerekiyordu ve öyle de yapılıyordu. En azından doğrudan siyasi mücadele konusu olmayan konularda gazetecilik yapılması isteniyordu. Günümüzde ise AKP yanlısı bir gazetede, haberi doğru vermek gibi bir kaygı neredeyse hiç kalmadı. Tabii oralarda birileri çalıştığı için, “Sen şehir haberlerine, sen de ekonomiye bak” dendiği için bazı doğru haberler haliyle çıkıyor. Öte yandan “bu kadar da olmaz” denilen bir şey kalmadı.

Buna örnek verebilir misin?

Sahte fotoğraf meselesi bunun en çarpıcı örneği. Yıllarca Hürriyet gazetesi Genelkurmay’dan gelen talimatlarla haber yapıyordu, bunu biliyoruz. Öte yandan Hürriyet, gazetecilik tekniği olarak kötü bir gazete değildi. Pek çok haberi Hürriyet’ten okurduk. Hürriyet’in sahte fotoğraf kullanmışlığı yoktur. “Teröristler bilmem ne yaptı” haberi yapacaksa bir solcu eyleminin fotoğrafını kullanarak bunu yapardı. Günümüzde ise sahte fotoğraf basmanın örneklerine sık sık rastlıyoruz.  Beni en çok etkileyen somut olgulardan biri, dört fotoğrafı birleştirerek ortaya sahte bir fotoğraf çıkararak haber yapılması oldu. Bu da AKP yanlısı bir gazete tarafından yapıldı. Artık o kadar rahat yalan haber yapıp, ona eşlik eden sahte fotoğraf kullanıyorlar ki… “Ağanın elini tutan yok” durumu yaşanıyor.

AKP yanlısı medya hep mi böyleydi?

Mustafa Karaalioğlu, Mehmet Ocaktan, Yusuf Ziya Cömert gibi isimlerin Star grubundan tasfiye edilmesi bu açıdan bir milat oldu. Onların döneminin Star’ı da militan, tarafgir, kimi haberlerde yalan ya da manipülatif haber yapıyordu. Ama bu yine de bildiğimiz gazetecilik zemini üzerinde yapılıyordu. Onların tasfiyesinin ne manaya geldiğini şimdi daha iyi anladık. Çünkü onların yaptığı gazetecilik de iktidar tarafından istenmiyormuş. 

SÖYLEŞİNİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN 



Yazar Hakkında

1967 İstanbul doğumlu. Agos yazı işleri müdürü ve kitap eki Kirk'in editörü; güncel politika, dini akımlar, tarihle ilgili güncel tartışmalar ve yeni çıkan kitaplar hakkında haberler yapıyor.