Devlet 'hassasiyet' bildirdi

Patrik seçimi sürecinde tıkanıklık yaşanırken Değabah Bekçiyan’ın Almanya’da bulunduğu sırada sürecin diğer aktörleri İstanbul Valisi Şahin ile bir araya geldi. Görüşmeye Başepiskopos Ateşyan, Episkopos Maşalyan, Yedikule Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Vakfı Başkanı Şirinoğlu ve Müteşebbis Heyet Başkanı Külegeç katıldı.

Toplantıdan sonra yapılan açıklamada, “Sayın Vali, Devlet’in hassasiyetleri üstünde aydınlatıcı tavsiyelerde bulundu” denildi.  Edinilen bilgilere göre Vali Şahin ve devlet yetkilileri Türkiye vatandaşı olan Başepiskopos Ateşyan ve Episkopos Maşalyan’ın yürüteceği yeni bir dönem üzerinde duruyor. Gelişmeler üzerine Müteşebbis Heyet bir araya geldi.

Patrik seçimi sürecinde yaşanan tıkanıklığın nasıl aşılacağı tartışılırken Değabah Karekin Bekçiyan’ın Almanya’da bulunduğu bir sırada seçim sürecinin diğer aktörleri 24 Ekim salı günü öğleden sonra İstanbul Valisi Vasip Şahin ile bir görüşme gerçekleştirdiler. Yaklaşık 1 saat süren görüşmeye Başepiskopos Aram Ateşyan, Ruhani Kurul Başkanı Episkopos Sahag Maşalyan, Yedikule Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Vakfı ve VADİP Başkanı Bedros Şirinoğlu ve Müteşebbis Heyet Başkanı Sarkis Külegeç katıldı. Görüşme sonrası Patrikhane’den kısa bir açıklama yapıldı ve “Sayın Vali, Patriklik seçimiyle ilgili son gelişmeler üstüne görüş alışverişinde bulundu, malümatlar edindi ve Devlet’in hassasiyetleri üstünde aydınlatıcı tavsiyelerde bulundu.” ifadesine yer verildi.  

AÇIKLAMANIN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN 

Toplantı sonrasında Agos’un görüştüğü Episkopos Sahak Maşalyan Değabah Bekçiyan Türkiye’ye döndüğünde onunla görüştükten sonra bir açıklama yapılmasını uygun bulduğunu söyledi. Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz haftalarda Yedikule Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Vakfı Bedros Şirinoğlu devletin Patrik Kaymakamı Bekçiyan’ı istemediğini öne sürmüş,  Bekçiyan da devletin bir sözcüye ihtiyacı olmadığını belirterek Şirinoğlu’nun açıklamalarının Ermeni toplumuna zarar verdiğini vurgulamıştı. 

AGOS’UN MERCEĞİNDEN
Tuhaf toplantı, tuhaf mesajlar

Süreç ne yazık ki devletin bu tür tuhaf müdahaleleri ve Ermeni toplumundaki  bazı isimlerin bu müdahaleyi meşru ve normal bulması hatta bu müdahalelerin önünü açması nedeniyle sıkıntılı yürümektedir. Ermenice buna ‘darorinag’ diyoruz.

24 Ekim Salı günü İstanbul Valiliği’nde patrik seçim sürecinin aktörleri olarak tanımlayabileceğimiz 4 kişilik grubun, Değabah Bekçiyan’ın yokluğunda Vali Vasip Şahin ile görüşmesi, yeni bir duruma işaret ediyor. Bilindiği gibi Değabah Karekin Bekçiyan 16 Ekim’de başlayan ve 30 Ekim’e kadar sürecek bir ziyaret için Almanya’dadır. Kendisi ayrıca geçtiğimiz ay Patrikhane’de düzenlediği basın toplantısında devlet yetkilileri ile görüşmek için Surp Pırgiç Hastanesi  Vakfı Başkanı Bedros Şirinoğlu’ndan iki kez randevu talep ettiğini ancak yanıt alamadığını söylemişti. 

Böyle bir görüşmenin hele ki “Devlet Bekçiyan’ı istemiyor” açıklamalarından sonra yapılması anlamlıdır. Biz ısrarla devletin bu konuda bir tutumu varsa, bunu açık açık gerekçeleri ile Bekçiyan’a ve kamuoyuna söylemesi gerektiğini savunmuş idik. Bu yine olmadı. Olmadığı gibi bu konuda yeni kulis bilgileri yayılmış vaziyettedir.

Edinilen bilgilere göre Vali Şahin ve devlet yetkilileri Türkiye vatandaşı olan Başepiskopos Ateşyan ve Episkopos Maşalyan’ın yürüteceği yeni bir dönem üzerinde durmuşlardır. Diğer gazetelerde yer alan haberlere bakılırsa devlet yetkilileri Bekçiyan ve Müteşebbis Heyeti tanımamakta, eğer kendi önerdikleri formüle dönülürse  seçim sürecinin yürüyeceğini söylemekteler. Agos’un edindiği bir bilgiye göre ise toplantıda Vali Şahin’den devletin tutumunu yazılı olarak bildirmesi istenmiş, Şahin de bu talebe sıcak bakmıştır. 

Eğer bu haberler doğru ise devlet patrik seçim sürecine daha nasıl müdahale eder bilmiyoruz. Bekçiyan ve Müteşebbis Heyet niçin devlet tarafından tanınmamaktadır? Ateşyan ve Maşalyan’ın Türkiye vatandaşı olmasının vurgulanmasının anlamı nedir? Hepimiz biliyoruz ki ailesi de Türkiye ya da Osmanlı doğumlu olanlar da seçim sürecinde yer alabilir, patrik adayı  ve patrik olabilir. Kastedilen Bekçiyan ise böyle bir imaya ne gerek vardır? Bekçiyan da Türkiye doğumludur ve genç yaşlarına kadar Türkiye’de yaşamıştır. Ki kendisi Türkiye doğumlu olmayıp anne ya da babası da Türkiye doğumlu olabilirdi. Devlet patrik seçim sürecinde Kilise geleneklerine neden bu çapta müdahale etmektedir? 

Süreç ne yazık ki devletin bu tür müdahaleleri ve Ermeni toplumundaki  bazı isimlerin bu müdahaleyi meşru ve normal bulması hatta bu müdahalelerin önünü açması nedeniyle sıkıntılı yürümektedir. Ermenice buna ‘darorinag’ (tuhaf/acaip) diyoruz. Ermeni toplumu böylesi kapalı kapılar ardındaki müdahaleleri haketmiyor. Bu seçimin yapılabilmesi için 9 yıldır çaba gösteriyor bu toplum. Karekin Bekçiyan gökten zembille inmedi. Patrikhane’de tüm din adamlarının katıldığı Ruhaniler Genel Meclisi tarafından seçildi. Müteşebbis Heyet de gökten zembille inmedi. Vakıf başkanlarının katıldığı toplantıda yapılan oylama ile belirlendi. Ve bu isim ve kurumların işi sadece süreci yürütmektir. Yeni Patrik halkın oyları ile belirlenecektir. 

Bu tür, hele ki Bekçiyan’ın yokluğunda yapılan buluşmalar süreci devletin de içinde olduğu bir sis perdesinin ardında bırakmaktan başka bir işe yaramıyor. Toplumun kimi aktörleri yıllarca Ermeni toplumunu “Devlet şöyle diyor, devlet böyle diyor” tehdidi ile korkutmaya çok alışkındır. Ne yazık ki son 9 yılda bu alışkanlık iyice yerleşti. 

İhtiyacımız olan şeffaflıktır. Devletin Bekçiyan ve Müteşebbis Heyet ile ne derdi varsa çıkıp söylemelidir. Bilelim.. Bu yapılmadıkça Türkiyeli Ermeniler üstü kapalı sözlerle ve tehditlerle yönlendirilmek istenen bir topluluk pozisyonuna düşürülmektedir. Biz bunu haketmiyoruz. Ermeni toplumu bunu haketmiyor. Hakettiğini düşünenler varsa da bu onların meselesidir. 


Kategoriler

Toplum Kilise

Etiketler

Patriklik seçimi