LEVON BAĞIŞ

Levon Bağış

OBUR

Unutulmayacak üzüm Boğazkere

Bodrumlu Herodot MÖ 484 yılında doğmuştu. MÖ 499 ile MÖ 449 yılları arasında yaşanan Pers-Yunan savaşlarını yazmış olsa da, Anadolu’yu ve Mezopotamya’yı gezmiş ve buralar hakkında topladığı bilgileri de ‘Tarih’ine eklemişti. Eseri, uydurma Pers hikâyeleri, halk masalları ve eski metinler de barındırmasına rağmen, günümüzde bile kıymetini korur. Zaten, ünlü Romalı hatip Çiçero, ona ‘Tarihin Babası’ (Latince pater historiae) sıfatını yakıştırmıştır.

‘Herodot Tarihi’nde ‘Armenia’ olarak geçen, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun bir kısmını da kapsayan bölge hakkında pek çok bilgi yer alır. Herodot’un burada anlattığı en ilginç hikâyelerden biri şarap ticareti hakkındadır:

“Kentin [Babil] kendisinin dışında, bu ülkede gördüğüm en harikulade şeyi anlatacağım.

Nehir akımı ile Babil’e gelen tekneler tamamen deriden yapılmıştır ve yuvarlaktır. Bunları nehrin [Dicle] yukarı kısmında, Asur’un üzerinde yer alan Ermenistan’da (Armenia) yaparlar. Önce söğüt ağaçlarından teknenin iskeletini çatar, sonra bunun üzerini sanki bir gemi ambarı oluşturur gibi kaplayacak şekilde derileri gererler. Teknenin ne dümen kısmını genişletirler, ne de pruvayı daraltırlar, tekneyi aynen bir kalkan gibi yuvarlak inşa ederler.

Daha sonra teknenin üzerini kargıyla kaplarlar ve büyük kısmı palmiyeden yapılan variller içinde şarap olan yüküyle birlikte nehir aşağı salarlar.

İki adam ayakta tekneyi yönlendirir, her birinin elinde kayığın kenarına dayamadan kullanılan birer kürek vardır. Biri küreği kendine doğru çekerken, diğeri uzağa doğru iter.

Bu tekneler her boydadır, bazıları küçük, bazıları çok büyüktür, en büyükleri beşbin talent [Herodot’un kullandığı ölçü Atina talenti ise yaklaşık 116 ton, Ege talenti ise 164 ton] yük taşıyabilir.

Her teknede en az bir, daha büyüklerinde daha fazla, eşek bulunur. Babil’e ulaşıp yüklerini boşalttıklarında gemilerinin iskeletini ve tüm kargıyı satarlar, derileri eşeklerin sırtlarına yükleyip karadan Ermenistan’a geri dönerler. Çünkü nehrin akımı nehir yukarı yolculuğa izin vermeyecek kadar hızlıdır. Teknelerini tahta yerine deriden yapmalarının sebebi budur. Eşekleriyle Ermenistan’a ulaşır, aynı biçimde yeni tekneler yaparlar.” (‘Istoriai’, I.194) 

Tarihin Babası’nın anlattığı bu şarapların yapıldığı üzüm, coğrafi açıdan bakıldığında, büyük ihtimalle Boğazkere olmalıdır. Diyarbakır’ın yerel üzümü Boğazkere bölgede halen yetiştiriliyor. Bazı bağlar yüz yaşının epey üzerinde ve meyve vermeye devam ediyorlar. Bölgede görülmeye başlayan floksera zararlısı, bağların bakımsızlığı gibi pek çok etken bu üzümü tehdit etmeye devam ediyor.

Kendine has tanenli yapısı, müthiş dengeli aromalarıyla coğrafyamızın en önemli üzümlerinden biri, Boğazkere.

Boğazkere

Diyarbakır’ın yerel üzümü olan Boğazkere, adını dilin gerisinde bıraktığı tanenik kuruluk ve burukluk hissinden alır. Koyu yakut kırmızısı, dolgun gövdeli, belirgin tanenli, düşük asitli, zaman zaman rüstik şaraplar verir. Elazığ’ın Öküzgözü ile, kaliteli ve dengeli bir kupaj şarap oluşturur.

Boğazkere, Türkiye’nin meşe fıçılarda olgunlaşmaya en uygun üzümüdür; fıçıda hem taneni yumuşar, hem de vanilya ve moka aromaları kazanır. İyi örnekleri, 5-15 yılda olgunlaşarak çok yönlü hale gelir.  

  • kiraz ve kırmızı meyveler: Genellikle belirgin kırmızı kiraz ve ahududu aromalarına rastlanır.
  • siyah meyveler: Olgun üzümlerden yapılan örneklerde tatlımsı izlenim veren karadut, siyah böğürtlen ve siyah kiraz aromaları ortaya çıkar.
  • incir
  • siyah zeytin
  • baharat: Beyaz biber ve karanfil (baharat), Boğazkere’de rastlanan aromalardandır.
  • okaliptüs
  • topraksı tonlar ve mineral: Boğazkere’de kendini bazen tozlu, bazen mineral karakteriyle gösteren topraksı tonlara ve yabani hayvan, çiftlik, ahır çağrışımlı aromalara rastlanabilir.
  • moka, vanilya: Meşe fıçıların şaraba kattığı aromalardandır.

Boğazkere ve yemek: Boğazkere, ızgara kırmızı dana ve koyun etleri, kırmızı av etleri, baharatlı sulu et yemekleri ve ızgaralar, biberli biftekler, köfteler, baharatlı kebaplar, eski kaşar ve tulum peyniriyle olağanüstü uyum sağlar.