YETVART DANZİKYAN

Yetvart Danzikyan

KARDEŞÇESİNE

Aleviler ve Lawrance’ler

Türkiye doğal olarak ABD’de Rıza Sarraf’ın ifade vereceği duruşmaya ve CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun partisinin salı günkü grup toplantısında gündeme getirdiği belgelere odaklanmış durumda. ABD makamları ile bir anlaşma yaptığı anlaşılan Rıza Sarraf’ın bu yazı yazıldığı saatlerde başlamak üzere olan duruşmada Türkiye’deki ilişkileri ve yürüttüğü işlemlere dair önemli iddialarda bulunacağı beklentisi güçlü. Bu iddialar belki Türkiye’deki iktidar çevrelerince komplo olarak değerlendirilecektir ama özellikle ABD ve Batı dünyası açısından önemli sonuçları olacağı belli. 

Bu davayla atbaşı giden diğer gelişmede ise CHP lideri Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın çevresinin Man Adası’nda kurulmuş 1 Sterlin sermayeli bir şirkete milyonlarca dolar aktarıldığını öne sürdü ve bazı dekontlar gösterdi. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına göre Erdoğan’ın dünürü, eniştesi, oğlu, kardeşi ve özel kalem müdürü 15 Aralık 2011-4 Ocak 2012 tarihleri arasında yurtdışına 15 milyon dolar aktardı. Erdoğan ve AKP çevreleri bu açıklamalara sert tepki gösterdiler. Hatta Erdoğan ''Yurtdışına giden tek kuruş yok. Dolayısıyla bu zatın söylediği yalan mı, yalan. Bu durum karşısında yüzü kızaracak mı? Hiç sanmıyorum. Kendisinde manda derisi gibi yüz var'' ifadelerini kullandı. Ancak Erdoğan’ın konuşmasından önce tepki gösteren AKP’lilerin bir kısmı “Bunlar ticari belgeler” derken, bir kısmı “Belgeler sahte” bir kısmı da “Madem öyle savcılığa gitsin” deyivermişlerdi. Gelen tepkilerin tutarsızlığına  bakıldığında konu bir süre daha kamuoyunun gündemini kaplayacak gibi görünüyor.

Gündem normal olarak bu iddia ve belgelerle kaplı iken üzerinde pek durulmayan gelişmeler de olmakta. Geçtiğimiz hafta Malatya’da Alevilerin yoğun olarak yaşadığı bir mahallede evlerin kapıları işaretlendi. Yakın tarih boyunca Orta ve Doğu Anadolu’da kitlesel saldırılara maruz kalan Alevileri elbette hayli tedirgin eden bir gelişme bu.  Üstelik bu kapı işaretleme işi son zamanlarda neredeyse her yıl düzenli olarak tekrarlanmakta. Bu yıl buna bir de aynı günlerde Malatya’da Hıristiyanlarca kurulan Kurtuluş Kiliseleri Derneği’ne taşlı saldırı düzenlenmesi eklendi. Olayla ilgili bir kişi gözaltına alınsa da Zirve Katliamı’na tanık olunmuş bir kentte yaşanan böylesi gelişmelerin son derece ciddiye alınması gerektiği ortada.

Bu haberlere son olarak Adana’da Arap Alevilere ait bir mezarlığın tahrip edilmesi eklendi. CHP Adana milletvekili Zülfikar İnönü’nün verdiği bilgiye göre 15 mezar taşı ve bir çeşme kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce tahrip edilmiş vaziyette.

Tüm bunlara özel bir hassasiyet göstermek gerektiği açık. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan "Son günlerde yeniden gündeme getirilmeye çalışılan, Alevi kardeşlerimize yönelik provokasyonları yapanlar da olsa olsa Lawrence misyonlu kişiler olur. Herkes gibi Alevi kardeşlerimiz de bu ülkenin asli sahipleridir, birinci sınıf vatandaşlarımızdır, her türlü hakka ve imkana sahip bireylerdir." dedi.

Her meseleyi gidip dış güçlere bağlama siyaseti burada bir kez daha ortaya çıkmış durumda. Devletin herkesin ne yaptığını didik didik izlediği bir ülkede kim Malatya’da Alevilerin evlerinin kapısına çarpı işareti koyabilir? Bu toprakların bu konuda sicili ne yazık ki pek parlak değildir. Önce kendi evimize dönüp bakmakta sonsuz fayda var.