Pavlopulos ve Erdoğan arasında 'Lozan' polemiği

Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos ve Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında 'Lozan Antlaşması' polemiği yaşandı.

Yunanistan’a yaptığı ziyaret öncesi Yunanistan’da bir televizyon kanalına konulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Lozan'ın da bir güncellenmeye ihtiyacı var“ açıklaması yaptı. 

Erdoğan, "Lozan'ın da bir güncellenmeye ihtiyacı var. Güncelleme derken, A'dan Z'ye bir değerlendirmeye tabi tutulabilir. Yunanistan'ın da rahatsız olduğu bazı madde başlıkları olabilir. Bunlar oturulup konuşulur" dedi.

65 yıl sonra Yunanistan'a seyahat eden ilk Türkiye Cumhurbaşkanı olan Erdoğan, Yunan televizyon kanalı Skai TV'ye bir röportaj verdi.  

Cumhurbaşkanı, Lozan Antlaşması'nın güncellenmesine ilişkin soruyu yanıtladı:

"Aslında, dünyada tüm yapılan anlaşmaların zamanın akışı içerisinde güncellenmesi gerekir. Lozan'ın da bu şekilde tüm bu gelişmeler karşısında bir güncellenmeye ihtiyacı var. Bu güncellenme, sadece Türkiye için değil Yunanistan için de faydalı olabilir. Bu konuya hakim olmayanlar, 'Bunu Erdoğan söylediğine göre acaba bunun altından farklı bir şey mi çıkar?' diyor. İşin aslı, bu güncellemeyle iki ülke dostluğumuzu, güvenliğimizi nasıl daha güçlü hale getirebiliriz; bunun üzerinde durmamız lazım.” 

“Zaman zaman bakıyorsunuz bir adadan dolayı hemen ortalığı karıştırıyorlar. Bunların aşılması lazım diye düşünüyorum. Güncelleme derken, A'dan Z'ye bir değerlendirmeye tabi tutulabilir. Yunanistan'ın da rahatsız olduğu bazı madde başlıkları olabilir. Bunlar oturulup konuşulur.”

Bu açıklamanın ardından bugün Erdoğan mevkidaşı, Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos ile ortak açıklama yaptı. 

Pavlopulos, ortak açıklamada Erdoğan'ın ziyareti öncesi gündeme getirdiği 'Lozan Anlaşması'nda güncelleme' konusu ile ilgili olarak "Lozan'ın reform edilecek bir anlaşma olduğuna inanmıyoruz. Tartışılacak bir sözleşme değil" dedi.

Pavlopulos'un açıklamalarından satırbaşları şöyle:

“Biz Yunanistan olarak Türkiye'yi her zaman AB'de destekleyen bir ülkeyiz. Bu ziyaretinizin AB açısından da çok büyük bir öneme sahip olduğuna inanıyoruz. AB'ye Türkiye'nin tam katılımı, hem Türkiye halkına, Türkiye'ye yararlı bir olgu olacaktır.” 

“Biz Yunanistan ve Türkiye olarak işbirliği köprüsünü inşa etme aşamasındayız. Ve bu inşa, bu köprü daha da güçlendirilmeli. Bu köprü var olan bir köprüdür, daha da güçlendirilecektir ziyaretiniz sayesinde. Bu hedefe ulaşabilmek için Yunanistan açısından tüm ulusal hukuk noktalarını tam yerinde bir saygı göstererek ulaşabileceğimize inanıyorum. Bu tabi Avrupa müktesebatını da içeren yazılı sözleşmelerle belirlenen ulusal hukuka saygı bu ilişkilerin çok önemli bir hususu olduğuna inanıyorum. Bildiğiniz gibi tarihi bir ziyaret mahiyeti taşıyan başka bir ziyaret Atatürk ve İnönü zamanında yapılmış bir anlaşmadan bahsetmek istiyorum ve bu da hepimizin bildiği gibi Lozan anlaşmasıdır.”

“Lozan anlaşması iki ulusun ulusal toprakların sınırlarını çizen bir anlaşma teşkil etmektedir. Bu ikili ilişkiler açısından hiçbir boşluk bırakmayan, tamamlanması gerekmeyen muğlak bölge sınırları taşımayan bir anlaşmadır Lozan anlaşması. Bunun tartışılacak, reform edilecek bir sözleşme olduğuna inanmıyoruz. Ve bu anlaşma gereğince iki ülkede de yaşayan azınlıklar çok belirgin bir şekilde dile getirilmiştir. Ve azınlıklar Yunanistan açısından dini azınlık olarak tanınmıştır. Yunanistan'da Müslüman bir azınlık Lozan Anlaşması temelinde Yunanistan'da yaşamaktadır. Ve Yunanistan bu azınlığı bir hukuk devleti olarak tüm haklarını öngörüldüğü şekilde korumaktadır.” 

Erdoğan da konuşmasında bir kere daha Lozan’a değinerek “Bu anlaşma sadece Türkiye ile Yunanistan arasında yapılmış bir anlaşma değildir. Lozan konusunda hala anlaşılmayan bazı incelikler var. Bu anlaşmanın 11 tarafı var. Japonya bile var. İngiltere var, Portekiz var vesaire… Batı Trakya'daki Müslümanlar inançlarını Lozan'a göre yaşayabiliyorlar mı?” 

“Batı Trakya'da yaşayan Müslümanlar bugün en yazık ki kendi seçtikleri baş müftü değil, atanan bir baş müftüyle yönetilme gayretleri var.Türkiye’de mesela patrik atanan bir patrik değildir. Patrik, sensinod meclisinin seçmiş olduğu bir patriktir.”

“Batı Trakya ortalama kişi başına milli geliri 2 bin 200 dolar civarındadır. Yatırım noktasında atılması gereken adımlar noktasında gerekli destekler onlara verilmemektedir, ayrımcılık söz konusudur. 

Türkiye’de benim Rum vatandaşlarıma yönelik böyle bir uygulama göremezsiniz. İbadethaneleri noktasında en ufak bir ayrımcılık göremezsiniz. Ama Batı Trakya’da bırakın bunları “Türk” kelimesinin yazılmasını dahi hazmetmek mümkün değil. Bir okulun kapısında dernekte “Türk” yazıyorsa hazmedemiyorlar.”



Yazar Hakkında