‘Huzursuzluk devam ediyor’

1960’lardan beri toplum için çalışmalar yürüten, önceki Patrik seçimlerinde süreci çok yakından izleyen isimlerden biri Harun Keçecioğlu. Bu hafta gazetemizi ziyaret etti ve içinde bulunduğumuz sürece dair eleştirilerini sıraladı. Keçeci, Değabah Bekçiyan’ın engellenmeye, yerine Ateşyan’ın getirilmesine çalışıldığını söylüyor.

MİRAN MANUKYAN
YETVART DANZİKYAN

Patrik seçimi sürecinde yaşananları nasıl değerlendirirsiniz? Patrikhane ya da diğer aktörler süreci nasıl yönetti sizce?

Aslında Patrikhane diye bir şey yok. Patrik olmadığı yerde patrikhane mi olur? Cemaatimizde huzursuzluk devam ediyor hiçbir zaman da cemaatimiz huzura kavuşamadı. Sayın valimiz haber gönderiyor, “Bedros Şirinoğlu’nu dinlesinler” diye. Bedros Şirinoğlu da “Beni dinlesinler” diyor. Biz Sayın Vali’yi mi dinleyeceğiz, Bedros Şirinoğlu’nu mu dinleyeceğiz, yoksa Sayın Cumhurbaşkanı’nın 24 Nisan’da “Patriklik seçimini huzur içinde yapabilirsiniz” diye deklare ettiği yazıyı mı dikkate alacağız? Cumhurbaşkanı “Seçim ya”pın diyor, öbür taraftan sayın Vali “Bedros Şirinoğlu’nu dinleyin” diyor.

Bu süreçten sonra ne yapmak lazım?

Elbette devletimizi beklemek yükümlülüğündeyiz. Ancak Bedros Şirinoğlu iki sırpazanımızı (Ateşyan ve Maşalyan) ve Müteşebbis Heyet Başkanı’nı alıp valiye gidiyor. Niçin gidiyor? Bedros Şirinoğlu’na böyle bir sıfat mı verilmiştir? Bedros Şirinoğlu Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi’nin başkanıdır. Ha herhangi bir vakfımızın başkanı, ha hastanenin başkanı. İkisi de seçimle geliyor oraya. Hangi sıfatla orada? Neden Karekin Bekçiyan Sırpazan’ın fikri alınmıyor? Orada valimiz diyor ki “İki sırpazan arasında vazife bölümü yapın.” İki sırpazan paylaşacak. Seçim nerede, cemaat nerede? Vali Bey oraya iki sırpazanı oturtacak ikisinin arasında sorunlar çıkacak yine eski tas, eski hamama dönecek. Patrik seçilerek gelsin koltuğa.

Değabah seçimi yapılıyor, seçim bittikten sonra Ateşyan mektup çıkartıyor. Seçim yapılana kadar neredeydi o kâğıt? Ateşyan seçilse çıkmayacaktı mektup ortaya. Bu gayri ahlaki bir durum. Bazı yönetici kardeşlerim Bekçiyan Sırpazan’ı davet ediyorlar, “Seçimden çekil, Almanya’da daha rahat edersin, orada seni sayarlar severler” diyorlar. Maksat Bekçiyan’ı ekarte edip Ateşyan’ı ortaya sürmektir. 

Başepiskopos Aram Ateşyan’ın Patrik Genel Vekilliği görevinden istifa etmemesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Kesinlikle istifa etmesi gerekir. Aram Ateşyan’ın orada durması bile günah. Çünkü bir din adamı, dini temsil eden bir insan koltuk işgali yapamaz.  

Her patrik seçimimiz sorunlu geçti. Bizim ne yapmamız lazım temiz bir seçim yapmamız lazım?

İlk olarak yerimizi bilmemiz lazım. Ben bugüne kadar bir kusur işlediysem cemaatimden özür diliyorum. Ben onların hizmetkârıyım. Hem hiç bir şey olacağım hem de cebine üç kuruş koyunca her şey olacaksın. Olmaz böyle bir şey.

Diğer sorunlarımızı nasıl görürsünüz?

Eğitim konusunu önemserim. Ben 60’ların başlarında bu toplum için çalışmaya görev almaya başladım. 1971’de okullarımızda 8500 öğrencimiz vardı. Bizim o gün okuttuğumuz çocuklar, ne çocuklarını ne torunlarını cemaatimizin okullarına gönderiyor. Siz bugün kolejlere verdiğiniz paraların yarısını cemaatimize verin o okuldan daha çok hizmet verecek okul, öğretmen yaratalım. Ben okumadım, ama çocuk okutmak çok istedim. Bugün birçok çocuğumuz kolejlerde okuduğu için Ermenice öğrenmiyorlar. Ne hakları var o çocuğa Ermeniceyi unutturmakta?

 

 

 

Kategoriler

Toplum Kilise