Her çocuk dâhiler sınıfının öğrencisidir

BÜRKEM CEVHER

Domingo Yayınevi, ‘Dâhiler Sınıfı’ dizisinde dünyayı değiştirmiş çok değerli kadın ve erkeklerin hikayelerini yayımlamaya başladı. Çocuklara ilham verecek, hayal güçlerini harekete geçirecek, merak duygusu uyandıracak bu hikayeler ile çocukların da kendi ilgi alanlarını keşfetmelerine katkıda bulunacaktır bu dizi. Üstelik bu hikayelerde anlatılan kişilerin insanî yönlerine dikkat çekilmekte, her birinin zayıf ve güçlü yönleri birlikte vurgulanmakta, yani her insanın başarıları yanında başarısızlıkları da olduğu okuyuculara anlatılmakta. Dizinin ilk üç kitabında Steve Jobs, Albert Einstein ve Leonardo da Vinci’nin hayat hikayeleri anlatılmış. 

Jobs’un hikâyesi

Her ne kadar Steve Jobs için  ‘bilgisayara can veren adam’ demişlerse de gelecek nesiller onu akıllı telefonların babası olarak anacaktır. Sıradan bir kullanıcı için sıradan bir bilgisayarın yapabileceği her şeyi akıllı telefonlarımızla da yapabiliyoruz. Steve Jobs ilk zamanlarda bilgisayar anlayışımızı değiştirmişse de bence en önemli katkısını bilgisayarlarımızı cebimize sokarak yaptı. 

Dâhiler Sınıfı’nın önemli katılımcısı Steve Jobs Apple bilgisayarlarda tasarıma, fonksiyonelliğe ve kullanım kolaylığına eşit miktarda önem vererek bir marka yarattı. Apple sahibi olmanın sadece bilgisayara sahibi olmak anlamına gelmediğini aynı zamanda bir stil olduğunu da empoze etti. Kendi kurduğu şirketten kovuldu, başka markalar yarattı. Kovulduğu şirketine geri döndü ve şirketi zirveye taşıdı. Tam bir yenilikçiydi; ama arkadaşı, çalışanı, eşi veya çocuğu olmaktan çok da memnun olacağınız bir insan değildi. İşi en önemli önceliğiydi. Çevresindeki insanlara çoğu zaman çok kötü davranırdı, kendi çocuğunu kabul etmesi bile uzun zaman almıştı. Üstelik hijyen kurallarına hiç önem vermezdi. Onu hatırlayanlar onun ne kadar pis koktuğunu söylerdi. Steve Jobs bir insandı ve biz onu hayatımıza kattığı kolaylıklarla anıyoruz.  

Einstein ve Da Vinci

Bu iki insanın pek çok açıdan birbirinden farklı olduğu söylenebilir. Pek çok açıdan da ortak yönleri olduğu. İkisi de ilhamı doğadan ve evrenden almıştır ama diğer yandan biri yaptığı işi sonuçlandırabilmek için gecesini gündüzüne katmış, diğeri pek çok işi yarım bırakmıştır. 

Einstein hepimiz için izafiyet kuramını ortaya insandır. ‘Dâhiler Sınıfı’ndan anlıyoruz ki aslında okulda hiç de başarılı olamamış, babasının zoru ile üniversiteye gitmiş, patent ofisinde yıllarını geçirmiş ama bu arada en büyük tutkusu olan fizik üzerine çalışmaya devam etmiş bir bilim insanıydı. Evrenin yasaları üzerine çalışmış, birlikte fizik konuşacakları bir grup kurmuş, fizik dalında Nobel almış bir dâhiydi. Aynı zamanda da karısı ve çocuklarını terk etmiş, hayatını akıl hastanesinde geçirmek zorunda kalan çocuğu ile ilgilenmemiş bir babaydı. Onun önceliği kendi çalışmalarıydı. Atom bombası fikrini geliştirmiş ama bombanın yapılmasını hiç istememişti. Pek çok açıdan ikilemlerin insanıydı.

Einstein’la kıyaslandığında Leonardo da Vinci tam bir serseri sayılabilirdi. Muhteşem bir ressamdı ama aldığı resim siparişlerinin bir kısmını tamamlamadan bırakıyordu. Yapacağı resmi kafasından tamamen tasarladıktan sonra o resmi yapmanın heyecanı kalmıyordu onun için. O dönemde en önemli resim siparişlerini kiliseler veriyordu. Kiliseler ile anlaşıyor, bir süre kilisede kalıyor, yiyor içiyor ama resim tutkusunu yitirince kiliseden kaçıyordu. Ama bitirdiği işler şaheser oluyordu. Ayrıca tam bir mucitti. Çeşitli aletler, yapılar tasarlıyor, bitirebildikleri ile tüm İtalya’da adından söz ettiriyordu. En önemli özelliği yanlış yapmaktan, denemekten korkmamasıydı. Bu sayede yeni renkler, renklerin kalıcı olması için yeni yöntemler buldu. Bazı yöntemleri tutmadı ama bazıları günümüzde bile kullanılır oldu. O da bir insandı, yeri geldiğinde çok çalışıyordu ama çoğunlukla tembeldi. 

Bu üç adamın hayatı büyük başarılar ve başarısızlıklarla dolu. Ama üçü de başarısızlıklarından ders alan insanlar. Bu dizi de çocuklara bunu aşılıyor: “Herkes tökezliyor, önemli olan ayağa kalkmasını bilmeli, hatalarından ders almalı ve her konuda mükemmel olmak zorunda olmadığını kabul etmelisin.” 

Steve Jobs: Bilgisayara Can Veren AdamPierdomenico Baccalario
Çeviri: Kemal Atakay
Domingo Yayınevi
80 sayfa.

Einstein: Sınırsız Deha
Pierdomenico Baccalario
Çeviri: Kemal Atakay
Domingo Yayınevi
80 sayfa.

Leonardo da Vinci: Zamanın Ötesinde Bir BeyinDavide Morosinotto
Çeviri: Kemal Atakay
Domingo Yayınevi
80 sayfa.