Dualar ve talimatlar

GİZEM YİĞİT

Çok nadir olur: Kapağına, etkileyici ismine kapılıp bir kitap alırsın ve içiyle dışı arasında gerçekten bir uyum olduğunu görürsün. Bu hadiseyi yakın zamanda ‘Ten, Organları Sarıp Sarmalayan Elastik Bir Kılıftır’ kitabı sayesinde yaşadım. Alakarga Yayınları, Danimarkalı yazar Bjørn Rasmussen’in ‘Ten Organları Sarıp Sarmalayan Elastik Bir Kılıftır’ adlı romanını Sadi Tekelioğlu’nun özenli çevirisiyle geçtiğimiz Kasım ayında ilk kez Türkçeye kazandırdı. Kitabın yazarı 1983 doğumlu Bjørn Rasmussen, 2007 yılında Danimarka Yazarlar Okulu’ndan mezun olup 2011 yılında bu kitabıyla Montana Edebiyat Ödülü’nü kazanmış. 2014 yılında ise Kültür Bornholms Edebiyat Ödülü’nü alarak yazın hayatının henüz ilk eseriyle çağdaş Danimarka edebiyatının en çok ilgi gören eserleri arasında yerini almış. Danimarka’dan çıkmış bir ‘yeraltı edebiyatı’ eseri olarak nitelendirebileceğim roman bugüne kadar İsveç, İspanya, Macaristan, Sırbistan, Bulgaristan ve Makedonya gibi ülkelerde okuruyla buluşmuş. 

İlk gençlik günleri 

Bu ilk roman, genç bir adamın Danimarka’nın kırsallarında geçirdiği ergenlik günlerini hatırlayışını konu ediyor kendine. Tüm bu yaşanmışlıklar ergenlik çağının kimlik bunalımını, ilk büyük aşkın verdiği hazzı ve acıyı, ilk cinsel arzuları ve ebeveynleri bir kurallar otomatı olarak görme yaklaşımlarını da beraberinde getiriyor şüphesiz. Toplumsal normların dışında gezinmeyi kendine görev edinmiş olan Rasmussen, kullanılmış ve bir kenara bırakılmış ruhlar için sesini duyururken bir yandan da otobiyografik unsurlarını metnine ince ince işlemeyi es geçmiyor. Kutsalları yerle bir etmenin yolunun oldukça sert ve cesur bir dil kullanmaktan geçtiğini düşünen ve bunu pratikte ilk romanıyla okura sunan yazar, kitaptaki şu sözleriyle de aileye verilen değere müdahalede bulunarak hayatımız boyunca bize kabul ettirilmeye çalışılan ahlaki normları okurun aklından tek tek silmeye yelteniyor: 

“Aile mutlaktır, aile istemese de kördür, bunu biliyoruz. Aile küçük çocuklara bir kökün var olduğunu, kökün acı verdiğini, kökün mutluluk verdiğini hatırlatmak için vardır. Kök korunmalıdır, kökün bulunduğu yer korunmalıdır, bayrak göndere çekilmelidir.” 

Asıl dert: Ten

Metin, başka bir perspektiften de sahip olduğu sert üslubunu modern insanın konformizmine ve ahlak anlayışına karşı bir silah gibi kullanıyor ve okurunun zihnini daima dinç tutuyor. Kitapta sıkça duyacağınız sayıklamaların kahramanı Bjørn’un zaman zaman silikleştiği ve yerini öfkeli ve belirsiz kahramanlara bırakması da okurda tekinsiz bir hissiyat yaratıyor. Bayraksız, vatansız ve cinsiyetsiz bir sesle sıkıntılarını açık etmeye çalışan karakterlerin asıl derdi, kitabın adından da anlaşılacağı gibi ‘ten’. İç organlarımızı örten, bizi dış dünyanın darbelerinden koruyan 1,6 ile 1,8 metrekare arasında değişen bir alana sahip ve bu da ortalama olarak bir yorgan nevresimine denk düşen koruyucu bir kılıf. Bir yandan da aldığımız darbelere ve yaralara göre şekillenen bir sahne. Ten, iç organlarımızın kötü görüntüsünü örtmeseydi muhtemelen dünyamızda farklı farklı görünüşler söz konusu olacaktı. Belki de ten renginden dolayı kimse öldürülmeyecekti, siyah denmeyecekti. Kimse sadece siyah olduğu için örgütlenmek zorunda kalmayacaktı. Ten, yalnızca elastik bir kılıf oluşundaki değersizliği ve tüm çekiciliğine rağmen altında sakladığı organlarla tezatlığı kendinden menkul oluşuyla metnin temel imgesi oluveriyor.

Yaşamış olmayı değil doğmuş olmayı bile bir hata olarak gören Rasmussen, derdini çok iyi anlatan arka kapak yazısında şöyle diyor: 

“Biz organları sarıp sarmalayan esnek kılıfız. Biz, jöle, ipek ve sateniz, biz, tüfeklerin namlularından yayılan salvo ve Tanrı’nın bir haziran günü alnımıza koyduğu soğuk elin rüyasıyız.” 

Bu pasajla da ifade edildiği gibi yazarın tek derdi ne kadar değersiz canlılar olduğumuzu göstermekten çok aslında içimizdekileri örten deri sayesinde nasıl sosyal varlıklar hâline geldiğimiz. Yeraltı edebiyatına ya da İskandinav edebiyatına yeni giriş yapanları zorlayabileceğinden kutsallarının satırlar boyunca alaşağı edilebilmesini sebatla karşılayamayacak olanların bu kitabı büyük bir keyifle okuyacaklarını sanmıyorum. İskandinav edebiyatının son zamanlarda çıkarmış olduğu genç ama bir o kadar güçlü kalemlerinden olan Rasmussen’in bu kitabının okurunu kendinin seçtiğine inanıyorum.

Ten, Organları
Sarıp Sarmalayan 

Elastik Kılıftır

Bjørn Rasmussen

Çeviri: Sadi Tekelioğlu

Alakarga Yayınları

112 sayfa.

Kategoriler

Kitap ԳԻՐՔ