‘Devletle müzakereler sürmeli’

İstanbul Valiliği’nin Patrik seçimi sürecini engellemesiyle başlayan süreç öncesinde spotlar zaman zaman Amerika Doğu Piskoposluk Bölgesinin Başepiskoposu Khajag Barsamyan’a da dönmüştü. Valilik mektubu sonrasında da devletin ABD’deki konsolosluk vasıtasıyla Barsamyan ile temasa geçtiği öne sürülmüştü. Hem gelinen son durumu hem de bu iddiaları Başepiskopos Barsamyan’a sorduk.

Sırpazan, İstanbul Valiliği’nin patrikhaneye gönderdiği mektupla oluşan süreci nasıl yorumluyorsunuz?

Geçen yıl 12 Nisan tarihinde Agos muhabiri Jülyet İnan benle bir röportaj yapmıştı. Muhtelif konuların yanı sıra patrik seçimi ve Türkiye Ermenilerinin sorunları hakkında da konuşmuştuk. Bu söyleşi gazetenizde yayınlandı. Orada bu konuya dair görüşlerimi içtenlikle belirtmiştim. İstanbul valiliğinin yazısı İstanbul Ermenilerine aralarındaki görüş ayrılıklarını bir yana bırakıp birlik içinde patrikhane ve cemaat meselelerini düzenleme mecburiyeti getiriyor. İstanbul Patrikhanesi Ermeni kilisesinin bir parçasıdır ve hem Türkiye hem de tüm Ermeniler için çok önemlidir. Patriklik makamı etrafında yıllardan beri böylesi bir kriz yaratmak kesinlikle yanlıştı. Var olan gerçekliğin ışığında yeni patrik seçimi konusunda hükümet ile uyumlu bir yol bulmak için her türlü çabayı göstermek gerekir. Mevcut kriz Patrik Mutafyan’ın tedavisi imkansız hastalığının Patrikhane tarafından hükümete bildirilmesi ve emekli edilmesinin gerekliliğinin talep edilmesi ile daha ilk günden önlenebilirdi. Bu ihmalin sonucunda hükümet Mutafyan’ı halen patrik olarak görüyor. Türkiye Ermeni patriğinin ve Ermeni toplumunun bu fırtınalı ortamı tüm Ermenilerde kaygılara yol açıyor. İstanbul Ermenilerinin uyum ortamını yeniden tesis ederek oluşan durumu düzeltmeleri ve genelin kabul edeceği bir çözüme ulaşmaları açısından yaşamsal öneme sahiptir.

Sizce Ruhani Kurul’un önünde ne gibi yükümlülükler var. Aram Ateşyan’ın yeniden patrik genel vekilliğine getirilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yıllar önce Başepiskopos Aram Ateşyan Patriklik Genel Vekili seçildi ve bu sıfat hükümet tarafından da onaylandı. Hükümet şu anda da onu genel vekil olarak tanıyor. Şimdi Ruhani Kurul ve tüm cemaat kurumları kendilerine verilen görevi tarafsızlıkla yerine getirip toplum içinde barışı tesis ederken patrik seçimi için de devletle müzakerelerini sürdürmeliler.

Peki bu süreçte siviller nasıl bir yol izlemeli?

Cemaatinizin müminleri arasında görüş ayrılıkları var. Dahası, tartışmalar esnasında düşüncesiz açıklamalar da oldu ve halen de olmaya devam ediyor. Tavsiyem, tüm tarafların saygı duyacağı isimlerin yan yana gelerek mevcut durumu iyileştirerek ilerlemenin yollarını aramaları, toplum içinde barışı tesis etmeleridir. Ardından patrik seçimi konusunda Ruhani Kurul ile uyum içinde devletin seçim izin vermesi talep edilebilir.

Yedikule Surp Pırgiç Hastanesi Vakfı başkanı Bedros Şirinoğlu Türkiye devletinin ABD’deki konsolosluk vasıtası ile sizin patrik adaylığı konusundaki yaklaşımınızı öğrenmek istediğini bir çok kez belirtmişti. Gerçekten de bu yönde temaslar yaşandı mı? Patrik adaylığı konusunda görüşünüz nedir? Daha önce aday olmamıştınız, halen aynı duruşunuz devam ediyor mu?

Farklı çevrelerden sorumluluk sahibi şahıslar ve tanıdık isimler bu konuda görüşümü sormuşlardır. Hepsine de teşekkür ederek bu önerilerini reddettim. Son dönemde Başepiskopos Karekin Bekçiyan da aynı öneriyi bir mektupla iletti ve ona da aynı yanıtı verdim.  

Kategoriler

Genel Toplum Kilise



Yazar Hakkında

1992 İstanbul doğumlu. Agos Gazetesi Toplum Editörü. Ermeni toplumu gündemi, sosyal etkinlikleri ve yaşamı üzerine haberler yapıyor.