Doğaüstü bir aşk bu

ÖZLEM ERTAN

Şimdi başımızı alıp yaklaşık otuz yıl öncesine, 1980’li yılların İstanbul’una gideceğiz. Belli bir yaşın üstündekilerin anılarında kalan, gençlerin ise şahit olmadığı zamanların havasını soluyacak, insanlarıyla tanışacak ve doğaüstü bir aşk hikâyesine tanıklık edeceğiz.

Aklınıza “Nasıl gideceğiz 80’lere?” sorusu takılmış olabilir. Cevabı basit: Kitap okuyarak. Demokan Atasoy’un mart ayının sonunda, Oğlak Yayınları’nın ‘Maceraperest Kitaplar’ serisinden çıkan ilk romanı ‘Konuşulmayan’, 1980’li yılların atmosferini başarıyla yansıtıyor. Ancak bu romanın belki de en dikkat çekici yanı karakterlerinin okurda yarattığı gerçeklik duygusu. Yazar, özellikle başkarakterleri o kadar iyi işlemiş ki onları yanı başınızda görmüş gibi oluyorsunuz. Çocukluk travmaları, gizli duyguları, korkuları, güvensizlikleri ve heyecanlarıyla kanlı canlı karakterler var karşınızda. Tüm bunlar ‘Konuşulmayan’ın çok emek verilmiş, üzerinde titizlikle düşünülmüş ve her detayı hakkında kafa yorulmuş bir kitap olduğunu gösteriyor. 

Morgda karşılaşma 

Her ne kadar pek çok karakter barındırsa da ‘Konuşulmayan’, iki kahramanın ekseninde dönen bir kitap. Biri kariyerinin sonlarına gelmiş, uyuşturucu müptelası manken Hande Sadır, diğeri ise hayatı boyunca baskıcı annesinin sözünden dışarı çıkamamış, 40’lı yaşlarını süren Devlet memuru Dalınç Baysal. 

Babasını erken yaşta kaybettiğinden beri annesi Emine Hanım’ın otoritesi altında ezilen Dalınç, saygın bir işe ve konuma sahip olmasına rağmen kendi kararlarını vermekten aciz, kadınlarla ilişki kurmakta zorlanan, kendine güvensiz bir adam. Hande ise şişman bir çocukken ergenlik çağında çirkin ördek yavrusu misali güzelleşen, o zamandan beri erkeklerin iştahlı bakışlarını ve ablası da dahil tüm kadınların kıskançlığını üzerine çeken bir kadın. Birkaç yıl öncesine kadar podyumları kasıp kavururken yaşının kemale ermesi ve kötü yaşam tercihlerinden dolayı uçurumun kıyısında duruyor. 

Normalde karşılaşmaları, hele de birbirlerine âşık olmaları imkânsız görünen bu iki kişi, tesadüfler neticesinde bir araya geliyor. Hem de morgda… Annesi olduğu zannedilen yaşlı kadının cesedini teşhis etmek için morga giden Dalınç, orada karşılaştığı Hande’ye ilk görüşte âşık oluyor. Ancak sorun şu ki, Hande ölü. İşte bu noktadan sonra Hande ile Dalınç’ın doğaüstü aşk hikâyesini okumaya başlıyoruz. 

Atmosfer 

‘Konuşulmayan’ı ‘doğaüstü bir aşk hikâyesi’ tanımının sınırları içine hapsetmek haksızlık olur. Zira bu roman, anlattığı dönemin sosyal yapısını, insan ilişkilerini ve atmosferini iyi yansıtması dolayısıyla da çok önemli. Turgut Özal döneminin meşhur sloganı “Benim memurum işini bilir”i şiar edinen memurlar, şantajla sağdan soldan para koparan uyanıklar, işlerini rüşvetle halleden yatırımcılar, geceleri İstiklâl Marşı’yla kesilen tek kanallı TV yayını, romanın sayfaları arasında karşınıza çıkacak.  

Demokan Atasoy olayları iki başkarakterinin, Hande ile Dalınç’ın ağzından anlatmış. Dalınç’ın anlatıcı olduğu kısımlarda daha eski yıllara da gidiyoruz. 1970’lerin Ankara’sında devrimci gençlerle dolaşıyor, onların bağımsızlık ve kardeşlik hayallerine şahitlik ediyoruz. 

Uzun lafın kısası ‘Konuşulmayan’, karakterlerinin işlenişi, anlattığı dönemin atmosferini yaratmadaki başarısı ve özenli diliyle son zamanlarda Türkiye’de yazılmış en iyi romanlardan biri. 

Sözlerime son vermeden evvel ‘Konuşulmayan’ın yazarı hakkında da kısaca bilgi vermek isterim. Demokan Atasoy, her ne kadar ilk romanı okurlarla henüz buluşmuş olsa da uzun zamandır öykü yazan, belli bir okur kitlesi olan, ödüllü bir yazar. Jules Verne Bilimkurgu ve Fantastik Kurgu Öykü Yarışması’nda ikinci seçilen öyküsü ‘Kuzey Yıldızı Üçlemesi’, 2005 yılında yayımlanan ‘Hayalgücünün Merkezine Seyahat’ adlı kitapta yer aldı. ‘Anadolu Korku Öyküleri’ serisinin üç kitabında da farklı korku öykülerini okuduğumuz yazar, 2017’de okurlarla buluşan ‘Aşkın Karanlık Yüzü’ ve ‘Karanlık Yılbaşı Öyküleri’ isimli derlemelerdeki hikâyeleriyle de adını duyurdu. Aynı zamanda araştırmacı ve TV yönetmeni. Işın Beril Tetik ve Galip Dursun ile birlikte her hafta internet üzerinden ‘Gerisi Hikâye Korku Konuşmaları’ adlı bir podcast yayınlıyor. ‘Rabarba Dergi’de ise korku sinemasına dair yazılar kaleme alıyor. 

Demokan Atasoy’u önceki çalışmalarından tanıyanların ‘Konuşulmayan’ı merakla okuyacağı kesin. Bu romanı bugüne kadar yazarla tanışmamış olanlara özellikle tavsiye ederim. 

Konuşulmayan

Demokan Atasoy

Oğlak Yayıncılık

257 sayfa.