Keyifli hikâyeler ve yanık pudingler

MERVE SUCU

Eserleriyle Yunus Nadi Öykü Ödülü ve Duygu Asena Roman Ödülü’ne layık görülen, çağdaş edebiyatımızın usta kalemlerinden yazar Şebnem İşigüzel, ‘Bir Puding Hikâyesi’ adlı kitabıyla bu kez çocuk okurlarına merhaba diyor.

Hikâye yedi sekiz yaşlarında bir kız çocuğunun okul servisinden inip apartmana girmesiyle başlıyor. Kısa bir zaman diliminde yaşanan olayları ve karakterlerin ilginç yaşamlarını konu alan hikâyede iki ana karakter karşımıza çıkıyor: Ailesiz yaşayan kız çocuğu ve ona yardım etmek isteyen iyi kalpli komşusu Bay Bukalemun.

Servisten inip asansöre yönelen kahramanımızın yanına gelen Bay Bukalemun, “Çocuklar bir başına asansöre binmez. Tehlikeli. Annen ve baban seni uyarmadılar mı?” diyerek evinin bulunduğu kata kadar ona eşlik etmek istiyor. Bay Bukalemun’dan kurtulamayacağını anlayan küçük kız, ağzını kıpırdatmadan konuşma yeteneği sayesinde Bay Bukalemun’u annesiyle konuştuğuna inandırıyor. Ancak işler küçük kızın planladığı gibi gitmiyor ve Bay Bukalemun kapıyı tekrar çalıyor.

Bay Bukalemun

 Bizler hikâyeyi kahramanın kendisinden dinliyoruz. Küçük kız, bize kendisi ve Bay Bukalemun hakkında tüm merak ettiklerimizi anlatıyor. Bay Bukalemun’a ‘Bukalemun’ ismini takmıştır çünkü Bay Bukalemun, sürekli ortama göre renk değiştiren bir takım elbise giyiyor. Bu komik haliyle de tıpkı bir bukalemuna benziyor. Bay Bukalemun renk değiştiren bu kumaşı yıllar önce uzun çalışmalar sonucunda icat etmiş. Ancak kötü kalpli kuzenleri bu buluşu ondan çalmış ve bu kumaşı üreten bir fabrika açmış ama nedendir bilinmez, kimse bu fabrikanın renk değiştiren kumaşlarından almak istememiş. Bu sıra dışı durum çocuk okurlara, “Ortama göre renk değiştiren bir kumaşı kim, neden almak istemez ki?” sorusunu düşündürüyor. Yazar ne düşünüyor bilmiyoruz ancak günümüz tüketim toplumunda ortamın rengini alan bir giysiyle modaya uyum sağlayamayacağını düşünen kişilerin bu kumaşı almak istemeyebileceklerini akıllara getiriyor. Bay Bukalemun’un hikâyesinin ardından kendi hikâyesini anlatmaya başlıyor küçük kız. Anne ve babası işleri gereği sürekli seyahat ettiği için yalnız kaldığını, tuhaf akrabaları da onu yanlarına almak istemeyince evde tek başına yaşamaya başladığını anlatıyor. Vantrilok yeteneği sayesinde karnından konuşabildiğinden (böylece annesi ve babası gibi konuşabiliyor), hesaplama bilgisiyle parasını kontrol edebildiğinden ve yemek kitaplarındaki tarifleri okuyarak yemek yapabildiğinden söz ediyor. Küçük kız tüm bunları anlatırken Bay Bukalemun kapıyı tekrar çalıyor. Küçük kız yine karnından konuşarak annesi evdeymiş gibi davranıyor ama Bay Bukalemun’u bu kez kandıramıyor. O sırada küçük kızın pişirdiği pudingden yanık kokusu geliyor ve bizler bu koku sayesinde onun sınırsız hayal gücüne şahit oluyoruz.

 Güçlü bir gözlem gücü ve empati kurma yeteneği gerektiren ‘kahraman anlatıcı’ biçimine çocuk edebiyatında çok sık rastlamıyoruz. Yazar bu anlatım tekniğiyle, kahramanını ustalıkla konuşturarak okurlarına çocuk kahramanın dünyasından sesleniyor. Hikâye bu haliyle çocuk okura kahramanla daha kolay bağ kurma imkânı sağlıyor. Bu da özellikle okumaya direnen minik okurların hikâyeyi daha çok merak etmelerini ve kitabı sonuna kadar keyifle okumalarını sağlıyor. Şebnem İşigüzel, farklı yaşamları yaratıcı bir kurguyla anlattığı öyküsüyle; toplumda annesi ve babası olmayan, akrabaları tarafından istenmeyen kimsesiz çocukların varlığına işaret ediyor. Ayrıca aldığı cezayı odasında hikâye yazarak keyifli hale getiren kahramanla, çocuk okura yazma işi hakkında ipuçları da veriyor. ‘Bir Puding Hikâyesi’, ince ama dopdolu bir kitap. Küçük yaştan itibaren böylesine başarılı yazarların üslubu ve kurgusuyla tanıştırılan çocuk okurlar, edebiyat dünyasına iyi bir başlangıç yapmış oluyorlar. Başarılı çizimleri, yalın dili ve şaşırtmacalı kurgusuyla ‘Bir Puding Hikâyesi’, çocuk okurların kitaplığında hak ettiği yeri alacağa benziyor. 

Bir Puding Hikâyesi

Şebnem İşigüzel

Resimleyen: İpek Konak

Can Çocuk

48 sayfa.