Çizgilerle Kuzey Kore

CAN ULUSOY

Çizgilerle Kuzey Kore 

Çizgi romanlar hakkında bir şeyler karalayacağım  düşüncesi aklımın ucundan geçmezdi. Belki de çizgi romanları hep fantastik dünyayla bağdaştırdığım için böyle düşünüyordum.

Bu sebeple hep bir mesafe koymuştum araya, fakat bu durum Guy Delisle’nin ‘Pyongyang’ kitabıyla değişti.

Guy Delisle, Kanada’nın Quebec bölgesinden bir animasyon sanatçısı. Kendisini bende merak edilir kılan şey ise; 1990’larda Kuzey Kore’nin yabancı sermayeye kapılarını az da olsa aralamaya karar verdiği zamanda, Fransız bir animasyon ajansının temsilcisi olarak Pyongyang’ta görev alması ve akabinde bu çizgi romanı hayata geçirmesi.

Kuzey Kore gibi günümüz normlarının tamamen dışında, farklı gerçeklikte yaşayan bir dünyanın çizgi romanla okuyucuyla buluşturulması en az bu ülke kadar ilgi çekici. Milyonlarca insanın tek bir nizamda hareket etmesi, aynılaşmanın özgürlüğe giden bir yol olduğunun öğreti haline geldiği bu  komünist monarşi,  bir masal yazarının kurgulayabileceğinin de ötesine geçiyor. 

Yazarın Pyongyang’ta olduğu dönem ülke tarihinin en kötü zamanlarından birine; büyük sel felaketinin ardından yaşanan kıtlığın hemen sonrasına denk geliyor.1 milyona yakın insanın ölümüyle sonuçlanan bu felaket Kuzey Kore’yi diğer ülkelerden insani yardım almak zorunda bırakmış. Bu vesileyle olacak ki Fransız animasyon stüdyolarının ülkedeki tv altyapısını geliştirmek için davet edilmelerinin de aynı döneme denk geldiğini görüyoruz. Guy Delisle’de bu fırsattan yararlanarak Pyongyang’ı deneyimleme fırsatı buluyor.

Geleneğin devamı

Kuzey Kore’de rejim propagandasının tv, müzik, radyo kanalları aracılığıyla zamanın her anında bir baskı aracı olarak kullanıldığını aktarıyor Delisle. Gittiği her yerde bu baskının zor  yoluyla nasıl büyülü bir canavara dönüştüğünü okuyucuya iletirken, yerel halkın perişan durumu karşısında kalemini paranoyak bir korkuyla kullanmamış. Bunun aksine deneyimlediklerini neşeli bir seyahatname yazarıymış gibi süslemesi, Marjane Satrapi’nin Persepolis’inden başlayan geleneğin Kuzey Kore sokaklarında tekrar canlandığını hissettiriyor bizlere.

Pyongyang’ın sayfalarında Gerçek dünya tabirinin tamamen dışında; farklı olanla iletişim olanağı olmayan bir toplum resmi çiziliyor. Gerçekliğin devlet aygıtları tarafından tekrar yaratıldığına, üstüne üstlük bunun salt doğru olarak tarihin her anına kazınmasıyla sarsılmaz bir hale geldiğine tanıklık ediyoruz. Baskıcı bir rejim tarafından esir alınmış bir halk, kendi hareket alanını belirleyemeyen, neredeyse atacağı adımın birileri tarafından planlandığı bir toplumsal düzen.

Bugünkü durum

İlk günden son güne kadar devasa bina ve sokakların arasında gezerken rejimin nefesini ensesinde hisseden yazar. Katı bir yönetimin kuşatmasındaki hayata dair zekice ve buruk düşüncelerini bu kitap aracılığıyla bize aktarmada oldukça başarılı bir yol izlemiş. Çizgi roman dünyasında adından söz ettirmeyi başaran Guy Delisle diğer eserleri; ‘Burma Günlükleri’, ‘Kudüs’ ve ‘Shenzhen’de de mizahi üslübuyla okuyucuyu yakalıyor.

Bugünün Kuzey Kore’sine gelirsek, bir anda gerçekleşen değişim rüzgarının ne yöne eseceği kestirilemez bir vaka olarak dünyanın önünde duruyor. Yazarın 1990’larda çizdiği bu kitabın ise bazı nüanslar dışında hâlâ geçerliliğini koruması, ülke toplumu için değişimin kolay elde edilemeyeceğini bize kanıtlar nitelikte.

Pyongyang

Guy Delisle

Karakarga Yayınları

184 sayfa.