Danimarka’da göçmen “gettoları” için yeni ağır yasalar

Danimarka göçmenlerin yaşadığı mahallelerle ilgili yeni yasalar çıkardı. Düşük gelirli mahallelerde doğan bebekler Danimarka hukuk sisteminde artık “getto çocuğu” statüsüne sahip olacak. Yeni yasaya göre bir yaşına giren “getto çocukları” haftada 25 saatliğine özel ‘Danimarka değerleri’ne göre eğitilmek üzere ailelerinden alınacak. Yasalara itaat etmeyen ailelerin sosyal yardımları kesilecek.

Danimarka 25 düşük gelirli ve çoğunlukla Müslüman mahallelerinde hayatı kontrol altında tutmak için yeni yasalar çıkardı. Artık bu tür mahallelerde doğan çocuklara ‘getto çocuğu’ ebeveynlere ise ‘getto ebeveyni’ statüsü verilecek. Mahkeme bu tür mahallelerden gelenler için cezayı ağırlaştırma hakkına sahip olacak.  Çocuklarını zorla memleketlerine uzun süreli gönderen ebeveynlere dört sene hapis cezası verilecek. 

Yasalar parlamentoda onaylandı 

Danimarka Parlamentosu’nde Mart ayında ‘getto paketi’ dahilinde önerilen 22 yasa tasarısından çoğu oyçokluğuyla yürürlüğe girdi. Onaylanmamış bazı çok radikal tasarılar da bulunmakta. Aşırı sağ görüşlerine sahip Danimarka Halk Partisi ‘getto çocukları’nın akşam saat 8’den sonra evlerinde olması gerektiğini öngörüyordu. 

Lübnan göçmen ailesinde doğan Naassan kardeşler kendilerine uygulanan bu ayrımcılığı anlamakta zorluk yaşıyorlar. Akıcı Danca konuşan kardeşler, evde çocuklarıyla Danca konuştuklarını belirtip, çocukların Arapça iyi bilmedikleri için büyükanne büyükbabalarıyla konuşamadıklarını söylüyor.

Getto çocuklarına verilecek olan zorunlu eğitim kapsamında Noel de var. Rokhaia kızının okulda zaten Hıristiyan gelenekleriyle ilgili eğitim gördüğüne vurgu yaparak sözlerine şunları ekliyor: “Kızım anaokulda Noel'i o kadar duymuş ki, eve gelip Noel Baba’dan hediye istiyordu.” 

Somalili Barwako Jama Hussein ailesinin Danimarak hükümeti tarafından ‘getto’ye yerleştirildiğini dile getiriyor. Danimarka’ya taşındıklarında 5 yaşında olan Barwaqo, 13 yaşından beri ‘getto’ diye adlandırılan Tingbjerg’de yaşadığını söylüyor. Barwako: “Bizi eşit insanlar olarak görmemeleri acı verici. Danimarka toplumunun bir parçasıyız. Kuralları takip ediyor, okula gidiyoruz, tek farkımız domuz eti yememek” diyor.   

Kuaföre Dorthe Pederson göçmenlerin Danimarka kaynaklarından faydalanmasından rahatsız: “Çok fazla Danimarka parası harcıyorlar. Onların kirasını, giysi, yiyecek masraflarını biz ödüyoruz, sonra gelip bozuk Danca ile “Biz çalışamayız çünkü acı çekiyoruz” diyorlar.” Müşterilerden Anni Larsen ise bir Türk düğününe çağrıldığını ve orada insanların cinsiyete göre ikiye ayrıldığını ve farklı yerlerde oturduğunu gördüğünde şaşkınlığa uğradığını dile getiriyor ve “Bana sorarsanız, bizi çağırmamaları gerekirdi” sözlerine ekliyor. 

Jesper isimli Danimarkalı ise göçmenler hakkında konuşurken “Bence onlar bizden 300-400 sene gerideler” diyor. 

Danimarka nüfusunun yaklaşık %87’si Danimarkalılardan oluşuyor, kalan %13 ise göçmenler ve aileleri. Müslüman göçmenlerin sayısı yaklaşık yarım milyon, çoğunlukla Afganistan, Irak ve Suriye’den gelenlerden oluşuyor. (New York Times)