Kınalıada'daki son verici Turkuvaz'a tahsis edildi

Kınalıada yaklaşık 20 yıldır televizyon ve radyo verici kuleleriyle mücadele ediyor. Ada’da daha önce vericilerin bulunduğu 15 kule vardı. Vericilerin insan sağlığına olumsuz etkileri olduğu gerekçesiyle başlayan hukuki mücadelenin sonunda vericilerin yıkılmasına karar verildi. Ada’da vericilerin bulunduğu 14 kule yıkıldı. Ancak Turkuvaz Medya Grubu’nun başvurusu sonrasında tek bir kule için ‘kamu yararı’ olduğu gerekçesiyle yıkım durduruldu ve son kule medya grubuna tahsis edildi. Diğer vericiler de bu kulenin üzerine yerleştirildi.


Söz konusu verici kuleleri 1991 yılında kaçak olarak kurulmaya başlandı. 2009 yılına gelindiğinde sayı 14’e ulaşmıştı. Adalılar, kulelere karşı mücadeleye başladı.  Tepkiler üzerine, 2013 yılında kule sayısı üçe düşürüldü. Ancak diğer kulelerde bulunan vericiler, yıkılmayan üç direk üzerinde toplandı.  Adalılar kulelere karşı mahkemeye başvurdu ve dava kazanıldı. Adalar Belediyesi bunun üzerine yıkım kararı aldı. Kulelerden ikisi yıkıldı. 
Yıkım çalışmaları devam ederken Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın kardeşi olan Serhat Albayrak’ın yönetim kurulunda bulunduğu Turkuvaz Medya Grubu,  2017 yılı Şubat ayında kulenin 25 yıllık tahsisi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvurdu. Turkuaz Medya Grubu’nun bünyesinde Sabah gazetesi, ATV ve A haber gibi medya kuruluşları bulunuyor. 
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü konuyla ilgili Çevre Etki Değerlendirme Raporu alınmasına gerek olmadığı yönünde rapor verdi. Ancak raporunda, ilgili yönetmeliklere işaret ederek, mevzuatlarda yer alan bütün izinlerin alınması ve “ekolojik dengenin bozulmaması, çevrenin korunması ve geliştirilmesine yönelik tedbirlere riayet edilmesi” uyarısında bulundu.

‘Kullanımında kamu yararı vardır’
Söz konusu kule orman arazisi üzerinde bulunduğu için Orman Müdürlükleri devreye girdi. Kanlıca Orman İşletme Müdürlüğü, direğin kullanılmasında “kamu yararı ve zaruret” olduğu  gerekçesiyle tahsis işleminin yapılması yönünde rapor verdi. 
İstanbul Adalar ilçesi SİT alanı olduğu için koruma kurullarından da izin alınması gerekti. Ancak tahsis işlemi gerçekleştirilirken Kanlıca Orman İşletme Müdürlüğü, koruma kurullarından izin almaksızın işlem yaptı. İstanbul 5 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, 2017 yılının Aralık ayında rapor hazırladı. Kulenin kullanımında sakınca olmadığı yönünde görüş bildirdi. Kendilerinden izin alınmadan yapılan işlemler içinse suç duyurusunda bulunma kararı aldı. 
Son olarak Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2018 yılı Şubat ayında kulenin kullanımı için olur verdi. 
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, süreci başından bu yana takip eden isimlerden. Daha önce de mahkemenin verdiği yıkım kararlarının uygulanması için girişimlerde bulunmuş, konu Meclis’e taşımıştı. 

‘Halk sağlığı göz ardı edildi’
Paylan, vericilerin yer aldığı kulenin yıkılmamasına tepkili. 
“Halk sağlığını tehdit eden bu direkler için 20 yılı aşkındır mücadele ediliyor.  Mahkeme, yıkılmasına karar vermiş olmasına rağmen direkler uzun süre yıkılmadı. Son olarak geçtiğimiz yıl yıkılması yönünde işlem başladı ancak bir direk yıkılmadı. Serhat Albayrak’ın imzasıyla başvuru yapılıyor ve izinler veriliyor. Halkın tepkileri yok sayılıyor.”
Paylan, tahsis işlemlerinde halk sağlığının göz ardı edildiğine dikkat çekti.  
“Halk sağlığı göz ardı edilmiş. Vericilerin yer aldığı direk, yerleşim yerlerine çok yakın. Çok yakınında evler var. Tahsis süreci yapılırken, sanki kurak, insansız bir adaymış gibi işlem yapılmış. İnsan sağlığına dair bir çalışma yapılmamış. Diğer bütün vericiler bu direğin üzerine konulmuş. Bu kule sayesinde tekelleşme sağlanmış oldu. “
Paylan, Kınalıada halkını bu duruma karşı itirazlarını ortaya koymaya ve hukuki mücadeleye, dava açmaya çağırdı. Paylan, konuya dair Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'ye de soru önergesi iletti. 

Paylan soru önergesinde "Kınalıada’daki orman alanında, Turkuaz A.Ş.’ye verici kulesi için gerekli izinler verilirken, verici kulesinin hemen etrafında yaşayan binlerce vatandaşlarımız olduğu neden yok sayılmıştır?" ifadesine yer verdi.

Paylan ayrıca "Kanun dışı bu tahsisatta sorumluluğu bulunan Bakanlığınızın yetkilileri hakkında idari soruşturma açmayı düşünüyor musunuz?" sorusunu da yöneltti. 

Kategoriler

Genel Güncel