İnternet ünlüsü olmak mutluluk getirir mi?

BÜRKEM CEVHER

Bu yılbaşında kızıma hediye ararken ‘Nathalia Pissurat ve Bütün Zamanların En Utanç Verici Beş Dakikalık Şöhreti’ isimli bir kitap gözüme çarptı. Arka kapak yazısında, “Arkadaşlarıyla çektiği bir dans videosu internette ilgi görünce, Nat hayal ettiği şöhretin böyle bir şey olmadığını anlayacak, eski sıradan hayatını özlemeye başlayacaktır” yazıyordu. Tam kızıma uygun olduğunu düşündüm çünkü bizim aksimize çocuklarımızın takip ettiği ünlüler Youtube ünlüleri.

Bir araştırmaya göre İngiltere’de ilk ve orta öğretim öğrencilerinin çoğu artık televizyon izlemiyor, internette Youtube videolarını tercih ediyorlar. Çocukların pek çoğu ileride Youtuber olmak. İnternette bir kısmı utanç verici videolarıyla bir kısmı da çok özenilerek hazırlanmış videolarıyla ünlü pek çok çocuk var. Hatta bu çocukların bir kısmı sırf aileleri o videoları internete yükledikleri için, aileleri sayesinde ya da aileleri yüzünden ünlü çocuklar. 

Çocuk ruhlu baba

Ne var ki kitabı okuduktan sonra arka kapak yazısının biraz yanlış olduğunu fark ettim. Kitapta Nathalia (Nat), arkadaşları Penny ve Darius ile gerçekten dans videosu çekmeye çalışmaktadır. Ancak işler ters gider ve Nat babası ile kavga etmeye başlar, üstüne üstlük pantolonundan içeri bir de arı girince oldukça komik bir video çekilir. Babası da bu videoyu Nat’ten izinsiz internete koyar. Nat bir anda gerçekten çok ünlü olur ama bu şöhret onun istediği şöhret değildir; çünkü komik koşuşturmaları ve düşüşü, babasına “Normal olamaz mısın sen?” diye bağırışı ile ünlü olmuştur. 

Babasının sakarlığı ne kadar göz önündeyse Nat’in sakarlığı o kadar şanssızlık sonucudur fakat bu durum onun da en az babası kadar sakar olduğu gerçeğini gizlemez. Nat baştaki videosu ile ünlenince çok utanır ve okula dahi gitmek istemez. Ancak okuldaki popüler kızlar onunla arkadaş olmak isterler, hatta okulun en popüler kızı Flora Marling onu doğum günü partisine davet eder. Nat bu parti için o kadar heyecanlıdır ki sonunda arkadaşına hediye almayı bile unutur! Ünlü markalar Nat’e hediyeler göndermeye başlarlar. Böylece yavaş yavaş istemeden de olsa gelen bu şöhretin çekimine kapılır Nat.

Nat’in arkadaşı Darius ise okulun en yaramaz öğrencisidir ve okuldan atılmasına ramak kalmıştır. Okuldan bir öğretmeni Darius’a bir hayvan bakımevinde çalışma cezası verir. Bu bakımevinde gerçekten de çirkin, saldırgan, yaralı ve istenmeyen hayvanlar vardır. Bakımevinin komşuları bakımevinin kapatılmasını ve oradaki hayvanların tümünün uyutulmasını istemektedir. Ancak Nat kendini şöhretin albenisine kaptırmış da olsa Darius okulun en yaramazı da olsa, bu iki çocuk bakımevinin kapatılmaması için ellerinden geleni yapacaktır. Onlara Nat’in babası ile Flora’nın model ablası da yardım edecektir. Bu uyumsuz ekip bakımevini kurtarmayı başaracak mıdır, bu soruyu bırakalım okurlar bulsunlar. 

Nat’in babası hem oldukça sakar hem düşüncesiz hem de çocuk ruhlu bir adamdır, aklına estiği gibi davranır. Üstelik ‘Pissurat’ gibi de bir soy isme sahiptir! Çocuk kitaplarında yetişkinlerin böylesine karikatürize edilmelerinden hoşlanmıyorum. Çocuklara bu tür olayların sadece şapşal yetişkinler söz konusu olduğunda meydana geleceği gibi bir mesaj verdiğini düşünüyorum ki koca koca insanların akıllı uslu dediğimiz yetişkinlerin de çocuklarından izin almadan onları bu şekilde toplum önünde utandırdıklarına defaatle şahit olmuşumdur. Ancak işin şaşırtıcı yanı kitaba başladıktan bir süre sonra ben de kitabı kahkahalarla okumaya başladım. Bir yandan babaya sinir oldum, bir yandan Nat’e üzüldüm ama gülmekten de kendimi alamadım. 

Yine de baştaki duygularım hâlâ geçerli, yetişkinlerin bu kadar karikatürize edilmesi çocukları gerçeklikten uzaklaştırıyor. Gerçi gerçek hayatta şöhreti pek çok yetişkinin daha çok sevdiğine de bilfiil şahit oluyoruz. Kendileri şöhret olamıyorlarsa çocukları üzerinden şöhret olan yetişkinler var. Çocuklar içinse bir anlık şöhret belki o anda mutluluk getiriyor ama o şöhret çok büyük oranda kalıcı değil. Pek çok çocuk oyuncu ve çocuk şarkıcı yitirdikleri ünle birlikte hayattan da yitip gidiyor. 

Bu kitapta Nat şöhretin istediği bir şey olmadığını fark ediyor; yazar da bunu okurların fark etmesini sağlıyor. Kitap didaktik bir kitap olmadan bunu başarıyor. Hem eğlenceli hem de doğrudan ders vermeden düşündüren bir kitap olduğu için okunmayı hak ediyor ‘Nathalia Pissurat’. Yapı Kredi Yayınları’nın Doğan Kardeş dizisinden çıkan bu kitabı Özlem Yüksel oldukça akıcı ve güzel çevirmiş, emeğine sağlık. Açıkçası bu kadar sinir bozucu bir baba karakteri de olsa serideki diğer iki ‘Nathalia Pissurat’ kitabını ilk vakit bulduğumda okuyacağım; uzun süredir bu kadar kahkaha atarak okuduğum başka bir kitap olmadı çünkü. 

Nathalia Pissurat 

Nigel Smith

Çeviri: Özlem Yüksel

Yapı Kredi Yayınları

238 sayfa.