Cumhurbaşkanı ‘Rapor rafta kalmayacak’ dedi

Müslüman kesimin önde gelen aydınlarından oluşan Adalet Talebimiz Var inisiyatifi, Hrant Dink cinayeti ve dava sürecini Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüştü. Görüşmede, raporun Hrant Dink’in göz göre göre öldürüldüğünü gösterdiği söyleyen Gül, “DDK raporları raflarda kalıcı raporlar değildir. İlgili merciler gerekeni yapacaklardır” dedi ve konuyu takip edeceğini ifade etti.

FUNDA TOSUN
fundatosun@agos.com.tr

Adalet Talebimiz Var inisiyatifi, 6 Ağustos Pazartesi günü Hrant Dink cinayeti ve dava sürecini Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüştü. Bir saat kadar süren toplantıda Dink davasının geldiği noktaya ilişkin değerlendirmeler yapıldı. Hrant Dink’in göz göre göre öldürüldüğünü söyleyen Gül, “DDK raporları raflarda kalıcı raporlar değildir. İlgili merciler gerekeni yapacaklardır” dedi.

Adalet Talebimiz Var inisiyatifi adına Ömer Faruk Gergerlioğlu, Hilal Kaplan, Yıldız Ramazanoğlu ve Cemal Uşşak 6 Ağustos’ta Tarabya Köşkü’nde Cumhurbaşkanı Gül ile bir araya geldi. Görüşmede ilk olarak söz alan inisiyatif sözcüsü Ömer Faruk Gergerlioğlu, üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen cinayetin derin faillerine ulaşılamadığını, bu cinayetin Türkiye demokrasisine ağır bir darbe vurmak isteyen bir sürecin parçalarından biri olduğunu vurgulayarak, Başbakanlığa ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan DDK raporunun üzerinden 6 ay geçmesine rağmen yeni bir soruşturma açılmamasına anlam vermenin çok zor olduğunu sözlerine ekledi. Gergerlioğlu, “Dava sonucu tam bir hayal kırıklığı oldu. Başbakanlık Teftiş Kurulu, Meclis Hrant Dink Cinayeti Araştırma Komisyonu, AİHM’in eksik soruşturma ile Türkiye’yi mahkûm edici raporlarının tümünde kamu görevlilerinin soruşturulması istenirken bir tek Trabzon İl Jandarma Komutanlığı’nın sadece görevi ihmal suçundan yargılanması ve göstermelik cezalar ne kadar eksik ve yetersiz bir soruşturma yapıldığını göstermektedir. Cumhurbaşkanlığı DDK raporu ile de davanın kamu görevlilerini soruşturmadığını TCK 37.38. 39 ve 83. Maddelerince davanın tekrar soruşturulması istendi. Dava sonucunda çıkan sonucu kabullenmeyen Müslüman aydınlar olarak bir imza metnini kamuoyuna açıklayarak adaletsiz sonucu kabullenmeyeceğimizi belirttik. Yeni bir soruşturmanın bu talihsiz gidişatı tersine çevirerek Türkiye’nin aydınlığa kavuşmasına büyük katkısı olacaktır” dedi.

Gergerlioğlunun ardından söz alan  Hilâl Kaplan, Devlet Denetleme Kurulu raporunun hem şimdiye kadar cinayet hakkındaki en kapsamlı rapor olduğunu hem de İttihat Terakki döneminden bu yana devletin suçlu bile olsa kendi memurunu ifşa eden tarihî bir metin olduğunu söyledi. Ancak rapor açıklandığından bu yana, davanın gidişatı açısından raporun gönderildiği en önemli adres olan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı başta olmak üzere hukuk mekanizmamızda henüz herhangi bir karşılık bulmadığına dikkat çekti. AİHM’in Türkiye’yi etkin soruşturma yapmamaktan mahkûm ettiği kararını müteakip açılan soruşturmanın da 14 aydır bir yere varamadığını sözlerine ekledi. Kaplan, geçen yıl 24 Nisan’da askerlik hizmeti sırasında öldürülen Sevag Şahin Balıkçı davasının da adil bir şekilde görülmesi gerektiğini vurguladı.

Cemal Uşşak ise davanın adil bir sonuca ulaşması için Müslüman aydınların girişiminin çok önemli olduğuna işaret etti. Yıldız Ramazanoğlu da Doğu konferansı çalışmalarında uzun süre birlikte çalıştıkları Hrant Dink’in çok içten bir kişiliğe sahip, sorunların üstesinden gelmeyi başarabilen nadir kişilerden olduğunu dile getirdi. 

‘RAPORUN AKIBETİNİ TAKİP EDECEĞİNİ SÖYLEMESİ ÖNEMLİ

Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu yaşanan gelişmelere ilişkin olarak gazetemize yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Devlet Denetleme Kurulu’nca Hrant Dink cinayetine dair hazırlanan rapor çeşitli eksikler içermesine rağmen bir bütün olarak değerlendirildiğinde kamu görevlilerinin Hrant Dink cinayetindeki sorumluluklarını ortaya koyan önemli bir rapor. DDK, müdahil taraf olarak davanın başından itibaren beyan ettiğimiz hususları raporu ile önemli ölçüde doğruladı. DDK Cumhurbaşkanlığı’na bağlı bir kurul ve Cumhurbaşkanının hazırlanan raporun rafta kalmayacağını, raporun akıbetini takip edeceğini beyan etmesi elbette önemli. Önemli, zira bugüne değin kamu görevlilerinin Hrant Dink cinayetinde sorumluluğunu tespit eden diğer raporların gereği yapılmadı ve cinayette sorumluluğu olan kamu görevlileri hakkında bugüne değin davalar açılmadı. Cinayete iştirak eden kamu görevlileri hakkında etkili bir soruşturma yapılması ve davaların açılması durumunda örgütlü yapının açığa çıkarılacağı güçlü öngörüsüne sahibiz.” 

‘DEVLET BUGÜNE DEK ADIM ATMALIYDI

Cumhurbaşkanı Gül ise,  Dışişleri Bakanı’yken yurtdışındaki Müslümanların  durumunu yakından takip ettiği için Türkiye’deki azınlıkları çok iyi anladığını belirtti. DDK raporunda ortaya çıkan sonuca göre  Hrant Dink’in göz göre göre öldürüldüğünü belirten Gül, bugüne dek DDK raporunun gereğinin yapılmasının yanında devletin raporun ifade ettiği eksiklikleri giderecek yasaların,  talimatları oluşturmakla görevli olduğuna değindi. Gül, “Cumhurbaşkanlığının hazırlattığı raporlar rafta kalmaz” diyerek dava ile ilgili raporun gereği yapılmamışsa bunun takibini mutlaka yapacaklarının sözünü verdi.