Türkiye, Heybeliada Ruhban Okulu için bir formül arıyor mu?

Yunanistan Başbakan’ı Aleksis Çipras’ın Heybeliada Ruhban Okulu’na yaptığı tarihi ziyaret okulun kapalı tutulmasına yönelik hukuki argümanları yeniden gündeme getirdi. Peki bu argümanlar 48 yıl sonra hala geçerliliğini koruyor mu?

SELÇUK OKTAY*

Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın Heybeliada Ruhban Okulu’na yaptığı tarihi ziyaret, 1971’den bu yana eğitime kapalı tutulan okulu gazete manşetlerine taşıdı. Çipras’ın okulun açılmasına yönelik temennisi, okulun kapalı tutulmasına yönelik gerekçelerin de bir kez daha tartışılmasına yol açtı. 

Çipras’ın ziyaretinin ardından Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Özel Hukuk Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sibel Özel, Cumhuriyet gazetesinin 7 Şubat tarihli nüshasında “Heybeliada Ruhban Okulu sorunu” başlıklı bir yazı kaleme aldı. 
Prof. Dr. Özel yazısında okulun anayasa ve kanunlara uygun olarak açılabileceğini ancak mağduriyet iddiası üzerinden hukuk birliğini derinden sarsacak ayrıcalıklara izin verilmemesi gerektiğini belirtirken, meselenin hukuk üzerinden tartışılması gerekliliğine dikkat çekti. 
Konu Prof. Dr. Özel’in de belirttiği gibi hukuk üzerinden ele alındığında yazıya ilişkin bazı soru işaretleri çıkıyor. Sırasıyla bunları ortaya koymaya çalışalım. 
1) Heybeliada Ruhban Okulu’na “özel yüksekokul” denilebilir mi?  
Yazının ilk bölümünde Heybeliada Ruhban Okulu’nun Anayasa Mahkemesi kararı ile diğer tüm özel yüksekokul ve üniversitelerle birlikte hukuken kapatıldığı belirtiliyor. Fakat bu konuda farklı görüşler söz konusu. 
1971’de Heybeliada Ruhban Okulu’na atanan kayyumun avukatı Ankara Üniversitesi Hukuk Faültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer İlhan Akipek, Danıştay’a kapatılma kararının iptali için açtığı davada okulun, 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’na göre kurulmuş olmadığına dikkat çeker. Dolayısıyla bu kanun kapsamında kapatılmasının hukuka aykırı olduğu ileri sürülür. 
Bunun yanında Prof. Dr. Akipek’e göre kapatılan bütün özel yüksek öğretim kurumlarının öğrencilerinin öğrenimlerine devam edebilmeleri amacıyla 1472 sayılı kanun ile mevcut üniversite ve akademilere bağlanmalarına rağmen Heybeliada Ruhban Okulu hakkında böyle bir işlem yapılmamış olması, kanun koyucunun bu okulu bir yüksek okul olarak görmemiş olduğunun açık bir delilidir. 
2) Lozan maddeleri tartışması
Prof. Dr. Özel’in Cumhuriyet’te yayınlanan yazısında “Lozan Antlaşması madde 40, azınlıkların istediği şekilde okul açmasına izin vermemektedir” ifadesini kullanıyor. Fakat Lozan Anlaşması’nın 40. ve 42. maddesinin hükümleri oldukça açık. 40. maddeye göre azınlıklar “Giderlerini kendileri ödemek üzere, her türlü hayır kurumlarıyla, dinsel ve sosyal kurumlar, her türlü okullar ve buna benzer öğretim ve eğitim kurumları kurmak, yönetmek ve denetlemek ve buralarda kendi dillerini serbestçe kullanmak ve dinsel âyinlerini serbestçe yapmak konularında eşit hakka sahip olacaklardır” Burada ‘her türlü okul’ ifadesi dinsel okulların da kapsama girdiği şeklinde yorumlanabilir. 
Bunun yanında 42. maddede geçen “Türk Hükümeti, söz konusu azınlıklara ait kiliselere, havralara, mezarlıklara ve öteki din kurumlarına tam bir koruma sağlamayı yükümlenir” ifadesi dinsel bir eğitim kurumu olan Heybeliada Ruhban Okulu’nun koruma altına alınmasının anlaşmayla sabit olduğunu belirtir. Uluslararası bir anlaşma olan Lozan, anayasanın 90. maddesine göre normlar hiyerarşisinde birinci sıradadır. Dolayısıyla Lozan’ın hükümlerinin dikkate alınması gereklidir. 
Bu bahiste şunu da eklemek gerekir. Yukarıda bahsi geçen okulun kapatılması sonrasında herhangi bir üniversite ya da akademiye bağlanmaması yönünde Akipek’in ifade ettiği boşluk, Ankara Üniversitesi Senatosu’nun 21 Aralık 1971 tarihli ve ilahiyat fakültelerinden birinde Ortodoksluk bölümü açılması kararı ile kapatılmak istenir. Bunun üzerine Heybeliada Ruhban Okulu kayyumu bu sefer de Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi üyelerinden Prof. Dr. Hicri Fişek’e bir mütâlaa hazırlatır. Prof. Dr. Fişek’in mütâlaasındaki argümanlardan birisi de Lozan maddeleri tartışmasına ışık tutar. Prof. Dr. Fişek’e göre okulun kapatılması 625 sayılı yasanın bazı hükümlerinin iptali Türk vatandaşlarının orta dereceli okullarının kapanmasına yol açmadığı cihetle Lozan’da belirtilen eşitlik ilkesine aykırıdır.  
3) Vakıflar üniversite açabilir mi? 
Prof. Dr. Özel yazısında anayasanın 130. maddesine atıf yapıyor ve üniversitelerin sadece devlet tarafından kurulabileceğini söylüyor. Fakat anayasasının 130. maddesine göre kanunda gösterilen usul ve esaslara göre, kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile vakıflar tarafından, Devletin gözetim ve denetimine tâbi yükseköğretim kurumları kurulabilir. 
4) Patrikhane nasıl bir statü istiyor? 
Prof. Dr. Özel’in yazısında İstanbul Rum Patrikhane’sinin Heybeliada Ruhban Okulu için özel bir statü istediği, bu statünün de Türk hukukuna aykırı olduğu ifade ediliyor. Ayrıca Özel yazısında Ortodoks teoloji eğitimi için YÖK’e bağlı olmayan, yurtdışından gelen öğrenciler için bir yüksekokulun faaliyete geçmesinin eşitliğe ve hukuk birliğine aykırı olduğunu söylüyor.
Daha önce Agos’ta yayınlanan Heybeliada Ruhban Okulu Başrahibi Prof. Dr. Elpidoforos Lambriniadis ile yaptığımız söyleşiyi dikkate alırsak aslında bu savların bir önkabule dayandığını söylemek mümkün. Zira Prof. Dr. Lambriniadis yaptığımız söyleşide, okulun her zaman Milli Eğitim Bakanlığı denetimde faaliyet sürdürdüğünü, kapatıldığında YÖK gibi bir kurum olmadığını ancak okulun açılması için YÖK denetimine girmesi gerekiyorsa YÖK denetimine girebileceklerini söylemişti. Başrahip, bunun için karşılıklı görüşmelerin olması gerektiğini söylerken, okulun açılması inisiyatifi ortaya çıktığında karşılıklı bir formül bulunabileceğini belirtmişti. 
Bu açıklamalardan sonra da başlıktaki soruyu sormuş ve şöyle demişti: “Eğer gerçekten okulu açmaya niyetimiz varsa otururuz bir masaya, konuşuruz ve formülü de buluruz.”
Asıl konu da burada düğümleniyor. Türkiye azınlık hakları konusunda önemli bir sorun olan okul hakkında bir açılım yapmak istiyor mu? Yoksa 1971’den beri devam eden sorunu bir koz olarak elinde tutup, sorunun sürüncemede kalmasını mı tercih ediyor?   

* Gazeteci

Kategoriler

Güncel