YETVART DANZİKYAN

Yetvart Danzikyan

KARDEŞÇESİNE

AKP’nin YSK hamlesi ve olası sonuçları

Dolayısıyla AKP ve Erdoğan rejimi İstanbul’u kaybetmek istemiyor. Bunun için iyi kötü, Türkiye’deki çok partili hayatı bugünlere getiren seçim sisteminin altını oymak da göze alınıyor.

Türkiye yaklaşık iki haftadır, AKP’nin İstanbul seçim sonuçlarına yönelik itirazlarının yarattığı karmaşayla meşgul. Ama aslına bakılırsa pek karmaşa olmasa gerek. Seçmen listeleri Ocak ayında askıya çıktı, yapılacak itirazlar yapıldı, YSK ve AKP listelerde hiçbir sorun olmadığını söylediler ve seçime öyle gittik. 
Ancak 9 Nisan Salı gününe Büyük Çekmece’nin polis tarafından abluka altına alınmasıyla uyandık. Güvenlik güçleri ev ev dolaşıp seçmen kontrolü yapıyordu. Bunun toplum üzerinde nasıl bir baskı anlamına geldiğini, lütfen hayal etmeye çalışın. AKP’ye bakılırsa Büyük Çekmece’de usulsüzlükler olmuştu. Bu yazının yazıldığı saatlerde YSK’nın Büyük Çekmece’yle ilgili kararı beklenmekteydi. YSK AKP’nin itirazları doğrultusunda bir karar verirse, İstanbul meselesinde yeni bir safhaya geçmiş olacağız.
Tablo bir yandan çok net. Hatırlayalım, 10 gündür her düzeyde itiraz dillendiren, sandık başkanlarını ve çalışanlarını töhmet altında bırakan AKP’den seçim öncesinde de, seçim gününde herhangi bir itiraz gelmemişti.
Seçim gecesi ne zaman ki CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nun oyları AKP adayı Binali Yıldırım’ın oylarına yaklaştı ve Yıldırım’ı geçeceği belli oldu, önce Anadolu Ajansı veri akışını durdurdu. Böylece İstanbul seçimleri belirsizlik içinde bırakıldı. Ertesi gün YSK verilerinden İmamoğlu’nun öne geçtiği ortaya çıktı, ancak bu sefer de AKP’nin itirazları başladı. Buradan seçimi kimin kazandığı çok net anlaşılıyor. 
Beri yandan, AKP’nin itirazlarının ikna edici olmadığını söylemek gerek. Madem öne sürüldüğü gibi bir usulsüzlük var, nasıl oluyor da İstanbul’un birçok ilçesinde AKP kazanıyor, ve belediye meclisi üyeliklerinde AKP önde? Bu kadar detaylı, kılık kırk yaran, 20 bin oy farkla sonuç alınacak bir ayarlama yapılacağına kimsenin aklı yatmıyor. 
Bütün bunları okurken şunları da aklımızda tutmalıyız: İstanbul AKP için sadece simgesel açıdan önemli değil. AKP’nin kurduğu iktidar modelinde İstanbul Belediyesi iktisadi açıdan çok kritik. Hem AKP ile organik bağ içinde olan kitlenin istihdam edilmesi, hem de şirketler ve araziler üzerinden ekonomik bir rant yaratılması ve bu meblağ ile AKP iktidarının sürdürülmesi gibi bir tablo var. 
AKP ile ilişki içindeki müteahhit grubunun ‘yaşamsal’ enerjiyi buradan alması ve bu enerjiyle inşaat ve projelere dayalı ekonomik yapının sürdürülmesini de buna katalım. Yani İstanbul olmayınca AKP’nin ‘model’i zarar görecek, burası belli. 
Dolayısıyla AKP ve Erdoğan rejimi İstanbul’u kaybetmek istemiyor. Bunun için iyi kötü, Türkiye’deki çok partili hayatı bugünlere getiren seçim sisteminin altını oymak da göze alınıyor. 
Bütün bu sürecin nasıl sonuçlanacağını şimdilik bilemiyoruz. YSK’nın AKP tarafından büyük baskı altına alındığını ise biliyoruz. Öyle görünüyor ki AKP’nin nihai amacı İstanbul’da seçimleri baştan yaptırmak. 
Bu, son yıllarda zaten büyük hasar gören demokrasimizin çok daha ölümcül bir darbe alması anlamına gelecektir. Çünkü manzara ayan beyan ortada olacaktır. ‘Seçimler AKP kazanana kadar tekrarlanır’ gibi bir manzara, demokrasinin birinci koşulu olan ‘İktidarlar seçimle gelirler, seçimle giderler’ ilkesinin çiğnenmesi anlamına gelecektir. Bunun toplum üzerinde büyük tahribat yaratacak bir adım olacağını söylemeye gerek yok. 
Bu durum tersten bir sonuç da doğuracaktır. AKP yetkililerinin seçmen usulsüzlükleriyle ilgili söylediklerini bir an için doğru kabul etsek, aynı gayrimeşruluğun 2018, 2016, 2015, 2014 seçimleri için de geçerli olacağını niçin düşünmeyelim? 
Dolayısıyla, AKP aslında belki kendi açısından kritik önemdeki İstanbul’u kaptırmamak için bir hamle yapıyor ama yaptığı bu hamlenin sonuçları ne yazık ki demokrasimiz açısından hayli ağır olacak gibi görünüyor.
Neyse, sözü uzatmanın âlemi yok. Aklıselimin galip gelmesi umuduyla.