Üç çocuk üç farklı hayat

BÜRKEM CEVHER

Ginko Çocuk son zamanlarda oldukça beğendiğimiz, etkileyici ve düşündürücü kitaplar yayınlıyor. KitapKirk’in 120. sayısında tanıttığımız Ginko Çocuk’tan çıkan ‘Düşman: Barış İçin Bir Kitap’ta savaşın anlamsızlığını, birbirlerine düşman askerlerin aslında ne kadar da benzediğini okumuştuk. Yine Ginko Çocuk tarafından yayınlanan ‘Akim Koşuyor’da da bu sefer savaşın çocukların hayatını nasıl da cehenneme çevirdiğini, onları ailesiz, aşsız ve korunaksız bıraktığını görüyoruz. Oysa diğer tarafta Almanya’da bambaşka iki hayata tanıklık ediyoruz ‘Bizim Evin Halleri’nde; savaş bu sefer mevzubahis değil ama burada da fakirlik ve farklı sosyoekonomik sınıflardan gelen iki çocuğun dostluğunu okurken içten içe bu eşitsizliği içimize sindiremiyoruz. Ancak ne coğrafi, ne ekonomik ne de kültürel farklılıklar bu üç karakterin de çocuk olduğu gerçeğini değiştiremiyor. Bu üç çocuğun bir arada barış içinde yaşadığı bir dünyayı umut ediyoruz. 

Yeni öğrenci

Will Gmehling’in yazdığı, Jens Rassmus’un resimlediği ve Sergen Özhan’ın oldukça başarılı bir şekilde Türkçe’ye çevirdiği ‘Bizim Evin Halleri’nde Bert ve ailesinin evine misafir oluyoruz. Evin annesinin deyimiyle “bildiğin kaos” ortamında yaşayan Bert, kardeşleri Mimi, Mizi ve Edi fakir bir hayat sürmektedirler. Anneleri temizlik işçisi, babaları bir üniversite kantininde bulaşıkçı olarak çalışmakta, ayın sonunu zor getirmektedirler. Bazen faturaları ödeyemedikleri için elektrikleri kesilir, kaloriferleri çalışmaz, bazen de alacaklılar kapıya dayanır. Evleri darmadağınıktır, sık sık ocaktaki süt taşar ve tüm evi süt kokusu sarar. Ama Bert ve ailesi mutludur. Akşamları sofrada kahkaha eksik olmaz, herkes gününü nasıl geçirdiğini anlatır. Birbirlerini sever, destek olurlar. 

Bir gün Bert’in sınıfına yeni bir öğrenci gelir: Dominikus. Sadece Bert’in yanında boş yer olduğu için de Bert’in sıra arkadaşı olur. Birlikte proje yapmaları gerektiğinde birbirlerinin evlerinde çalışmaları gerekir ve Dominikus artık sık sık Bert’in evine gitmek için bir bahane bulmaya başlar. Bir süre sonra da neredeyse evin bir ferdi olur. 

İki sınıf

‘Bizim Evin Halleri’ günümüz çocuk kitaplarında pek de değinilmeyen bir konu olan fakirlik ve iki farklı sosyoekonomik sınıftan çocuğun arkadaşlığını anlatan oldukça başarılı bir kitap. Nedense fakirlerin sadece zenginin ya da orta sınıftan çocukların fakirlerle dayanışması bağlamında edebiyata konu oldukları son zamanların kitapları aksine, ‘Bizim Evin Halleri’nde fakirlik bir çocuğun yaşamında var olmakla birlikte dostluk bağlamında tartışılıyor. Ana eksene yardımı değil dostluğu alan, gelir adaletsizliğini okurların gözüne sokmaktansa okuruna hissettiren bir kitap ‘Bizim Evin Halleri’.

Dominikus’un ailesi beyaz yakalı, çok çalışan, iş seyahatlerine çıkmak zorunda kalan, evin işlerini yardımcıların yaptığı tek çocuklu klasik bir orta sınıf ailesi iken, Bert’in ailesi ay sonunu çoğu zaman getiremeyen üç çocuklu emekçi bir ailedir. Her iki aile de çocuklarını sever, korur. Bert’in ailesindeki kaos Dominikus’un çok hoşuna gider. Kendi evindeki steril, sakin ama yalnız hayattansa Bert’in kardeşleri ile harala gürele yaşadığı evde daha mutlu olur. 

Gmehling’in en büyük başarısı bu iki çocuğun dostluğunu oldukça doğal bir şekilde yapaylığa, üstten bakmaya, kibre düşmeden anlatması ve çocukları çocuk olarak tasvir etmesinde yatıyor. Herhangi bir şekilde ders vermeye çalışmadan çocukların yaşamlarını olduğu gibi anlatıp ana eksene dostluğu yerleştiriyor. Toplumun iki farklı kesiminden gelen bu iki çocuğun farklılıkların anlatırken ortak noktalarının, dostluklarının altını çiziyor. Ama elbette dünyanın başka bir yerinde bırakın fakir olmayı, en temel hakkı olan korunma hakkında mahrum çocuklar var. İşte Ginko Çocuk’un ikinci kitabı ‘Akim Koşuyor’da o çocuklardan birinin hayatına tanıklık ediyoruz.

Savaşın vurdukları 

Akim evinde yaptığı kayığı arkadaşları ile birlikte nehirde yüzdürmeye gider. Gökyüzünde kuşlar uçmakta, çocuklar neşeyle su kenarında oynamaktadırlar ama bir anda kuşlarla birlikte savaş uçakları da uçmaya başlar. Bir süre sonra da gökten bombalar yağar. Çocuklar bir anda kaçışmaya, evlerine koşmaya başlarlar. Ama artık evleri yerle bir olmuştur, ailelerini ararlar bulamazlar. Akim de koşmaya başlar, bir ara bir yetişkinin elini tutabilmişse de onun hızına ayak uyduramaz geride kalır. Yıkık dökük bir eve sığınır. O evde kendisi gibi oraya sığınmış insanlar vardır. Kucağında bebeğiyle genç bir kadın sahip çıkar Akim’e. Çok geçmeden askerler basar bu evi ve bütün çocukları esir alırlar. Akim artık askerlere hizmet etmektedir. Askeri üsse bir saldırı olduğunda Akim oradan da kaçar. Yolda savaştan kaçan bir grup insanla karşılaşır ve onlara katılır. Bu sefer ona yaşlı bir kadın sahip çıkar. Tam yorgunluktan oldukları yere yığılmışlarken bir insani yardım kuruluşu kamyonu onları görür ve bir mülteci kampına götürür. Akim’in yeni yuvası bu kamp olur. 

‘Akim Koşuyor’ hem öyküsü hem de çizimleri ile okurunu sarsan bir kitap. Savaşın getirdiği yıkımı sözcüklerden çok çizgilerin gücü ile anlatan, okurlarında şok etkisi yaratmaktansa savaşın dehşetini yavaş yavaş aktaran bir kitap ‘Akim Koşuyor’. Akim ve kamptaki diğer çocukların savaşın yıkımından kaçmak zorunda kaldıklarını ve  yaşam hakları için kimi zaman tek başlarına başka ülkelere sığınmak zorunda kaldıklarını görüyoruz. 

Evde tek başına

Sığınmacılara karşı basında ve sosyal medyada her gün bir başka ayrımcı habere tanıklık ediyoruz fakat ‘Akim Koşuyor’da çocukların yaşadıkları acıları yüzümüze çarpıyor Claude K. Dubois. Ferhat Sarı’nın Türkçe’ye kazandırdığı bu kitapta fark ediyoruz ki ne zaman Akim de Bert ve Dominikus ile aynı sıralara oturur, onların evine misafir olur işte o zaman dünyada barışı tesis edebiliriz. Bir tarafta Akim’lerin aç, korumasız esir olarak çalıştırıldıkları, başka bir tarafta Dominikus’ların koca evde tek başlarına yapayalnız yaşadıkları ve bir diğer tarafta da Bert’lerin elektrikleri olmadığı, kalorifer yanmadığı için üşüdükleri bir dünyada yaşadığını bilmenin utancını, bu üç  çocuğun aynı sıraları paylaştığı, hepsinin mutlu ve huzurlu yaşadığı dünyanın da olabileceği umuduyla giderebildiğimiz edebiyata şükrediyoruz. 

Akim Koşuyor

Claude K. Dubois

Çeviri: Ferhat Sarı

Ginko Çocuk

96 sayfa.

Bizim Evin Halleri

Will Gmehling

Çeviri: Sergen Özhan 

Resimleyen:
Jens Rassmus

Ginko Çocuk

48 sayfa.

Kategoriler

Kitap ԳԻՐՔ