LEVON BAĞIŞ

Levon Bağış

OBUR

Mevzu şampanyaysa gerisi teferruattır

Yaz sıcakları bastırdığında insanın aklına hemen beyaz ya da roze şarap gelse de, aslında bu sıcaklarda içilecek en iyi içkinin şampanya olduğuna inanıyorum. Tabii, ülkemizdeki garip hatta ucube denebilecek ÖTV adı verilen vergiden ötürü, “Şampanya seviyorum” demek neredeyse “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” densizliğinde bir kelama dönüşüyor.

Champagne (Şampanya) Fransa’nın kuzeyinde bir şarapçılık bölgesinin adı olsa da, tüm köpüklü şaraplar için kullanılan bir terim gibi algılanıyor. Dünyanın pek çok şarapçılık bölgesinde müthiş köpüklü şaraplar üretiliyor. Üstelik uzun zaman alan ve masraflı olan geleneksel şampanya üretim yöntemi bu bölgelerde de uygulanıyor ama Champagne bölgesinden gelen köpüklü şaraplar kendi özel yerlerini hep koruyor. Bu nedenle ‘uygun fiyatlı’ şampanya diye bir şey zaten söz konusu değilken, yüksek vergiler yüzünden şampanya giderek ulaşılmaz bir içki haline geliyor. Yine de, sanki öyle değilmiş gibi, şampanyadan konuşmak ruhuma iyi geliyor.
Vergi yükü olmadan da diğer şaraplara göre daha maliyetli olmasından kaynaklandığını tahmin ettiğim nedenlerle, tüm dünyada şampanyalar sanki yemekle içilecek şaraplar değilmişçesine, sadece aperitif şaraplar olarak görülüyorlar. Çok kimsenin aklına şampanyayla yemek eşleştirmek gelmiyor ki bu şampanya gibi çok yönlü bir içki için çok üzücü.
Şampanya yüksek seviyedeki asitiği ve az miktarda da olsa dengeyi sağlayan şekeriyle, 'yemek şarabı’ olarak anılmayı birçok şaraptan daha çok hak ediyor.
Peki, şampanya dendiğinde akla gelen yiyecekler yok mu? Tabii ki var. Özelikle havyar ve istiridye dendiğinde de akla ilk olarak şampanya geliyor ama yemek uyumundan çok, nadir ve pahalı olmalarından dolayı birbiriyle eşleştiriliyor olabilir bu yemekler. 
Tüm şampanya çeşitleri belli başlı yemeklerle iyi uyum sağlarlar. Şampanya cinsleri ile yemeklerin uyumunu olabildiğince genelleyerek yazmaya çalışacağım.
Farklı yılların harmanlarından yapılan, bu nedenle şişesinin üzerinde hasat tarihi yazmayan ve ‘non-vintage’ olarak adlandırılan şampanyalar aperitif olarak çok iyi seçimdir ama Comte, Emmental ve eski Trakya kaşarı gibi peynirlerle uyum sağlar. Genel inanışın aksine, ‘non-vintage’ şampanyalar birkaç yıl olgunlaşabilir ve olgunlaştıklarında havyarla da çok iyi uyum sağlarlar.
Şampanya bölgesinde yetişip de şampanya üretiminde kullanılan tek beyaz üzüm olan Chardonnay’den yapılan ve ‘blanc de blanc’ adı verilen şampanyalar ise kabuklu deniz ürünleriyle çok iyi uyum sağlar. Biraz olgunlaştıklarında, şarap eşleştirmenin çok zor olduğu, köri sosu gibi baharatlar içeren, hatta acımsı yemeklerle iyi uyum sağlarlar. Midye, kalamar, istavrit gibi küçük balık tavalarıyla da çok iyi gider.
Pinot Noir ve Menuier adlı üzümlerden yapılan beyaz şaraplar (‘blanc de noir’) olan şampanyalar ise yemekle tüketilmek için üretilmiş gibidir. Soslu olmayan tüm et yemekleriyle, özelikle şarküteri tabaklarıyla iyi uyum sağlarlar. Yıllanmış örnekleri sakatatla, özellikle uykuluk ve böbrekle çok iyi olur. 

Açık pembe rengiyle bu mevsim benim favorim olan roze şampanyaları tüm baharatlı et ve balık yemekleriyle, özellikle buğulama balıklarla çok tavsiye ederim. Çevrenizdekileri biraz şaşırtmak isterseniz, kıvamında acılı bir çiğ köfteyle de çok iyi olur.
Sadece çok iyi hasat yıllarında üretilen ve şampanyanın ağa babası sayılan tek bir yılın ürünlerinden üretildiği için, şişesinin üzerinde yılın belirtildiği ‘vintage’ şampanyalar ise gerçekten çok özeldir. Fazla yıllanmamış olanları tüm çiğ balıklar, özellikle lakerda ve gravlaks ve suşilerle muhteşem bir uyum sağlar. 
Yıllanmış örnekleri ile füme balık ve etleri, parmesan gibi sert ve olgun peynirleri eşleştirebilirsiniz.
Aslında lafı bu kadar uzatmaya gerek yok; ben kendime şampanya için bahane uyduruyorum. Dünya üzerindeki tek bir içkiyi seçmek zorunda kalsam, o kesinlikle iyi bir şampanya olurdu. 
Mevzu şampanyaysa, gerisi teferruattır.