Kanal İstanbul projesinin ÇED raporu kabul edildi

Çevre örgütlerinin tepkilerine neden olan Kanal İstanbul projesi için hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu açıklandı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu açıklanan ÇED Raporu'na tepki gösterdi.

75 milyar lira bedel ile yapılacağı belirtilen projeye ilişkin Çevresel Etki Değerlendirme Raporu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca uygun bulunarak kabul edildi.

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Kanal İstanbul'un ÇED raporunun incelemesi, İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu tarafından tamamlandı. ÇED Raporu'nun son halini değerlendiren İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu, raporu yeterli bulup kabul etti. ÇED Raporu halkın önerilerini almak üzere 10 gün boyunca Bakanlıkta ve İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünde halkın görüşüne sunulacak.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne yapılan müracaatlarla halktan gelen görüşler ışığında Bakanlık, rapor içeriğinde gerekli eksikliklerin tamamlanmasını, ek çalışmalar yapılmasını ya da İnceleme Değerlendirme Komisyonunun yeniden toplanmasını isteyebilecek.

Kanalın derinliğinin 25 metre olması planlanırken, genişliği 250 metre ile 1000 metre arasında değişecek. Kanal ayrıca Montrö Boğazlar Sözleşmesi kapsamına girmeyeceği için, kanalı kullanan gemilerden ücret talep edilebilecek.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen gün yaptığı açıklamada "İnşallah önümüzdeki haftalarda ihaleyi yapıyoruz ve Kanal İstanbul'a başlıyoruz. CHP ne yaparsa yapsın biz bunu yapacağız" şeklinde konuştu.

İmamoğlu: Cinayet

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ise Kanal İstanbul projesinin 'resmen bir cinayet' olduğunu söylemişti.

Kanal İstanbul'un çevresel sorunlara yol açacağını belirten İmamoğlu, "Proje İstanbul'un hem karadaki hem denizdeki ekolojik denge sistemini değiştirebilecek çok derin riskler içermektedir... İstanbul Boğazı ile yeni açılacak kanal arasında tam 8 milyon insanın, yaşadığı bir adaya hapsedilmesi gibi bir durum ortaya çıkıyor. Bu ucube proje ile ülkenin deprem riski en yüksek bölgesine tam 8 milyon insan tehdit ve tereddüt altında bırakılmış oluyor." şeklinde konuşmuştu.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul'un Çevre Etki Denetim (ÇED) raporunun onaylanmasının ardından ise belediyenin Çevre ve Şehircilik ile Ulaştırma bakanlıkları ile arasındaki işbirliği protokolünü iptal ettiğini açıkladı. İmamoğlu belediye başkanlığının altı aylık değerlendirme toplantısında, ÇED raporunun onaylanması hakkındaki görüşlerinin sorulması üzerine, "2018'de Çevre Şehircilik ve Ulaştırma Altyapı Bakanlığı ile bana göre usule uygun olmayan şekilde imzalanmış veya imzalatılmış olan işbirliği protokolünden İBB olarak çekiliyoruz" dedi.

Kanal İstanbul'un maliyeti konusunda hiçbir makamın bilgi sahibi olmadığını düşündüğünü belirten İmamoğlu, "100,000'lik plan ortada yok, şahıs arazilerinin devri yapılmamışken, kamulaştırma süreçleri olmamışken, daha neler sayabilirim. İSKİ'nin önünde (rapor var) 11.5 milyar TL yatırım öngörülmüş...Bunları kim yapacak? Bunlar belli değilken neyin ÇED raporundan bahsediyorsun" dedi.

TMMOB: Yıkım ve felaket projesi

TMMOB Mimarlar Odası, Ankara’da yapılan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna son halini vermek için yapılan İnceleme Değerlendirme Komisyonu toplantısına tepki göstermek amacıyla geçtiğimiz ay İstanbul Karaköy’deki Büyükkent Şubesi’nde bir basın açıklaması düzenlemişti. Grup adına basın açıklamasını okuyan İstanbul İl Koordinasyon Kurulu sekreteri Cevahir Efe Çelik, ÇED raporunun ‘çevresel etkileri değerlendiren bir rapor’ değil bir tür ‘tanıtım raporu’ olduğunu söyleyerek, “Bu proje kentin tüm ekosistemini, kentsel, arkeolojik ve doğal sit alanlarını baskısı altına alarak bölge ekonomisini ve halkın yaşam kalitesini derinden sarsacaktır. Bu bir yıkım ve felaket projesidir; denizlerimize, orman alanlarımıza su ve yaşam hakkımıza müdahale ederek telafisi imkansız tahribatlar yaratması kaçınılmaz olan bu projeyi reddediyoruz” diye konuşmuştu.

Projenin insan eliyle yaratılmaya çalışılan bir afet olduğunu söyleyen Prof. Dr. Haluk Eyidoğan ise “Yapılan yüzlerce derinlik kesitlerinde görüyoruz ki daha önce bilmediğimiz ve üzeri örtülü birçok fay var ve bunlar eğer genç faylarsa, buralarda değişen yük değişimleri ile beraber bu fayların harekete geçme olasılığı var. Tüm bu risklere baktığımızda ise kanalın yapılış amacının geçen yük gemilerinden gelir elde etmek değil de, projenin çevresindeki yapılaşmayla birlikte gayrimenkul geliri elde etmek olduğunu görüyoruz” ifadelerini kullanmıştı. (Euronews, Reuters, Cumhuriyet)

Kategoriler

Güncel