Ocak’ta gözler ABD Senatosu’nda olacak

ABD halkı bu konuda tamamen bölünmüş durumda. Anketlere göre toplumun yarısı azil yanlısı, yarısı ise buna karşı. Demokratlar'a göre, bu bir rüşvet teşebbüsü ve suç. Cumhuriyetçiler ise, “Başkan yürütmenin başı olarak bir dış ülkeyle böyle bir konuyu konuşabilir.” diyor.

edvinminas@yahoo.com

ABD Temsilciler Meclisi, Noel tatiline girmeden önce, tarihi oturumunda Başkan Trump’ın  azil sürecinin ilk ayağı olan ‘suçlama oylaması’nı gerçekleştirdi. Meclis’te çoğunluğu elinde bulunduran Demokrat Parti sadece iki fireyle, Trump’ın görevini kötüye kullanma ve Meclis’in soruşturma haklarını ihlal ettiği gerekçeleriyle suçlanmasına karar verdi. ABD Anayasası’na göre ‘impeachment’, yani suçlamada bulunma yetkisi sadece Temsilciler Meclisi’nin elinde. Yargılama ve suçlu bulunursa görevden alma yetkisi ise sadece Senato’nun elinde. Azil kararı için üçte iki çoğunluk, yani 67 senatörün oyu gerekiyor. Bu konjonktürde, 53’e karşı 47 oyla çoğunlukta olan Cumhuriyetçilerin içinden 20 senatörün Trump’a karşı oy vermesi gerekiyor ki bu neredeyse imkansız.  

Pelosi’nin tavrı
Peki, Demokratlar ve liderleri olan Temsiclciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, ilkbaharda verdiği demeçlerdeki fikrini, yani “çok bariz deliller yoksa ve partiler arası ittifak oluşmazsa suçlamayı oylamaya koymam” tavrını neden değiştirdi? Pelosi yaptığı resmi açıklamada, “Trump cumhuriyetimiz ve demokrasimiz için büyük tehdit ve elimizdeki bariz deliller görevden alınması sürecini başlatmamızı zorunlu kılıyor. Senato’nun azil kararı verip vermeyeceği önemli değil, bu bir vatandaşlık vazifesi” diyor. Cumhuriyetçiler ise yeterli delil olmadığını, bunun tamamen Trump’a karşı beslenen kinle ve Hillary Clinton’ın seçim kaybını hazmedememiş olmasıyla açıklıyorlar. 
İki taraf da  biraz demagoji yapıyor. Demokratların, “Hoşlanmasak da bu hukuğun gereği” demeleri anayasa ile uyumlu bir tavır değil. Görevden azil kararı ve yargılama hakkı mahkemelere değil, Senato’ya verilmiş.  Tek hukuka uygun yönü, Başkan’ın Senato önünde yargılanması sürecinde, Yüksek Mahkeme Başkanı John Roberts’a idare yetkisi verilmiş olması. Ancak bu sembolik bir yetki. Yargılama  kuralları, hangi delillerin, nasıl ve kim tarafından  sunulacağı tamamen Senato’nun yetkisinde. Senato’nun kararına itiraz etmek de mümkün değil. Cumhuriyetçilerin “Bu, seçimleri iptal etmektir” iddiası da tutarsız ve mantıksız. Suçlama ve azil yetkisini verenler zaten bunun çok istisnai de olsa kuvvetler ayrılığı çerçevesinde bir mekanizma olarak kurgulamışlar.  
Suçlamanın ana konusu, Başkan Trump’ın Ukrayna’nın yeni Başkanı Vladimir Zelenskiy ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde, ABD’nin askeri ve maddi yardımı karşılığında, Ukrayna’dan eski Başkan Yardımcısı ve muhtemel rakibi  Joe Biden ile oğlu Hunter Biden’ı adli yolsuzluk soruşturmasına  tâbi tutmalarını şart koşması. ABD halkı bu konuda tamamen bölünmüş durumda. Anketlere göre toplumun yarısı azil yanlısı, yarısı ise buna karşı. Demokratlara göre, bu bir rüşvet teşebbüsü ve suç. Cumhuriyetçiler ise, “Başkan yürütmenin başı olarak bir dış ülkeyle böyle bir konuyu konuşabilir. Ukrayna’nın yolsuzluk sicili var ve sonunda yardım verildi ama Biden’a soruşturma da açılmadı” diyorlar. 

Trump’ın durumu 
Mevcut durumda, Trump’ı bu süreç nasıl etkiler sorusunun cevabı şu: Mağdur edildiği ve haksız yere suçlandığını secim sloganı yaparak, arkasına da iyi giden ekonomiyi alarak, Kasım’daki seçimlere avantajlı girecek gibi görünüyor. Demokratlar, suçlama oylamasından sonra, geleneksel olarak sonucu resmen Senato’ya iletmek yerine bekleyip, yargılama yöntemi ve süreci hakkında baskı yapacaklar. Bu, stratejik olarak büyük bir hata olabilir. Toplumun gösterdiği tepki de o yönde. Trump’ın başkanlığı acil bir tehdit idiyse, bu geciktirme tutumuyla acil yargılama tavrı birbiriyle çelişiyor. Seçimler bu kadar yakınken böyle bir azil oylamasına gitmek, seçmenlerin “Bizim işimize neden karışıyorsunuz. Biz uygun görürsek onu azlederiz” gibi bir tepki geliştirmesine yol açıyor. Asıl sorun ise şu ana kadar çoğunluğun desteğini alacak bir aday bulunamamış olması. Biden, anketlerde önde gidiyor ama Trump karşısında zayıf kalabilir. Diğer adaylara da fazla şans tanınmıyor. New York eski Belediye Başkanı, milyarder Bloomberg bu durumu fark ederek ön seçimlere katılma kararı aldı. 
Trump için soruşturma, yargılama çok önemli değil. Onun için önemli olan gündemde olmak; rekor borsa çıkışı, rekor düzeyde düşük olan işsizlik oranı ve tabii beyaz olmayan yabancıların göçünün engellenmesi. Kendileri veya bir iki nesil önceki ataları da göçmen olan Ermenilerin içerisinde yüksek düzeyde Trump destekçisi olması da bunun açık bir işareti. Bu gergin ortamda Ermeni cemaatini bir arada tutmak ve Soykırımı tanıma kararlarını büyük çoğunlukla Kongre’den geçirebilmiş olmak Ermeni Ulusal Komitesi için büyük başarı. 
Ocak ayında dünyanın gözü ABD Senatosu’nun üzerinde olacak. Senato bu görevini kurucular tarafından beklendiği şekilde yapabilecek mi? Yani daha makul, daha mantıklı ve partiden çok ülke çıkarlarını gözetecek mi? “Temsilciler Meclisi sıcak bir çaydanlıksa, Senato onu soğutan bir çay tabağıdır” deyimini doğru çıkartıp, devletin itibarını  koruyacak bir yargılama süreci gerçeklesecek mi? Önümüzdeki haftalarda bunu göreceğiz.










Kategoriler

Güncel


Yazar Hakkında