3 milyar avroluk cinayet

Macaristan’da 2004 yılında Ermeni subay Gurgen Margaryan’ı baltayla kafasını keserek öldüren Azeri subay Ramil Seferov Azerbaycan’a iade edildi. Aynı gün içinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev anayasal yetkisini kullanarak Seferov’u affetti. Bu da yetmedi. Seferov’un rütbesi üsteğmenlikten binbaşılığa yükseltildi, sekiz yıl boyunca biriken maaşlarının geri ödeneceği açıklandı ve kendisine Azerbaycan devleti tarafından bir ev hediye edildi.

EMRE ERTANİ / LİLİT GASPARYAN
emreertani@agos.com.tr  / lilitgasparyan@agos.com.tr

‘Seferov skandalı’ hızla uluslararası bir sorun olmaya doğru gidiyor. Ermenistan, Seferov’u iade eden Macaristan yönetimine sert tepki gösterdi. Macaristan’ın üyesi olduğu AB’den ise henüz ses yok. Seferov’un, Azerbaycan’ın Macaristan’dan aldığı 3 milyar avroluk tahvilin hatrına iade edildiği iddiaları ise rezaletin çirkinliğini daha da artırdı. 

‘Görevim Ermenileri öldürmek’

19 Şubat  2004’te NATO’nun organize ettiği  ‘Barış için İşbirliği’ proje kapsamında Budapeşte’de İngilizce derslere katılan Azeri asker Ramil Seferov, sınıf arkadaşı Ermenistanlı subay Gurgen Margaryan’ın odasına gece gizlice girerek, uyumakta olan kurbanının kafasını baltayla kesmişti. Mahkemedeki ilk duruşmasında “Görevim bütün Ermenileri öldürmek; hepsi ölmeden bu dünyada rahat etmeyeceğiz” diyen Seferov, Margaryan’ı öldürdükten sonra diğer Ermenistanlı subay Hayk Makuçyan’ın da kapısına dayanmış ancak kapısının kilitli olması ve polislerin olay yerine gelmesi sayesinde emeline ulaşamamıştı. 

İki yıl süren davanın ardından 13 Nisan 2006’da Mahkeme, Ramil Seferov’u 30 yıl sonra af dilekçesi verebilmesi şartıyla ömür boyu hapis cezasına mahkûm etti. Azerbaycan ise karara itiraz ederek temyize başvurdu. Macaristan Yargıtay’ı 22 Şubat 2007’de mahkemenin verdiği kararı onayladı.

Cinayetin yaşandığı ilk günden bu yana Seferov’un Azerbaycan’a iade edilmesi için uğraşan Bakü yönetimi 31 Ağustos Cuma günü amacına ulaştı. Macaristan Adalet Bakanlığı tarafından ‘cezasını ülkesinde çekmesi şartıyla’ Azerbaycan’a iade edilmesine karar verilen Seferov, apar topar Bakü’ye gönderildi.  

Bakü’de kahraman gibi karşılanan Seferov ayağının tozuyla Cumhurbaşkanı Aliyev’in affına mazhar oldu. Hemen ardından rütbesi binbaşılığa yükseltilen Seferov’a Bakü yönetimi tarafından bir de ev hediye edildi.

Bu gelişmelere karşı ilk tepki Yerevan’dan geldi. Ermenistan Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Macaristan Dışişleri Bakanlığı’ndan aktarılan bilgilere göre Azerbaycan Seferov’u iade etme konusunda ciddi baskılar uyguluyordu.” Peki ne olmuştu da Macaristan Bakü’den gelen bu baskılara direnemedi?  

Püf noktası: Azeri gazı                                                                                              

Kafkasya’dan Avrupa’ya uzanan enerji koridorunu yakından izleyen bir enerji politikaları uzmanı, Agos’a yaptığı açıklamada iki doğalgaz boru hattı arasında yaşanan rekabete dikkat çekti. Adını açıklamak istemeyen uzman şunları söyledi: “Azerbaycan’ın en büyük doğalgaz rezervlerinden birisi olan Şah Deniz sahası, BP (İngiltere), Statoil (Norveç), Total (Fransa), SOCAR (Azerbaycan), Eni (İtalya) ve Lukoil (Rusya) ortaklığı, NIOC (İran) ve TPAO’nun oluşturduğu Şah Deniz Konsorsiyumu tarafından yönetiliyor. 20 milyar avroluk bir yatırımla 2017’de 16 milyar metreküp gaz üretilmesi beklenen bu sahadan gelen gaz, Avrupa sınırına kadar Erzurum-Trakya hattına döşenecek TANAP (Trans Anadolu Boru Hattı) ile getirilecek. Buradan sonra Avrupa’ya hangi boru hattıyla ulaşacağına 2012 sonunda veya 2013 ortasında karar verilecek. Bu rekabet, iki boru hattı arasında yaşanıyor: TAP (Trans Adriyatik Boru Hattı/güzergâhı: Yunanistan-Arnavutluk-Adriyatik Denizi-İtalya) ve Nabucco West (güzergâhı: Bulgaristan-Romanya-Macaristan-Avusturya). Macaristan devletine ait enerji şirketi olan MOL, Botaş, OMV (Avusturya), RWE (Almanya), Bulgargaz (Bulgaristan), Transgaz (Romanya) ile birlikte eşit hisseye sahip ortaklardan biri. Nabucco projesi küçülerek Nabucco West haline gelmeden önce projeden çıkması ve hatta TAP projesine ortak olması beklenen MOL, Haziran ayında Konsorsiyum’un Nabucco West’i TAP’ın rakibi olarak seçmesi üzerine, şu anda karar değişikliği aşamasında. Fakat ne olursa olsun, Macaristan’ın isteği, Rus gazı haricinde bir gaz kaynağından pay almak. Bunun için en gerçekçi hedef şu anda Azeri gazı. Bu nedenle Macaristan Bakü’ye böyle bir ‘jest’i yapmış olabilir. Azeri gazı, AB için, AB’nin enerji arz güvenliği ve Rusya’ya bağımlılığını azaltma öncelikleri dikkate alındığında çok önemli ve bu nedenle Macaristan’ın bu hamlesine AB yüksek sesle itiraz etmeyecektir. Çevre ülkelerden bu konuya tek ses çıkaranın Rusya olması da, gelişmeler enerji rekabeti üzerinden okunduğunda son derece anlamlı.”

Tahvil satışı

Bugüne kadar AB’den ya da Fransa, Almanya gibi AB’nin ağır toplarından konuyla ilgili tatmin edici bir açıklama gelmemesi adaletin enerji rekabetine kurban gittiğini gösteriyor. Bununla birlikte Macaristan ve Ermenistan basınında çıkan bir başka iddia da Bakü yönetiminin Seferov’u kurtarmak için enerji rekabeti dışında başka bir yolu daha kullandığını gösteriyor. Haberlere göre, Azerbaycan, Macaristan’dan 3 milyar avro değerinde tahvil satın alacak. Böylece Uluslararası Para Fonu IMF ile stand-by için anlaşma yapmaya hazırlanan Macaristan’ın pazarlık sürecinde eli güçlenmiş olacak. Bu iddia şu ana kadar Bakü ya da Budapeşte tarafından yalanlanmadı.                                      

Seferov’un iadesi ve 3 milyar avroluk tahvil satışı iddiaları Ermenistan’da ve Macaristan kamuoyunda tepkiyle karşılandı. Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, “Bu basit bir cinayet değildi. İlk kez Avrupa Birliği üyesi bir ülke, etnik temelleri olan bir nefret suçu anlamı taşıyan bir cinayetin failinin salıverilmesine neden olmuştur. Ermenistan Cumhuriyeti ve Ermeni halkı bunu affedemez. Resmi olarak Macaristan’la bütün ilişkilerimizi kestiğimizi ilan ediyorum” diye konuştu.

Macaristan’da protesto dalgası

Öte yandan, Macaristan kamuoyunda da ‘Seferov skandalı’na yönelik tepkiler hızla artıyor. 31 Ağustos’tan bu yana başkent Budapeşte ve diğer şehirlerde yapılan gösterilere binlerce kişi katıldı. Macaristan Ermeni toplumunun önde gelenlerinden Nigoğos Hagobyan, Agos’a yaptığı açıklamada “Protestocular Budapeşte hükümetinin Macar halkının vicdanını ve onurunu parayla satmasına tepki gösteriyorlar” dedi.

AB yetkilileri konuyla ilgili kayda değer bir açıklama yapmazken, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, Seferov skandalına sert tepki gösterdi. Jagland, “Seferov’un iadesine ilişkin hukuki süreçlere değinmenin bir anlamı ve önemi yok. Fakat katilin kahraman ilan edilmesi son derece ahlaksız ve kabul edilemez bir tavır. Olayı kınıyorum ve herkesi insana saygıyı savunmaya çağırıyorum” dedi.  

Azerbaycan’a bir tepki de Moskova’dan geldi. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Aliyev’in bu girişiminin bölgede tansiyonu düşürmeye yönelik çabaları baltalayacağına dikkat çekildi. ABD Başkanı Barack Obama ise Azerbaycan ve Macaristan hükümetinden konuyla ilgili tatmin edici bir açıklama yapılmasını beklediğini açıkladı.

‘Yerevan NATO’nun tepkisini beklemeli’

Richard Giragosyan – Bölgesel Araştırmalar Merkezi Direktörü:

Macaristan Ermenileri Yerevan yönetimini üç hafta önce mektupla uyardılar. Fakat Ermenistan Dışişleri Bakanlığı hiçbir tepki göstermedi. Ermenistan şu anda NATO ve AB dahil olmak üzere uluslararası kuruluşlarının tepkisini beklemeli. Eğer tepkiler yeterince sert olmazsa, o zaman Ermenistan, Karabağ çözümünün müzakere sürecine katılımını ve AB ile ilişkilerini gözden geçirmeli. Azerbaycan Seferov’u serbest bırakarak, bir kez daha sadece Ermenistan ya da Karabağ için değil aynı zamanda bölgenin güvenliği ve istikrarı için de tehdit olduğunu gösterdi. Seferov olayı, Kafkasya’da savaş ihtimalini daha da artırmıştır. 

‘Macaristan’a AİHM’de dava açılabilir’

Mehmet Karlı-Uluslararası hukuk uzmanı

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS)  ikinci maddesine göre yaşam hakkı koruma altındadır. Yaşam hakkının korunması, devlete sadece “insan öldürme” demek değildir; bazı sorumlulukları da gerektirir. Örneğin, birinin yaşam hakkı elinden alındığında, devletin cinayet hakkında yeterli soruşturmayı yürütmesi ve gerekli tedbirleri alması gerekir. Macaristan, verilen cezanın bir kenara bırakılacağını bilerek böyle bir iade kararı veriyorsa, ikinci madde ihlalini gerçekleştirmiş diyebiliriz. Orada ölen Ermeni askerin yaşam hakkı ihlal edilmiş ve bunu yapan Azeri asker de cezasız kalmıştır. Macaristan, Ermeni askerin yaşam hakkını ihlal etmiş anlamına gelir. Margaryan’ın ailesi AİHM’e giderse tazminat kazanır.