Sancar: Mutabakat arıyorsanız işte Dolmabahçe

HDP'nin dün yapılan 4. olağan kongresinde eş başkanlıklara Mithat Sancar ve Pervin Buldan seçildi. Sancar seçilmeden önce yaptığı konuşmada Türkiye ve Ortadoğu'da yaşanan gelişmelere dair mesajlar verdi.

Kongre katılımcılarını Kürtçe, Türkçe ve Arapça selamlayan Sancar, Türkiye ve Ortadoğu'da yaşanan gelişmelere değindiği konuşmasında yeni bir süreç çağrısı yaparken Ortadoğu için de ünlü filozof Kant'a referansta bulunarak "Ebedi barışın kavgacısıyız" dedi. Sancar'ın konuşmasından bir bölüm şöyle: 

"Çağrımız bütün insanlara, bütün vicdanlı insanlara, sokaktaki insanlaradır. Her gün ezilen, eziyet gören, aşağılanan ülkenin tüm insanlarınadır. Barış olmadan, huzur ve refah olmaz, demokrasi olmaz. Biz büyük barıştan bahsediyoruz. Bu büyük barışın merkezi bu topraklardır. Kaynağı burasıdır. Burada başlayacak bir barış dalgası önce Suriye sonra da bütün Ortadoğu'ya yayılacaktır. Bundan şüphe duymuyoruz. Buradan mutabakatları Astana'da Soçi'de arayanlara sesleniyoruz. Mutabakat orada aranmaz. Orada yapacağınız mutabakat size hiçbir şey vermez. Bu, ülkeye ve bu bölgeye daha çok kaos daha çok kan getirir. 
Mutabakat arıyorsanız, işte Dolmabahçe mutabakatı. Oradan başlayalım. Dolmabahçe mutabakatı ile yürüyelim, yeni mutabakat istiyorsanız yenisini yapalım. Masaları Ankara'da, Diyarbakır'da, Şam'da Kamışlı'da yapalım. Halkların barışını bu topraklarda hep birlikte sağlayalım. Güvenlik istiyorsanız, Onu size S-400'ler, Patriotlar sağlamaz. Güvenlik içinde yaşamak isteyen halkların en büyük ihtiyacı diğer halklarla eşit olduğunu kabul etmektir. Halkların özgürlüklerini ve haklarını kabul etmektir. Halkların kaderini tayin etme hakkına saygı duymaktır. Barış için şimdi en kritik kavşaktır. Şartlar müsait mi diyeceksiniz? Ben size zorluklardan bahsetmeyeceğim. Her şey göz önünde. Afrin’deki işgal gözler önünde. Kuzey Suriye'ye askeri müdahale gözler önünde. Şimdi İdlip. Bunların ne kadar vahim durumlar olduğunu anlatmamak gerek yok. Sadece şunu hatırlacağım.  Avrupa kurulurken yüzyıl savaşları yaşandı. O savaşlardan medet umanlar vardı. Ondan 200 yıl sonra Avrupa'nın yeniden kuruluşunu savaşla şekillendirmek isteyenler vardı. Şimdi de Ortadoğu'ya Türkiye’ye bu topraklara yüzyıl savaşlarını dayatanlar var. Buna karşı tam da onlardan sonra yüzyıl savaşlarından yüzyıl sonra Kant çıktı ve küçücük bir kitap yazdı, “Ebedi barış üzerine söylev”. O mücadele bugün Orta Doğu'da da sürüyor. Yüzyıllık savaş mı ebedi barış mı?
Biz ebedi barışın kavgacısıyız. Ama bu barış mücadelesine herkes katılmalı. En azından savaştan, talandan, kandan yana olmayan herkes bu barış mücadelesine katkı sunmalı. 
Barışa gitmek için nefret ve intikam dilini kullanmayalım, nefret ve intikam duygularıyla barışın yolu yürünmez. Bizim yolumuzu aydınlatacak ilkeler, yüzleşme ve adalet ilkeleridir. Bizim dilimiz yüzleşme ve adalet dili olacak. Barış arayışında da, demokrasi mücadelesinde de, emek mücadelesinde de bu dili daha da geliştirmek bizim görevimiz olmalı. Çünkü yeni bir dil olmadan yeni bir dünya kurulamaz. Biz yeni dili kuracağız ve yeni dünyayı da kuracağız, buna gücümüz ve inancımız var."

Kongreye hapiste olan eki eş başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ortak bir mesaj gönderdi. Mesajda şu ifadelere yer verildi: 

"Biliyoruz, yolculuk çok çetin geçti, gemimiz ağır darbeler aldı. Kaptanlarımız tutuklandı, deneyimli mürettebatımızla birlikte. Ama bilmezler ki her bir yolcusu birbirinden dirençli, her biri birbirinden kuvvetli bu geminin. Ne kaptan köşkü boş kaldı ne de makine dairesi. Milyonları durdurmaya gücü yetmeyen Nemrut’un partisi daha şimdiden üç parçaya bölündü ama Nuh'un Gemisi dimdik ayakta yek vücut bir şekilde menziline süzülüyor kararlılıkla."

Kategoriler

Güncel