VİCKEN CHETERİAN

Vicken Cheterian

Covid-19: Kokpitte pilot yok

Küresel düzeyde bir siyasi liderlikten yoksunuz ama bu, küresel bir sistemden yoksun olduğumuz anlamına gelmiyor. Değiliz. Kâr odaklı kapitalizme dayanan, tamamen finansal kazanç temelinde örgütlenmiş bir küresel sistemimiz var. Covid-19 testlerinin baz parçalarının bir kıtada, diğer parçalarının başka bir kıtada üretilmesinin nedeni bu. Kâr marjları bu şekilde daha yüksek oluyor – herhangi bir muhasebeciye sorun, söyler.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Corona salgını hakkında söylediklerini duydunuz mu? Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus’un, pandeminin daha fazla insanın hayatına mal olmasını engellemek için aldığı önlemleri gördünüz mü?
Son zamanlarda Covid-19’la meşgul olan bu iki uluslararası yöneticinin genel açıklamalar dışında ne yaptıklarına ve bizi krizden nasıl çıkarabileceklerine dair bir fikrim yok. BM sistemi, pandeminin arkasından demeçlerle koşuyor; bunu bile, üyelerini yani ulus devletleri kızdırmamak için büyük bir dikkatle yapıyor. 
Covid-19’un açığa vurduğu ilginç gerçeklerden biri, küresel siyasi sistemimizin liderlikten yoksun olduğu. Bunu bilmiyor değildik, en azından Millletler Cemiyeti’nin dağılmasından beri durum böyle ama salgın, bilineni görünür hale getirdi. Küreselleşmiş bir ekonomi, entegre olmuş mali sistemler, küresel taşımacılık sistemi, anlık iletişim vs. yaratan insanlık, şimdi acilen bir küresel yönetim sistemine ihtiyaç duyuyor; bunun getirebileceği sorunların sorumluluğunu da üstlenmek zorunda. 

Merkez Cenevre ama.. 
İnsani yardım faaliyetlerinin küresel merkezi, İsviçre’de küçük bir şehir olan Cenevre. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO), Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi’nin (OCHA), Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR), Uluslararası Kızıl Haç Komitesi’nin genel merkezleri ve birçok diğer uluslararası kuruluşun bürokrasisi Cenevre’dedir. Fakat çokuluslu siyasi kararlar Cenevre’de alınmaz. O iş, BM’nin siyasi merkezi olan New York’ta yapılır. New York’ta alınan bir karar, Washington DC, Brüksel, Pekin, Londra, Yeni Delhi gibi bazı başkentlerden bu kararın gerektirdiği finansmanı sağlama kararı çıkana kadar pek bir anlam ifade etmez. siyasi kararlar alındıktan ve para hazır edildikten sonra, teknik anlamda bir insani yardım merkezi olan Cenevre tarafından uygulamaya konabilir. Başka bir deyişle, çok sayıda insani yardım kuruluşumuz olsa da bunların siyasi ve finansal kararlar alması söz konusu değildir. Hiçbir güçleri yoktur. Başka yerlerde alınan kararları uygularlar, dolayısıyla stratejik düşünme kapasiteleri ‘proje döngüleri’yle sınırlıdır.

Küresel yönetimden yoksunuz
Küresel tehlikelerle baş edebilecek bir küresel yönetimden yoksunuz. Çin’de Covid-19 vakalarının halka duyurulduğu 10 Ocak’tan itibaren, BM ve WHO, basın açıklamalarıyla önerilerde bulundu ve çağrılar yaptı. Fakat bu öneriler ve çağrılar, pandeminin yayılmasını durdurmaya dönük, eşgüdümlü politikalar yürütülmesini kapsamıyordu. BM ve ona bağlı olarak çalışan WHO, olan bitene ve ne yapılması gerektiğine dair tartışmalarda bile yer almıyor.
Küresel düzeyde bir karşılık verilmesi yerine (ki bunun için gereken araçlardan yoksunuz), karar alma süreçlerinin idaresini ulus devletler ele aldılar ve ulus devletlere yakışan bir şekilde, içgüdüsel bir tepki vererek sınırlarını kapadılar. Birçok yerde, salgın uluslararası sınırlardan geçerek değil, şehirlerde, vilayetlerde, bölgelerde, ulus devletlerin sınırları içindeki dağları, nehirleri aşarak yayıldı. Uluslararası hava trafiği durana kadar olan olmuştu, virüsün yayılmasını engellemek için artık çok geçti. Ulus devletler, mücadeleyi, geleceğin savaşını değil son savaşını veren generaller gibi sürdürüyorlar. 

Güney Kore ne yaptı? 
Ulus devletlerden küresel bir liderin çıktığını görmedik. Dünyanın en kalabalık ülkesinin başkanı Şi Cinping, salgına karşı sansürle mücadele etti; Covid-19’u o kadar uzun bir süre gizli tuttu ki, virüs bugün bütün gezegeni tehdit ediyor. Çinli yetkililerin verdiği günlük istatistiklere dair kuşkular gitgide büyüyor. İran da benzer bir şey yaptı; ülkenin liderleri, salgını gizleme pahasına, parlamento seçimlerinin yapılmasını tercih etti ve bunun feci sonuçları oldu. Rusya Devlet Başkanı Putin, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi gibi, diğer ‘güçlü’ liderler (listeye başka birçok isim ekleyebilirsiniz) hâlâ sansür politikası uyguluyor. Bu arada Güney Kore, salgın karşısında etkili olabilecek tek mücadele yönteminin mutlak şeffaflık ve salgının sürdüğü yerleri kaydedip nasıl durdurulabileceğini tespit edebilmek için çok yüksek sayıda kişiye virüs testi yapmak olduğunu gösterdi. Dünyanın en büyük ekonomisinin lideri, hiçbir zaman kısa açıklamaların ötesine geçebilecek düzeyde fikir yürütememiş olan Donald Trump, pandeminin uzun vadeli sonuçlarını değil Wall Street’in kısa vadedeki ekonomik performansını düşünüyor. Çok uzak olmayan bir geçmişte dünyayı hâkimiyeti altında tutan bir ülkenin lideri olan Boris Johnson ise, virüs testi pozitif çıkana kadar, gururla “herkesle el sıkıştığı” bir hastanedeydi. 

Herkes gibi ekranlarına bakıyorlar
Küresel düzeyde bir siyasi liderlikten yoksunuz ama bu, küresel bir sistemden yoksun olduğumuz anlamına gelmiyor. Değiliz. Kâr odaklı kapitalizme dayanan, tamamen finansal kazanç temelinde örgütlenmiş bir küresel sistemimiz var. Covid-19 testlerinin baz parçalarının bir kıtada, diğer parçalarının başka bir kıtada üretilmesinin nedeni bu. Kâr marjları bu şekilde daha yüksek oluyor – herhangi bir muhasebeciye sorun, söyler. Pandeminin başlamasından birkaç hafta sonra, yüz maskesi, dezenfektan jeli vb. sıradan şeylerin bulunmaz olmasının nedeni de bu. Son otuz yıl içinde (Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından bu yana) aynı finansal mantıkla kamusal hizmetler asgari düzeye çekildi; hastanelerimiz bu yüzden şimdiden dolup taştı, pandemiyle baş edemiyor. Hastaneler hastalar arasında seçim yapmak zorunda kalıyor, Covid-19 nedeniyle çok ciddi bir şekilde rahatsızlanmış olanlar dışındaki hastaları, teste tâbi tutmadan, öylece evlerine gönderiyor. Açık ki, canımızı kurtarmanın yolu, finansal hesaplamalara dayalı bir küresel sistemden geçmiyor. Fakat bu kapitalist sistem bugün o kadar kırılgan, öylesine güçsüz görünüyor ki... Pazar, bizi daha güvenli sulara çekebilecek bir lider üretmedi. Dahası, siyasetçiler de birdenbire paniğe kapılıp ekonomiyi durdurmaya karar verdiler. Çok uluslu kuruluşların yöneticilerinin söyleyecek tek bir sözü yok. Pandemi güçlerini ellerinden aldı; şimdi onlar da herkes gibi ekranlarına bakıyorlar. 
Bir de medya var, bilgiye ulaşmak için kullandığımız ve tartışmalara katıldığımız alan... Twitter, Facebook ve benzeri mecralara dayalı iletişim sistemimiz, gerçeklere dayalı habercilikten ziyade söylentileri, şeffaf ve açık müzakereyi değil spekülasyonu teşvik ediyor. Artık ipler, uzmanların ve bilim insanlarının değil, sosyal medya ünlülerinin elinde. Yirmi yıldır, gazetecilik ve araştırmacılık alanları için ayrılan kaynaklar, aynen kamu sağlığı kaynakları gibi, serbest düşüşte. İnsanlığın hangi zorluklarla karşı karşıya olduğuna ve olası çözümlere dair doğru bilgiler olmadan, hangi yönde ilerleyeceğimize, bu –ya da bir sonraki– salgına karşı mücadelede nelerden vazgeçeceğimize karar vermek için demokratik bir tartışma yürütmemiz mümkün değil. Küresel sosyal medyamız bizi ünlülerin ve söylentilerin eline bırakmış, düşünme yetimizi zayıflatıyor, karar alma kapasitemizin altını oyuyor.
Mevsimsel gripten sadece bir nebze daha ölümcül olan Covid-19, küresel sistemimizi durma noktasına getirdi. Bu durum, evimizi yeniden düzenlemek, ürettiğimiz devasa kirlilik, ekosistemimizin ve doğal kaynaklarımızın uğradığı yıkım, kutup buzullarının erimesi, deniz seviyelerinin yükselmesi ve süratle değişen iklim üzerine düşünecek zamanı verebilir bize. Corona, kâr peşinde koşanlara bırakılamayacak kadar küçülmüş olan dünyanın ortak yönetimi üzerine tekrar kafa yormak için bir fırsat teşkil edebilir. Çünkü Covid-19’un ardından, bizi bekleyen ve henüz hazırlıklı olmadığımız o kadar çok başka tehlike var ki, salgının yönetiminden çıkaracağımız dersler (eğer gerçekten ders alabiliyorsak) bunlarla başa çıkmamız için yeterli olmayabilir.