65 yaş üstünün açık havaya hepimizden çok ihtiyacı var!

Almanya’nın Bavyera eyaletinde Almanya’nın neredeyse en sıkı önlemleri uygulanıyor, sokağa çıkma yasağı da bir ayını doldurdu. Ancak alışveriş, yürüyüş, doktora ve işe gitmek bu yasağın dışında. Sokağa çıkma yasağı ile yaş arasında bir bağlantı kurulup, bir yasak hiç getirilmedi. Tersine, açık havada zaman geçirilmesi, tek başına ya da aile fertleriyle spor yapılması hep desteklendi.

65 yaş üstü mamalarımız, babalarımız, yayalarımız ve dedelerimiz bir aydır evde kapalı. Onları ancak uzaktan takip edebiliyor olsak da, morallerinin her gün biraz daha bozulduğunu, bilişsel melekelerinin gerilediğini, vücutlarının zayıf düştüğünü fark etmemek mümkün değil. Hayattan keyif aldıkları minimum şeyler; ayaklarının vücutlarını taşıyor olması, sokağa çıkabiliyor olmak, kendi ihtiyacını karşılayabiliyor olmak, sokakta tanıdığı insanlarla selamlaşıyor olmak kadar basit şeyler, bu yaş grubu için hayatla kurdukları bağın niteliği ve sürekliliği açısından son derece önemli.

Olası bir normalleşmenin Türkiye şartlarında en az bir ay sonra olması beklendiği göz önüne alınırsa, ve 65 yaş üstüne ilişkin kısıtlamanın daha bile uzun sürebileceğini de düşünürsek, bunun artık bir önlem değil, bir şiddet olduğunu kabul etmemiz gerekir. Önce bedava seyahat etmelerini sağlayan kartları ellerinden alındı, yani sokaklardan, caddelerden silindiler. Evlerine kapatılarak gömüldükleri sessizlikte bilişsel olarak aramızdan ayrılmalarını istemiyorsak, bir düzenleme yapılmasını talep etmemiz gerekir. Açık havada zaman geçirmek, yürüyüş yapmak, evinin yakınında dolaşmak salgının en şiddetli biçimde yaşandığı İtalya’da ya da Almanya’da bile yasaklanmadı.

Şimdiden kasları zayıflamış, yürümekte zorlanan, yarım saat apartmanın önüne çıksa oksijen çarpıp başı dönen önemli bir nüfusten bahsediyoruz. Bilişsel melekeleri hareketsizlikten, yeterince oksijen ve uyaran alamamaktan gerilemekte olan, hayattan zevk aldıkları en basit şeylerden süresiz, kayıtsız-şartsız mahrum bırakılan, 65 yaş üstü nüfus şu anda toplumun en zayıf halkasını oluşturuyor. Herkesin önlemini alarak, sokağa çıkabilmesi, açık havanın, güneşin nimetlerinden yararlanabilmesi bir insan hakkı olarak savunulmalıdır. Önümüzdeki dönemde de en zayıf halka olmaya devam edecek olan 65 yaş üstü nüfusun açık havada zaman geçirme hakkı bir insan hakkıdır ve önlemlerini alarak sokağa çıkabilmelerinin savunulması gerekir.

İnsanları hayata bağlayan kurdukları sosyal ilişkilerdir. Bugün artık herkes sosyal ilişkilerin az biraz fiziksel mesafe ayarlamasıyla yapılacağını anladı. Almanya’nın Bavyera eyaletinde Almanya’nın neredeyse en sıkı önlemleri uygulanıyor, sokağa çıkma yasağı da bir ayını doldurdu. Ancak alışveriş, yürüyüş, doktora ve işe gitmek bu yasağın dışında. Sokağa çıkma yasağı ile yaş arasında bir bağlantı kurulup, bir yasak hiç getirilmedi. Tersine, açık havada zaman geçirilmesi, tek başına ya da aile fertleriyle spor yapılması hep desteklendi.

Önümüzdeki dönemde muhtemelen daha uzun süreler seyahat kısıtlamaları devam edecek. Pek çok ülkeye giriş çıkışlar, kısıtlamalar aylarca kalkmayacak. Bitişik nizam, balkonsuz evlerden yazlıklara bile gitmek mesele olacak. Bahar ve yaz aylarında açık havada zaman geçirmek herkesin bu zor süreci idare edebilecek gücü kendinde bulabilmesi için su gibi ihtiyaç duyduğu bir nimet olacak.

Uzun vadede koronavirüsü ile birlikte yaşayacağımız açık. Şu anda bile günlük hayatımızı kökünden değiştirmiş durumda. Yeni ve uzun erimli gerçekliklerin ortaya çıktığı, daha önceden hiç bilmediğimiz “normalliklerin” oluştuğu bir süreçteyiz. Sertleşen otoriteryenizm ile bu süreci yönetmeye çalışmak orta ve uzun vadede devletin finansal bütün imkanlarını aşar, sorunları idare edilir olmaktan çıkarır, geniş kitleleri zaten mevcut maddi imkansızlıkların yanında büyük memnuniyetsizliklere sürükler. 65 yaş üstü nüfusu bu şekilde açık havadan mahrum etmek devletin sağlık sistemine orta vadede bakıma muhtaç çok sayıda insan olarak geri dönecektir.

Külliyen yasaklamalarla değil, belli düzenlemelerle hayatın salgına rağmen herkes için yaşanabilir olduğu, en temel ihtiyaçların herkes için karşılanabilir olduğu, mesafenin hayatın her alanında korunduğu bir düzeni kurmak ve idare etmek mümkün. Yeter ki bu tercih yapılmak istensin.

Kategoriler

Güncel



Yazar Hakkında