"Pandemi döneminde kaygı bozuklukları artışı yaşanıyor"

Psikiyatrist ve Psikoterapist Dr. Gülcan Özer ile pandemi sürecinde yaşanan ruhsal sorunlar ve çözüm yolları üzerine konuştuk. Kısa süre önce Tellekt etiketiyle okuyucuyla buluşan ‘Salgın: Tükeniş Çağında Dünyayı Yeniden Düşünmek’ adlı derlemede Dr. Özer’in ‘Çok Hızlı Yürüdük, Ruhumuz Geride Kaldı’ başlıklı bir makalesi yer alıyor. Dr. Özer, “Belirsizliğin hakim olduğu her vakit karar almak için münasip değil. Şart değil ise karar alma sürecini ertelemeliyiz” diyor.

Kasım ayıyla birlikte pandeminin zor günlerine girmiş gibi görünüyoruz. Virüs nedeniyle 
beden sağlığını yitirmemek için mücadele edenler, ruh sağlıklarını korumak gibi bir sorunla da karşı karşıyalar. Bir psikiyatrist olarak pandemi sürecinde ruh sağlığından endişe edenlere neler tavsiye edersiniz?

Önce ve mutlaka pandemi ile ilgili doğru bilgilenmek önemli. Bu süreç içinde çokça belirsizlik barındırıyor elbet, ancak bilgi baş etmemizin en mühim malzemesidir. Doğru adreslerden, yeteri kadar bilgilenmek gerek, bilgi kirliliğinden kaçınmak ve gün boyu sosyal mecraların kaosundan kendimizi korumalıyız. Ve elbet mümkün olduğunca korunma, sosyal mesafe, maske, elimizi temiz tutmak üçlüsü daim devam. Ancak süreç devam ediyor, belirsizlik halen hakim ve çember daralıyor. O vakit ortaya çıkması muhtemel ruhsal sıkıntılar ile ilgili kendimiz ve yakın çevremiz açısından uyanık olmalıyız. Birbirimize ve kendimize ruhsal olarak yakından bakmanın mühim olduğu günler bunlar. Kaygılı olmanın yerini tükenmiş ve depresif olmaya bırakması muhtemel. Yeni bir normal vakti yaşıyoruz, buna dair gündelik hayatlar düzenlenecek, işler paylaşılacak, muhabbet mühimsenecek, kaygılar konuşulacak, eş dost ahbap ile yüz yüze olamasa da iletişmeye devam edilecek, mecbur. Şafak sayarak, birbirimize omuz atarak geçecek bu günler. Endişeli yahut keyifsiz, isteksiz olmak muhtemelen yaşanmaya devam edecek.  Ve fakat işlevselliğimiz devam etmediği, süreğen olarak kaygılı yahut depresif olduğumuz her durumda illaki profesyonel destek almalıyız.  

Dr. Gülcan Özer
Pandemiden sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağına dair görüşler epey yaygın. Siz bir psikiyatr olarak bu konuda ne düşünüyorsunuz? Size göre, hayatımızın hangi yönleri “eskisi gibi” olmayacak?

Değişim elbet mümkün ancak kalıcı bir değişimden bahsetmek epey zor. Mevzunun kişisel okuması, kişisel dönüşmek, hayatı tekrar yazıp çizmek elbette mümkün. Hayatın kontrol edilemezliği, insan canlısının fani oluşu bilgisiyle tanıştık. Ancak hiç ölmeyecekmiş gibi yaşadığımız hayatlarımız, hovardaca kullandığımız ömürlerimizin önce bu bilgi ile yüzleşmesi gerek. Ki bu zor mevzudur. Bu süreci kişisel okumasını yaparak yaşayanlar elbet hayatını elden geçirir, ilişkilerinin hakikatini, eş dost ahbabı, işi gücü düşünür, kiminin altını kiminin üstünü çizer. Ve fakat geniş ölçek ise bahsettiğimiz orası siyasal oyuncuların, toplum mühendislerinin arazisi ve pek az umut verici. 

Pandemi döneminde daha önce rastlanılmayan psikiyatrik sorunlara rastlanılıyor mu?
Pandemi döneminde kaygı bozuklukları artışı belirgin olarak yaşandı. Başlangıçtaki kaygı bozukluklarına giderek depresyonun eklendiğini görmekteyiz. Post-travmatik stres bozukluğu, yas, evlilik krizlerini epey gördük. Bu tabloların hiçbiri yeni değil ve tanıdık. Ancak önümüzdeki günlerde özellikle tükenmişlik ile seyreden depresyon tablosunda belirgin artış bekleniyor. Burada gündelik keyifsizlik yahut isteksizlik ile depresyonun ayırt edilmesi önemlidir. Depresyon en az iki hafta süren, mutsuzluk, istek kaybı, zevk alamama, uyku, iştah değişikliği, işlevsellikte azalma ile seyreder ve mutlak profesyonel yardım gereklidir.

‘Çok Hızlı Yürüdük, Ruhumuz Geride Kaldı’ başlıklı yazınızda, “Böyle dönemlerde çok düşünülüp, az karar alınmasının neredeyse şart olduğunun akılda tutulması mühimdir” diyorsunuz. Ancak pandemi süreci uzadıkça insanların kritik kararlar almayı ertelemesi iyice zorlaşmayacak mı? İçinde yaşadığımız süreç uzarsa kritik kararları erteleme dışında ne önerirsiniz?
Kritik kararların itinayla ve ısrarla ertelenmesini öneririm. Velev ki ertelenemeyecek bir karar gerekiyorsa elbet yapabildiğimiz kadar gelecek projeksiyonu yapmak mühim. Belirsizliğin hakim olduğu her vakit karar almak için münasip değil. Bunu akılda tutmalı ve şart değil ise karar alma sürecini ertelemeliyiz diye düşünüyorum.

Kategoriler

Güncel


Yazar Hakkında

1967 İstanbul doğumlu. Agos yazı işleri müdürü ve kitap eki Kirk'in editörü; güncel politika, dini akımlar, tarihle ilgili güncel tartışmalar ve yeni çıkan kitaplar hakkında haberler yapıyor.