Osman Kavala tahliye edilmedi

Gezi Davası'nda beraat ettikten sonra bu kez de "casusluk" suçlamasıyla tutuklanan Osman Kavala bu davadan hakim karşısına çıktı. Kavala'nın tutukluluğunun devamına karar veren mahkeme bir sonraki duruşma tarihi olarak 5 Şubat 2021'i belirledi.

İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Osman Kavala 1144 gündür tutuklu bulunduğu  Slilivri Cezaevi’nden SEGBİS aracılığıyla katıldı. Kavala’nın avukatları Köksal Bayraktar, Tolga Aytöre ve Deha Boduroğlu duruşma salonunda hazır bulundu.

Duruşmayı ayrıca İsveç, Almanya, Danimarka ve ABD’nin İstanbul konsolosluğu temsilcileri ve gazeteciler de takip etti. Salonun yetersiz olması nedeniyle gazeteciler ayakta duruşmayı takip etti.

Osman Kavala savunmasında  iddianamedeki suçlamaların hiçbirinin olgusal temele, delile ve somut bir eylemin incelenmesine dayandırılmadığını söyledi.

Kavala'nın savunmasından satır başları şöyle:

"Bu iddianamedeki suçlamaların hiçbiri, olgusal temele, delile, somut bir eylemin incelenmesine dayandırılmamıştır. Bunlar, dünya görüşüme, etik değerlerime ve sorumlu olduğum sivil toplum kuruluşlarının yürüttüğü faaliyetlerin amaçlarına taban tabana zıt iddialardır

Somut delillerin yokluğunda, iddialar birbirlerinin gerekçesi haline getirilmiş, suçlamalar iç içe geçirilerek suçlu olduğuma dair algı yaratılmasına gayret edilmiştir

Hiçbir dayanağı olmayan, yasal temele uymayan casusluk suçlamasını öne sürmek için beraatle sonuçlanan Gezi davasındaki temelsiz iddialar yeniden kullanılmıştır.

15 Temmuz darbe girişimine katılmış olduğum suçlaması gibi casusluk faaliyetlerinde bulunduğum suçlamasında da, Henri Barkey’le yoğun temas içinde olduğum iddiası, kanıt olarak kullanılmaktadır. Henri Barkey’e herhangi bir bilgi, belge ilettiğim gösterilemediği gibi, yoğun temasta olduğuma dair de hiçbir bulgu yoktur

Casusluk faaliyetinde bulunmak için sivil toplum çalışmaları yaptığıma dair kurgu da tamamen gerçeklerden kopuktur. Delil yerine casuslukla ilgili komplo teorileri anlatılmakta, Anadolu Kültür hakkında olgusal temele dayanmayan, niyet okumalar, akıl yürütmeler yapılmaktadır.

İddia makamının, sivil toplum kuruluşlarının casusluk faaliyetinde bulunduğuna dair soyut analizleri bağlamında, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yabancı ülkelerin sivil toplum kuruluşlarını istihbarat faaliyetlerinde aktif olarak kullanmaya başladıkları ifade edilmiştir. İddia makamı, Soğuk Savaş döneminde yürütülen siyasi - ideolojik faaliyetlerle, ülkemizde demokrasiye katkı sağlayan sivil toplum hareketini kasıtlı olarak karıştırmaktadır.

Anadolu Kültür’ün ayrımcılığı körüklediği, vatandaşlarımızın devletle bağlarını zayıflatma amacı güttüğü, çirkin bir iftiradır

Etnik köken ya da inançları nedeniyle azınlıkta olan vatandaşların devletle bağlarının güçlü olması için kendilerini toplumun eşit bireyleri olarak görmeleri, böyle hissetmeleri gerekir. Sorunlarını özgürce ifade edebilmeleri ve deneyimlerini toplumun diğer bireyleriyle paylaşabilmelerinin de eşitliğin gereği olduğuna inanıyorum.

Yirmi yıldır ülkemizin çeşitli şehirlerinde gerçekleşen Anadolu Kültür etkinlikleriyle ilgili olarak, bugüne kadar, Valilik, Emniyet, MİT yetkilileri ve savcılar casusluk faaliyeti yapıldığından şüphe etmediler. Buna rağmen iddia makamının bu faaliyetlerde casusluk amacı güdüldüğünü iddia etmesi, ülkemizin devlet kurumlarının işleyişini ve denetim kapasitelerini hafife almak anlamına da gelmektedir

Gerçeklikten bu kadar kopuk, bu kadar tuhaf suçlamalar gerekçe gösterilerek bir ihlal, bir beraat, iki defa da tahliye kararına rağmen yıllarca tutuklu kalmam, sıradan bir hak ihlali değildir, benim için bir tür manevi işkence haline gelmiştir.

Umarım yurttaşlarımızın özgürlüklerinden mahrum kalmasına yol açan, temelsiz, delilsiz, mantıksız suçlamaların en aşırılarını içeren bu iddianame türünün son örneği olur."

Osman Kavala'nın savunmasının ardından duruşmaya tanık ifadeleri ve avukatların savunmalarıyla devam edildi. Kavala'nın avukatları müvekkillerinin tahliyesini istedi.

Avukat Deha Boduroğlu "64 sayfalık iddianamenin nerdeyse yarısı Gezi İddianamesi’nin kopyası." derken Avukat. Köksal Bayraktar “TCK’nın en önemli maddelerinden ikisi ile suçlanıyor ama neden suçlandığını iddianamede bulamıyorsunuz. Somut delil ve somut olgu yok" beyanında bulundu. 

Avukat Deniz Tolga Aytöre de savunmasında  "Dosyada Henri Barkey ile Osman Kavala'nın görüştüğüne dair tek bir tanık beyanı veya delil yoktur, sadece aynı ilçede baz istasyonu çakışması delil sayılıyor. Bu iddianame için suç duyurusunda bulunacağız. Niyet, algı, kumpas ne ararsanız var. Bu iddianamede hukuki bir belgede yapılabilecek en büyük hata yapılmış, bir ağır ceza mahkemesi tarafından hukuka aykırı olduğu karara bağlanmış deliller iddianameye ek yapılmıştır. Apar topar yazılmış, hiçbir hukuki dayanağı olmayan bu iddianame, Gezi dosyasında verilen beraat kararının rövanşı niteliğindedir."" dedi. 

Taleplerin ardından duruşmaya 15 dakika ara verildi.

Aranın ardından  duruşma savcısı Osman Kavala'nın tutukluluğunun devamını istedi. Duruşmaya ara karar için tekrar 15 dakika ara verildi.

Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti Osman Kavala'nın tutukluluğunun devamına karar verdi. Duruşma 5 Şubat 2021'e ertelendi. 

Kategoriler

Güncel