Türkiye'de kutuplaşmanın boyutları

“Türkiye’de Kutuplaşmanın Boyutları 2020” araştırmasının sonuçları açıklandı. Türkiye’nin 18 yaş üstü nüfusunu temsil eden 4.006 kişiyle yüz yüze görüşmelerle gerçekleştirilen araştırma siyasetten kadın sorunlarına kadar farklı konularda yaşanan kutuplaşmanın boyutlarını ortaya koydu.

Araştırma "Türkiye’de Kutuplaşmayı Azaltmaya Yönelik Stratejiler ve Araçlar Projesi (TurkuazLab)" kapsamında yapıldı. Araştırmanın sonuçları, Projenin Bilimsel Koordinatörü Prof. Dr. Emre Erdoğan, İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci ve Marshall Fonu Ankara Ofisi Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı tarafından düzenlenen çevrim içi basın toplantısında açıklandı.

Araştırma, Koronavirüs salgını nedeniyle oluşan kısıtlamalara rağmen, Türkiye’nin 18 yaş üstü nüfusunu temsil eden 4.006 kişiyle, 29 ilin mahalle ve köylerinde 500 örneklem noktasında Kasım-Aralık aylarında yapılan yüz yüze görüşmelerle gerçekleştirildi. 

Araştırmanın öne çıkan sonuçları şöyle: 

Her parti taraftarının kendini en "uzak" bulduğu parti taraftarları var

Araştırmaya katılanların yüzde 34’ü kendini AKP taraftarlarına, yüzde 22’si CHP taraftarlarına, yüzde 11’i MHP taraftarlarına, yüzde 9’u HDP taraftarlarına, yüzde 9’u ise İYİ Parti taraftarlarına yakın buluyor. 

Araştırmaya katılanlar, kendilerine en uzak hissettikleri siyasi parti taraftarlarının hangisi olduğu sorusuna yüzde 40 oranı ile en fazla HDP taraftarları yanıtını veriyorlar. HDP taraftarlarını yüzde 23 ile AKP taraftarları, yüzde 14 ile CHP taraftarları, yüzde 8 ile MHP taraftarları izliyor.

HDP taraftarları, 2015 ve 2017 araştırmalarında olduğu gibi 2020 araştırmasında da “en uzak hissedilen” taraftarlar olsa da önceki araştırmalara göre önemli bir düşüş söz konusu.  Bu oran 2015 yılında yüzde 55, 2017 araştırmasında yüzde 53 olmuş, 2020 yılında bu oran yüzde 40.

Çalışma bulgularına göre; MHP’lilerin yüzde 74’ü, AK Partililerin yüzde 54’ü ve İYİ Partililerin yüzde 50’si HDP taraftarlarını kendilerine en uzak parti taraftarı olarak görüyor. CHP’liler AKP taraftarlarını (yüzde 60), HDP’liler ise MHP taraftarlarını (yüzde 46) kendilerine en uzak parti taraftarı olarak görüyor.

"Çocuklarımız 'En uzak' partinin taraftarlarıyla evlenmesin!"

Araştırmada siyasal parti taraftarları arasındaki sosyal mesafeyi ölçmek amacıyla bir dizi durum sayılarak bu durumu isteyip istemedikleri soruldu. Araştırmaya katılanların yüzde 75’i çocuklarının “en uzak” hissettikleri partinin taraftarlarından biriyle evlenmesini istemiyor.

Kendilerine “en uzak” hissettikleri partinin taraftarlarıyla araştırmaya katılanların yüzde 72’si iş yapmak istemediğini belirtirken, yüzde 67’si çocuklarının onların çocuklarıyla arkadaşlık etmesini istemediklerini, yüzde 61’i ise komşu olmak istemediklerini ifade ediyor.

Araştırma sonuçları bir dizi sıfatlar sayıldığında katılımcıların; iyi sıfatları kendi parti taraftarlarının bir özelliği, kötü sıfatları ise “diğer” parti taraftarlarının bir özelliği olarak gördüğünü ortaya koyuyor.

"Vatansever" biziz!

Araştırmaya katılanlar kendi parti taraftarlarına; Vatansever (yüzde 87), Ülkesinin Yararına Çalışan (yüzde 86), Onurlu (yüzde 85), Açık Fikirli (yüzde 84), Zeki (yüzde 83), Cömert (yüzde 80) gibi sıfatları uygun görürken, İkiyüzlü (yüzde 86), Bencil (yüzde 85), Kibirli (yüzde 82), Zalim (yüzde 79), Ülkeye Tehdit Oluşturan (yüzde 78) ve Bağnaz (yüzde 77)  gibi sıfatları ise diğer parti taraftarlarına uygun görüyor. 

Bir kişinin kendisini ait hissettiği grubun üyelerinin, diğer grup üyelerine kıyasla ahlaken üstün olduğu algısı, siyasal kutuplaşmanın hem bir göstergesi, hem de bir sonucu olarak tanımlanıyor.  

"Yürüyüş yapmasınlar"

Araştırma katılımcılarına bir dizi hak sayılıp, kendilerine en uzak gördükleri siyasal parti taraftarlarının bu haklardan yararlanıp yararlanmaması sorulduğunda katılımcıların yüzde 41’i kendilerini en uzak hissettikleri parti taraftarlarının yaşadıkları şehirde yürüyüş yapmasını, yüzde 37’si toplantı düzenlemesini, yüzde 37’si basın açıklaması yapmasını, yüzde 34’ü ise kendilerini uzak hissettikleri parti taraftarlarının milletvekilliği, belediye başkanlığı gibi siyasal görevler için aday olabilmesini istemiyor.

"Telefonları dinlenebilir"

Katılımcılar kendilerine “en uzak” hissettikleri parti taraftarlarının telefonlarının dinlenmesini yüzde 48 oranında onaylıyor. 

Kimlikler ve parti tercihleri

Araştırmayı gerçekleştirenler, araştırmanın Türkiye’de kimlikler ve parti taraftarları arasında bir örtüşmenin varlığını gösterdiğine dikkat çekiyor.

Katılımcılara bir dizi kimlik sayılıp bu kimliklerden kendilerini tanımlamak için seçtikleri tek kimliğin ne olduğu sorulduğunda yüzde 18 ile Türklük en önemli kimlik olarak yer aldı. Bunu yüzde 11 ile Atatürkçülük, yüzde 10 ile Muhafazakârlık, yüzde 10 ile Eğitimlilik, yüzde 10 ile Kürtlük izliyor.

Araştırma sonuçlarına göre, Dindarlık (yüzde 8) ve Milliyetçilik (Yüzde 8) görece daha düşük oranlarda belirtilmiş kimlikler iken,  Modernlik (yüzde 6), Ülkücülük (yüzde 3) ve Laiklik (yüzde 3) çok az sayıda kişi tarafından da olsa birincil kimlik olarak belirtiliyor.

Araştırma sonuçları; AK Parti taraftarlarının Dindar İnsanlar ve Muhafazakarlar ile; MHP taraftarlarının Milliyetçiler ve Ülkücüler ile; İYİ Parti taraftarlarının Eğitimli insanlar ve Modern insanlar ile; CHP taraftarlarının Atatürkçüler, Laikler ve Aleviler ile ve HDP taraftarlarının ise Kürtler ile kendilerini daha fazla özdeşleştirdiğini gösteriyor.

Ayasofya'ya bakış

Araştırmaya katılan AK Parti taraftarlarının yüzde 86’sı, MHP taraftarlarının yüzde 82’si Ayasofya Müzesi’nin camiye dönüştürülmesini desteklerken, CHP taraftarları arasında bu oran yüzde 34. Kanal İstanbul’un yapılmasına destek verenlerin oranı AK Parti taraftarlarında yüzde 66, MHP taraftarları arasında yüzde 57. CHP, İYİ Parti ve HDP taraftarları arasında bu konuyu destekleyenlerin oranı ise yüzde 15’i geçmiyor. Anadili Türkçe olmayanların kendi anadillerinde eğitim alabilmelerini savunanların oranı HDP taraftarları arasında yüzde 91 iken bu oran AK Parti, CHP ve İYİ Parti taraftarları arasında yüzde 30, MHP taraftarları arasında ise yüzde 21.

Ankete katılanlar: Türkiye’de görüş ayrılığı arttı

Araştırmaya katılanların yarıdan fazlası, Türkiye’de insanlar arasında görüş ve davranış farklılıklarının artığını düşünüyor. Araştırmaya katılanların yüzde 52’si insanlar arasında görüş ve davranış farklılıkları arttı derken, yüzde 42’si bu farklılıkların geçmişte de var olduğunu düşünüyor. CHP’liler yüzde 70, HDP’liler yüzde 67, İYİ Partililer ise yüzde 65 gibi yüksek oranlarda günümüzde görüş ve davranış farklılıklarının arttığını düşünürken, AKP'liler yüzde 60 ve MHP’liler yüzde 61 gibi yüksek oranda Türkiye’de geçmişte de benzer görüş ayrılıkları olduğunu söylüyor.

Sadece kendi medyalarını izliyorlar

Araştırmaya katılan AK Parti taraftarları daha sık Kanal 7, A Haber ve ATV ana haber programlarını, CHP taraftarları FOX TV ve Halk TV’yi,  MHP taraftarları TRT1’i diğer kanallara ve diğer parti taraftarlarına kıyasla daha sık seyrettiklerini belirtiyorlar. Farklı haber kaynaklarından yararlananlar, kendi izlediklerinin daha “tarafsız” olduğu kanısındalar.

Bulgulara göre araştırma, Türkiye’de Facebook, Twitter gibi sosyal medya araçlarında insanların kendi yankılarını aradıklarını ve daha ziyade kendi görüşlerine yakın kişilerle temas kurduklarını ortaya koyuyor. Facebook kullanıcılarının yüzde 78’i, Twitter kullanıcılarının ise yüzde 74’ü kendi siyasi görüşüne yakın isimleri takip ettiğini söylüyor. 

Kadına yönelik şiddette sorumluluk kimde?

Tüm parti taraftarları, kadına yönelik şiddetin yaygın olduğu görüşünde (yüzde 88) birleşirken, kadına yönelik şiddetin azaltılması konusunda sorumluluğun kime düştüğü ve sorumluluk sahibi olan kurumun üstüne düşeni yapıp yapmadığı konusunda önemli oranda farklılaşıyor. Yüzde 80 oranında HDP; CHP ve İYİ Parti taraftarları çözüm için, “sorumluluk Hükümet’te” derken, AK Parti ve MHP taraftarlarında bu oran yüzde 60.  AK Parti ve MHP taraftarının yarısından fazlası çözüm için “aile”yi sorumlu görüyor.  AKP (yüzde 59) ve MHP (yüzde 44) taraftarları kadına yönelik şiddetin azaltılması konusunda sorumlunun üstüne düşeni yaptığı görüşünde iken, HDP, CHP ve İYİ Parti taraftarları yüzde 80-88 oranında sorumluların üzerlerine düşeni yapmadığı kanısında.

Prof. Dr. Emre Erdoğan basın toplantısında araştırmaya ilişkin şunları söyledi: “Çağdaş demokrasinin temel varsayımının; vatandaşların sağlıklı ve eşit şekilde diyalog kurabilmeleri ve kamusal sorunları birlikte tartışabilmeleri olduğunu biliyoruz. Farklı parti taraftarlarının birbirine olan duygusal mesafelerinin artması anlamına gelen “duygusal siyasal kutuplaşma” demokrasilere en büyük tehditlerden birini oluşturuyor. Diyalog zeminini imkânsız hale getiren “duygusal kutuplaşma”yla mücadelenin ilk adımı bu olgunun varlığını ve sorunun vahametini kabul etmekten geçiyor.”

İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci de araştırma sonuçlarına yönelik yaptığı değerlendirmede “Parti taraftarlarının birbirini 'öteki' olarak görmeye başlaması siyasal hoşgörüsüzlüğün ve sosyal mesafenin artması şeklinde tezahür ediyor. Ayrıca 'diğer' parti taraftarları ahlaki olarak da aşağıda görülerek ötekileştiriliyor. Bu da birlikte yaşamanın ve sorunlarımıza ortak çözümler geliştirebilmenin önündeki en büyük engellerden biri ” dedi.

Kategoriler

Güncel