Küçük adanın üç büyük müzisyeni

Björk’ü müzik seven herkes bilir. Ama İzlanda’nın müzik alanındaki cevherleri onunla sınırlı değil. Vartan Estukyan, ilk önce soğuğuyla sevgisini kazanan sessiz adanın üç önemli müzisyenini anlatıyor. Sigur Rós, Olafur Arnalds ve kuzeni Olöf Arnalds.

Vartan Estukyan
estukyan@gmail.com

Birçok insana göre, İzlanda, tanrının unuttuğu bir yer. Ülkeye en yakın yerin Grönland olduğunu varsayacak olursak, çok da haksız sayılmazlar. Tarihi boyunca büyük savaşlara katılmamış, eski kitaplarda isminden söz edilmemiş Kuzey Avrupa'daki bu ada, günümüzde de kolayca görmezden geliniyor. Bundan yaklaşık iki buçuk yıl önce Eyyafyallayöküll yanardağının faaliyete geçmesiyle dünya gündemine oturan İzlanda, şu sıralar yine hareketsiz. İzlanda'nın ordusu bulunmuyor. Eşcinsel evlilik bundan birkaç yıl önce yasal hale geldi. Üstelik ilk eşcinsel evliliği yapan da Başbakan Jóhanna Sigurðardóttir oldu!

Sigur Rós

Sessiz, sakin ve huzurlu bu ada ülkesine olan merakım birkaç yıl önce başladı. Bunda, soğuğu sevmemin etkisi hayli büyüktü. Sonra müziğiyle tanıştım adanın. Björk’ü şüphesiz bütün dünya tanıyor ama İzlanda’nın cevherleri bununla sınırlı değil. Zaten bu yazının konusu da bu. Politikanın çok da önemli olmadığı, insanların sakin bir yaşam sürdürdüğü İzlanda'da ağırlıklı olarak klasik müzik ve post-rock tarzı müzikler dinleniyor. Dünya çapında başarılı bir yere sahipler. Özellikle post-rock türünde kendini oldukça beğendirmiş ve dünyanın dört bir yanından hayran kitlesi oluşturmuş Sigur Rós, İzlanda müziği konusunda önemli bir yer kaplıyor. Belki bilmeyenleriniz vardır, post-rock, uzun süren ancak çok kısa sözleri olan şarkı türüdür. Sekiz dakikalık bir şarkının yalnızca üç dakikasında sözlere yer verilir, diğer beş dakika ise tamamen enstrümentaldir ve melodilere bırakılır. Söylediğim gibi, sorun yok, politika yok, dolayısıyla gevezelik etmeye de yok. 

1994'te başkent Rejkjavik'te kurulan grup, her yıl dünyanın dört bir yanında konserler vermeye devam ediyor. İzlanda'nın ismini dünyaya duyuran grup hakkında, 2007 yılında yönetmenliğini Dean DeBlois'in üstlendiği Heima [Ev] adlı bir belgesel film yayımlandı. Filmde grup üyeleriyle röportajlar, konserler görüntüleri, gerek grup, gerekse İzlanda hakkında çokça bilgi var.

Olafur Arnalds

Ülkenin bir diğer önemli sanatçısı ise, güneybatıdaki Mosfellsbæ şehrinde dünyaya gelen, 14 yaşından beri profesyonel olarak müzikle uğraşan ve henüz 26 yaşında olan Olafur Arnalds. Açık konuşmam gerekirse, enstrümental müzikleri sevmem. Daha doğrusu sevmezdim. İlk dinlediğim enstrümental albüm, yanlış hatırlamıyorsam, Yann Tiersen'inkiydi. Tabii babamın eski plaklarından Beethowen, Bach ve nice klasik müzisyenleri saymazsak… Ta ki Arnalds'la tanışana kadar.

Olafur’un piyano ve kemanında kesinlikle tarif edilemez bir güç var. 26 yaş için oldukça iyi bir kulağı ve müzik bilgisi var. Justin Bieber'in milyonlar sattığı bir dünyada Arnalds'ın tanınmaması bir şans. Ancak bunun kötü yanları da var. Mesela, Türkiye'de albümünü bulamıyorsunuz. Eulogy For Evolution albümü, kesinlikle raflardaki yerini almalı. Nasıl alacağı size kalmış. 20 Ekim'de Salon İKSV'de konser verecek olan Olafur Arnalds'ı canlı dinlemenizi tavsiye, pişman olmayacağınızı da garanti ederim.

Olöf Arnalds

Kuzeni gibi Olöf Arnalds da ülkenin yetiştirdiği başarılı müzisyenlerinden biri. Ancak, Olafur’un aksine Olöf, enstrümental değil, folk müzik yapıyor. Kuzeniyle birlikte birçok ortak işe atan Olöf Arnalds'ın Við Og Við ve Innundir Skinni adlı iki albümü bulunuyor. Kasım 2011'de yayınladığı Olöf Sings adlı kısa albümde Arnalds, Arthur Russel, Bruce Springsteen, Neil Diamond, Bob Dylan ve Caetano Veloso şarkılarını coverladı.

 

Bu hafta...
  •  
Merhaba!