Dink Cinayeti: Muharrem Demirkale ve Ramazan Akyürek savunma yaptı

Kamu görevlilerinin yargılandığı Hrant Dink Cinayeti Davası sürüyor. Sanıklar son savunmalarını yapıyor. Bugünkü celsede tutuklu sanıklardan Muharrem Demirkale ve Ramazan Akyürek savunma yaptı.

Bugünkü duruşmada ilk olarak tutuklu sanıklardan Muharrem Demirkale SEGBİS üzerinden  savunma yaptı. Demirkale  mahkemeye savunma öncesinde SEGBİS  üzerinden bir sunum iletti. Sunumda Türk bayrağı üzerine "Sevdam Sensin" yazılı  bir görsel bulunduğu görüldü. 

Kamu görevlilerine yönelik olarak hazırlanan iddianamede Demirkale’nin Agos gazetesi çevresinde bulunan ve Ogün Samast’ı takip eden Jandarma görevlilerinin komutanı olduğu öne sürülüyordu. Demirkale’nin savcı Zekeriya Öz ile cinayetten 1 gün önce ve 1 gün sonra 7 kez telefon görüşmesi yaptığı belirtiliyordu.

Muharrem Demirkale, 19 Ocak günü Hrant Dink'in vurulmasından yarım saat önce evinde olduğunu söyledi ve görüntü tutanaklarını hazırlayan polislerin, teşhisin imkansız olduğunu bile bile kendilerine kumpas kurduklarını belirtti. Demirkale bu konuda savcı ile görüşmek istediğini, bilirkişi incelemesi talep ettiğini ancak tüm bunların reddedildiğini söyledi.

Muharrem Demirkale söz konusu görüntülerle aynı zamanlarda başka yerde olduğuna dair dosya içerisinde belgeler olduğunu, bu durumun başlı başına çelişki olduğunu  söyledi. Kendisiyle husumeti olan kişilerin kumpas kurduğunu  ifade etti.

Demirkale “Hikaye tadında iddianame ve mütalaa hazırlanmış. Psikolojisi bozuk ve sürekli çelişen ifadeleri olan Ogün Samast'ın beyanlarına itibar edilmiş ve bu ifadelere dayanılarak jandarmanın kendisini takip ettiğinin iddiasında bulunulmuş” dedi.

Demirkale, görüntü tarih ve saatinde  HTS kayıtlarına göre bambaşka bir yerde olduğunun belgeli olduğunu söyledi.

Demirkale şöyle devam etti:  “Bir takım kişilerle yaptığım konuşmalar suçlanmam için yeterli değil. Benim Ali Fuat Yılmazer'le konuşmamın neresi suç? Neyle suçladığımı tam olarak hâlâ bilmiyorum ki doğru düzgün savunma yapabileyim...”

 “80 - 90 kişinin karıştığı ve bildiği  illegal cinayet işlenebilir mi sayın başkanım? Aleyhime delil toplanması kadar soruşturma aşamasında lehime de delil toplanması da gereklidir. Hani nerede?”

 “HTS kayıtları olay yerinde olmadığımı gösterince bu sefer personeli koordine ettiğim iddia ediliyor. Benim personelimden hiç kimse olay yerinde bulunmamıştır.”

 “İddianameyi anlaşılmasın diye karışık yazmışlar. Savcı Zekeriya Öz'ün beni  telefonla aramış olması Bitlis'te aynı dönemde görev yapmış olmamızdan kaynaklanmaktadır. Ayrıca jandarma istihbaratçının savcılarla görüşmesi olağandır.”

 “Eşimle de eşi görüşmüş. Doğrudur ama bu da önceden tanışan kamu görevlilerinin eşleri arasında doğaldır. Özellikle Ergenekon Balyoz soruşturmalarından sonra Zekeriya Öz'den uzak durmaya çalıştım. Zekeriya Öz'e makam ve zırhlı araç tahsis eden ben değilim...”

 “MİT ile de çok sıkı çalıştım ben. Ahmet İlhan Güler mahkemede akıllara ziyan ifadelerde bulundu. ‘Ses getirecek eylemden başka bir şey anladık’ dedi...”

“Bu mahkemede biz tamamen taraflı bir şekilde yargılandık. Bunu belirtmek istiyorum. Mahkemeler tarafsız olmalı...”

“Bizim İstanbul jandarmasından hiçbir personelin By-lock kaydı yok. Bu yazılmamış. Önemli değil mi? Hakkımda iddia edilen ankesörlü aramalar Yargıtay kriterlerine uygun ardışık aramalar değildir.”


Demirkale’nin ardından eski Trabzon Emniyet Müdürü ve eski İstihbarat Daire Başkanı tutuklu sanık Ramazan Akyürek son savunmasını yaptı. Akyürek 2003 yılının Aralık ayından Mayıs 2006 tarihine kadar Trabzon’da İl Emniyet Müdürü olarak görev yaptı. Yasin Hayal’in eylem hazırlığında olduğuna ilişkin İstanbul’a gönderilen istihbarat raporları Akyürek’in Trabzon’da görevde olduğu dönemde hazırlandı. İstihbarat bilgilerini Cumhuriyet Başsavcılığı, İl Jandarma Komutanlığı ve MİT’e iletmemekle, Yasin Hayal ve üyesi olduğu örgüte operasyon yapmamakla suçlanıyor.

Ramazan Akyürek’in savunması

Ramazan Akyürek şöyle konuştu:  “Hrant Dink 2003 yılından başlayarak hedef haline getirildi. Ona verilen ceza ona düşmanlığı artırdı. Trabzon Emniyeti İstihbaratı hemen bildirdi. Trabzon Jandarması bildirmedi ve ölümünden bir gün sonra evrak düzenledi.”

 “Yasin Hayal ile ilgili olumsuz gelişmelerden benim haberim olmadı. İstanbul Emniyeti Hrant Dink’e yönelik gelişmeleri biliyordu. Trabzon’dan 11 ay önce gelen resmî yazıya cevap vermediler. Onu korumadılar.”

 “Cinayetten 3 ay önce illere yazı yolladık Ermenilere yönelik saldırılara karşı hassas davranılması için. “

“Cinayet döneminde Trabzon ve İstanbul emniyetinde görevli değildim. Ben görevimi yaptım. İhmalim yoktur. İstanbul Emniyet Müdürü veya İstihbarat Müdürü değildim. Buna rağmen onlar tutuksuz yargılandı ben tutukluyum.”

“Hrant Dink cinayetiyle ilgili müfettiş raporunda bana suç isnat edilmesine karşı çıkılıyor. Ben daire başkanıyken bu konuda bir bilgi sunulmamış ve hiç gündeme gelmemiştir.”

“İstihbarat bilgisini planlı operasyona dönüştürmek prosedüre bağlıdır. Yönetmelikler var. Taşra birimleri edindiği istihbari bilgiyi emniyet müdürü onayıyla merkeze ulaştırır.”

“Engin Dinç (26 Ağustos 2004-19 Eylül 2006 arası Trabzon Emniyeti İstihbarat Şube Müdürü) arayıp İstanbul Ahmet İlhan Güler’e (Cinayetin işlendiği dönemde İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdürü) bilgi vermiş. Sonra resmî yazı da gönderildi. Yasin Hayal’in takibi ve hakkında bilgi akışı bu aşamada sürüyordu. Fakat Hrant Dink’in yaşadığı yer İstanbul’du. Orada bu bilgi paylaşılmamış.”

“O aşamada Trabzon’da benim emrimle bir operasyon yapılamazdı. İstihbarat Şubesi çalışıyordu. Cinayetten 11 ay önce geldi bu bilgi. 17 Şubat 2006’da İstihbarat  Daire Başkanlığı ve İstanbul’a haber verildi...”

“Hrant Dink ile ilgili eylem haberinin yollanmasından 3 ay sonra ben (İstihbarat) Daire Başkanı oldum. Bana operasyon talebi gelmemiştir. Hrant Dink konusu hiç gündeme gelmedi. Koruma kararı da ancak illerde alınabilir. İstanbul Valisi sorumluluğundadır.”

“İstanbul Emniyeti’nin Hrant Dink konusunu koruma komisyonuna intikal ettirmesi gerekirdi. Çünkü Dink’e yönelik  böyle bir ortam vardı.” 

“Hrant Dink yazılar yazdı. İstanbul’da bu tehdit atmosferi varken ve Trabzon’dan cinayet hazırlığı bilgisi gelmişken Muammer Güler, Celalettin Cerrah, Ahmet İlhan Güler, bütün bu süreçte İstanbul’da görevdeydi. “

“Ben cinayet sonrası İstanbul’a gitmeden önce İstanbul İstihbarat Müdür Vekili ile görüştüm. Trabzon İstihbarat Şube, Erhan Tuncel ve Yasin Hayal’in bilgisi yok diyor. Bana da iletilen budur. Benim sakladığım bilgi yoktur.”

“Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay’ın da konuya vakıf olmadığını söylemesi doğru değildir. Erhan Tuncel ile ilgili evraklarda imzası var. “

“Ahmet İlhan Güler’in yerine Ali Fuat Yılmazer’in atanması benimle ilgili değil. O dönemde Cumhuriyet gazetesi ve Danıştay saldırıları oldu ve üst makamlar İstanbul’daki zaafa dikkat çekti.”

“Ahmet İlhan Güler’e daha rahat birkaç ili önerdim O bana İstanbul’dan ayrılmak istemediğini söyledi. Cinayetten sonra görevden alındı ve Yılmazer oraya atandı. “

“Bu cinayetten dolayı suçlanması gereken ben değilim. Bana bir bilgilendirme yapılmadı. İstanbul veya Trabzon’da sorumlu görevlerde olan ben değildim”

“Erhan Tuncel ile ne  TAYAD olayları sırasında ne de sonra görüştüm. Bir ilişkim olmadı. Yardımcı elemanla görüşmek istihbarat personelinin işidir. Olaydan sonra polise destek olan vatandaşlarla görüşmüş olabilirim”

Akyürek sözlerini şöyle tamamladı: “Bana yönelik iddialar tamamen iftiradır. Hrant Dink’in ölmesi düşüncem hiç olmadı. Ben bulunduğum konum itibarıyla yapılması gerekeni yaptım. Keşke daha fazlasını yapsaydım da Hrant Dink yaşıyor olsaydı.”

Akyürek’in savunmasının ardından bugünkü duruşma sona erdi.  Yeni celse 3 Şubat Çarşamba günü yapılacak Bu celsede Ramazan Akyürek’in avukatı ve tutuklu sanıklardan Ali Fuat Yılmazer savunma yapacak. 

Tutuklu sanıklardan Ercan Gün 27 Ocak'ta, Veysal Şahin ve Volkan Şahin 22 Ocak'ta savunmalarını yapmıştı. 

(BÜLENT  AYDIN-BARAN SEYHAN)






























Kategoriler

Güncel