‘Ondan daha fazla kim layık olabilirdi oratoryoya?’

Son olarak ‘Tare Tar Ahtamar’ (Çağdan Çağa Ahtamar) oratoryosunu besteleyen müzisyen Majak Toşikyan’ın (Cenk Taşkan) Hrant Dink için bestelediği, librettosu Bercuhi Berberyan’a ait ‘Hrant Dink Oratoryosu’, 15 Eylül Cumartesi akşamı düzenlenen, Uluslararası Hrant Dink Ödülleri’nin sahiplerini bulduğu gecede ilk kez seyirciyle buluştu.

LORA BAYTAR
lora@agos.com.tr

Şef Hagop Mamigonyan yönetiminde sahneye çıkan Lusavoriç Korosu ve solistler Kevork Tavityan, Aylin Ateş ve Petro, senfonik orkestra ve piyano eşliğinde, bir saatlik oratoryonun bazı bölümlerini seslendirdi. Bir yıllık bir çalışmanın ürünü olan eser ve hazırlık süreci üzerine, Majak Toşikyan’la konuştuk.

•          Böyle bir iş yapmaya nasıl karar verdiniz?

‘Tare Tar Ahtamar’ oratoryosunun istediğim gibi çıkması beni bu tarz müzik konusunda biraz yüreklendirdi. ‘Oratoryo’ tanımını çekinerek kullanmama rağmen, dini öğeler taşıyan o çalışmadan sonra, özel bir insanın adını yüceltmek amacıyla da yapılabilen bir müzik tarzı oluşu beni doğrudan Hrant’a yönlendirdi. Ondan daha fazla kim layık olabilirdi ki, adına bir oratoryo ithaf edilmesine? Doğrusu, Ahtamar’la ilgili olanı yazarken bile bir yandan da bu konuyu düşünüyordum. Bir sohbetimizde, Bercuhi’ye bu arzumdan söz ettim. Beraber karar verdik diyebilirim.

•          Nasıl bir çalışma yöntemi izlediniz?

Benim duygularımla paralel çalışabilecek biri lazımdı sözleri için. Biliyorsunuz, bu konuda yazmak için sırf yazarlık yeteneği yetmez, sağduyu ve fikir birliği gerekir. Bir de tabii, konu edilen kişiyi tanımak, olayları bilmek... Bercuhi’nin bu işe en uygun insan olduğunu düşündüm. Doğrusu, inanılmaz bir uyum içinde çalıştık.

•          Eserin ortaya çıkması ne kadar sürdü?

Aşağı yukarı bir yıla yakın... Bu kısa bir süre sayılır. Bu kadar çabuk ortaya çıkacağını ben de beklemiyordum başlarken. Fakat bir kere konsantre olup başlayınca su gibi aktı diyebilirim.

•          Ödül gecesinde eserin sadece bir kısmı seslendirildi. Tamamını ne zaman dinleyeceğiz? Bir albüm haline getirilmesi planlanıyor mu?

Bu oratoryo bir saatlik bir konser için hazırlandı. Tamamının seslendirilmesi için tarih olarak şimdilik Mart 2013 düşünülüyor. Ödül töreninde, yalnızca katkı ve tanıtım amacıyla, dört parça sunuldu. Çok kısa sürede ve küçük bir ekiple çalışıldı. Tamamı için ciddi ve uzun bir çalışma gerekecek. Esas büyük konser olup bittikten sonra albüm de düşünülebilir, neden olmasın?

Majak Toşikyan: Müziğe gitar çalarak başladım. Askere gidene kadar Erol Büyükburç’un orkestrasında çalıştım. Askerden dönünce beste çalışmalarım başladı. Söz yazarı Mehmet Teoman’la ve Nükhet Duru’yla tanıştım. Ve bestecilik esas işim oldu. 81’de Kanada’ya yerleştim, 97’de kesin dönüş yaptım. Kanada’da da müzik çalışmalarım devam etti. Orada epey ünlenmiş çalışmalarım var. Pop tarzında da popüler olmuş birçok bestem var ama 10 yıldır pop yapmıyorum, son zamanlarda popun geldiği durumu beğenmiyorum. Genelde film müziğini çağrıştıran farklı ve yeni bir sound kullanıyorum. Bu tarzda bilinen bestelerim de var. Ali Sami Yen’in kapanışı ve Arena Stadyumu’unun açılışı için yaptığım müzikler bunlardan bazıları. ‘Sultan-ı Seyirlik’ adlı balenin müzikleri de bana ait.

Bercuhi Berberyan:

‘Oratoryo tamamlanana kadar çok ağladık’

•          Sözleri ezginin üzerine yazmışsınız. Nasıl çalıştınız?

Doğrusu, bu işe girişirken biraz deli cesaretiyle atıldım diyebilirim. Bir bestenin üzerine söz yazılması zor bir şey. Önce uzun süre dinliyorsun, sana hissettirdiklerini belirliyorsun, sonra onları söze döküp hece sayılarına oturtuyorsun. Ama biz Majak’la bu konuda garip bir duygu birliğine vardık. O, müziği bana gönderiyordu, ben sözlerini tamamlayıp ona gönderdiğimde, besteyi yaparken aklından geçen şeyleri aynen karşısında bulup şaşırıyordu. İş tamamlanana kadar çok ağladık.

•          Ortaya çıkan çalışmayı nasıl tanımlayabilirsiniz?

Ben de çok beğendim, Majak da... Tamamı çok etkileyici. Sözlerle müzik bire bir örtüşüyor. Yalnızca dört parçayı dinlemek bile beni çok duygulandırdı. Neredeyse bir yıldır tüm şarkıları kendi sesimden başka bir sesten dinlememiştim. Solistler de, koro da çok severek ve yürekten okudular. Doğru bir seçimdi ve müthişti. Tamamı için daha kalabalık bir grup hayal ediyorum. O zaman muazzam bir şey olacak.

Majak Toşikyan: Müziğe gitar çalarak başladım. Askere gidene kadar Erol Büyükburç’un orkestrasında çalıştım. Askerden dönünce beste çalışmalarım başladı. Söz yazarı Mehmet Teoman’la ve Nükhet Duru’yla tanıştım. Ve bestecilik esas işim oldu. 81’de Kanada’ya yerleştim, 97’de kesin dönüş yaptım. Kanada’da da müzik çalışmalarım devam etti. Orada epey ünlenmiş çalışmalarım var. Pop tarzında da popüler olmuş birçok bestem var ama 10 yıldır pop yapmıyorum, son zamanlarda popun geldiği durumu beğenmiyorum. Genelde film müziğini çağrıştıran farklı ve yeni bir sound kullanıyorum. Bu tarzda bilinen bestelerim de var. Ali Sami Yen’in kapanışı ve Arena Stadyumu’unun açılışı için yaptığım müzikler bunlardan bazıları. ‘Sultan-ı Seyirlik’ adlı balenin müzikleri de bana ait. 

Kategoriler

Kültür Sanat Müzik